Erdoğan'dan FETÖ itirafı: Açık söylüyorum ama aldandık
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ile ilgili yaptığı açıklamada "aldandık" dedi. Erdoğan, FETÖ ile mücadeleye dikkat çekti.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
15 Temmuz darbe girişiminin, yarın 5. yılı olduğunu anımsatan Erdoğan, Meclis'in o gece sergilediği cesur duruşla gazilik unvanını hak ettiğini bir kez daha gösterdiğini vurguladı.
Erdoğan, "Diğer terör örgütleri ile mücadelemizi nasıl tavizsiz ve kararlı bir şekilde yürütüyorsak FETÖ'yü de aynı şekilde son mensubu etkisiz hale getirilene kadar takip edeceğiz. Din kisvesi altında bu milleti sömürenlere de prim vermeyeceğiz, bu da böyle bilinsin. Bizim kutsallarımıza saldıranlara prim vermeyeceğiz. Dinimizin kutsiyetini yıllar yılı bunlar sömürdüler, açık söylüyorum ama aldandık, şimdi toparlandı. 2010'dan sonra bu süreci farklı bir havada, atmosferde, yakın takipte götürüyoruz." ifadelerini kullandı.
CHP'den, 'aldandık' diyen Erdoğan'a jet yanıt
Erdoğan, Türkiye'nin PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütlerine karşı yürüttüğü mücadeleyi FETÖ ihanet şebekesine karşı da verdiğini belirterek "Kamudan iş dünyasına, sivil toplumdan eğitime kadar devlet ve millet hayatının her yerine sızan bu sinsi yapının ülkeden temizlenmesi kolay değildir. Fakat biz bunları, biliyorsunuz, içeride de dışarıda da kovalıyoruz ve yakaladıkça da Türkiye'ye getiriyoruz. Şu anda Orta Asya'daki en büyük, bütün para, finans olaylarını koordine eden ve onların Orta Asya'da dağıtımını yürüten ismi yakalandı, getirildi, bütün sorgulamaları yapıldı, şimdi yola devam ediyoruz." dedi.
Örgütün, ülkede ve dünyanın pek çok yerinde hain emellerini yerine getirmek için hala çalışan, fırsat kollayan mensupları olduğuna işaret eden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
Diğer terör örgütleri ile mücadelemizi nasıl tavizsiz ve kararlı bir şekilde yürütüyorsak FETÖ'yü de aynı şekilde son mensubu etkisiz hale getirilene kadar takip edeceğiz. Din kisvesi altında bu milleti sömürenlere de prim vermeyeceğiz, bu da böyle bilinsin. Bizim kutsallarımıza saldıranlara prim vermeyeceğiz. Dinimizin kutsiyetini yıllar yılı bunlar sömürdüler, açık söylüyorum ama aldandık, şimdi toparlandı. 2010'dan sonra bu süreci farklı bir havada, atmosferde, yakın takipte götürüyoruz.
Türkiye artık ister terör örgütleri kullanılarak yapılsın ister başka ayak oyunlarıyla önüne getirilsin, vatanının bütünlüğü ile milletinin birliğine, devletinin bekasına yönelik her türlü tehdidi dünyanın neresinde olursa olsun kaynağında bulup yok etme gücüne, iradesine, kararlılığına sahip bir ülkedir. Külliyenin karşısında müzemizi de bitirdik, onun da açılışını yapacağız. Anıtımız zaten açılmıştı ve o gün yine Meclisimizin önünde merasimimiz var.
Tüm bu merasimlerde özellikle AK Parti Grubu olarak, her birisinde de olmalıyız, beraberce hareket etmeliyiz. Külliyenin önünde de o gün tüm şehit ve yakınlarını, gazilerimizin kendileri ve yakınlarını ayrıca Silahlı Kuvvetlerimiz, hep birlikte, orada hedefimiz tüm o alanı doldurmak suretiyle 15 Temmuz’u, orada hep birlikte analım, şehitlerimizi yad edelim, gazilerimize de Allah’tan şifalar dileyelim.
Diplomatik misyonlarımızı tüm alt birimleriyle güçlendirmemizin, bölgemizde pek çok yerde danışmanlık ve eğitim seviyesinde askeri görevler üstlenmemizin sebebi işte budur. Şayet bu güçlü altyapıyı kurmazsak, bu topraklarda bize huzur, güven ve refah içinde yaşatmayacaklarını, uzak ve yakın tarihimizdeki sayısız örnekle biliyoruz, görüyoruz.
İşte bunun için terör örgütlerine ve onların faaliyetlerine, sadece sıradan silahlı yapılar olarak bakmıyoruz. Yine ülkemizin maruz kaldığı saldırıların önemli bir kısmının da siyasetin, ticaretin, sosyal hayatın kendi doğal mecrasından kaynaklanan hadiseler olmadığının farkındayız. Bu şekilde baktığımızda PKK’ya da FETÖ’ye de benzer gayelerle her an önümüze çıkartabilecek diğer yapılara karşı da teyakkuz halimizi sürdüreceğiz. Hiç şüphesiz bu sadece bizim, sadece siyasetin, sadece hükümetin sorumluluğunda olan bir mesele değildir.
Ülkemizde yaşayan 84 milyon vatandaşımızın tamamı ülkeyi ve milleti ayakta tutacak, yaşatacak, geliştirecek bu kutlu davanın tarafıdır. Kendisini bu çemberin dışında görenlerin ülkeleri ve toplumları ile bağları kopmuş demektir. Böyle insanları da bir an önce kazanmak, onları da bugün bu davanın mensubu haline getirmek en başta gelen görevimizdir.
Bilhassa yeni nesillerin, gençlerimizin, çocuklarımızın bu anlayışı, okul öncesinden başlayarak, hayatlarının her aşamasında geliştirerek kazanmalarını sağlamak mecburiyetindeyiz. Medeniyetini, tarihini, kültürünü, değerlerini bilmeyen nesiller, tıpkı avuçladığımız su gibi elimizden akıp gitmeye mahkumdur. 15 Temmuz gibi hadiseler yaşattıkları acılar yanında işte bu dersleri de bize gösteren yönüyle sürekli hatırlamamız gereken tarihi dönüm noktalarıdır. İnşallah hep birlikte bu doğrultuda azimle, kararlılıkla, cesaretle yolumuza devam edeceğiz.