İşte Erdoğan'ın Marmaris'te vatandaşa fırlattığı çayın hikayesi
Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te vatandaşa fırlattığı çayların hikayesini yazdı.
Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te vatandaşa fırlattığı çayların hikayesini yazdı.
İşte Eryontuk'un o yazısı:
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın orman yangınının yaşandığı Marmaris’te yaptığı incelemelerin ardından miting otobüsünden halka fırlattığı çaylar gündem oldu.
Özellikle twitter üzerinden açılan Ak-par-TEA hashtagi üzerine yapılan eleştiriler muazzamdı.
Ben de görüntüleri ilk gördüğümde inanamadım.
Bazen sosyal medya yanıltabiliyor insanı. Eski bir video olabileceğini düşündüm.
Lakin ne zaman ki gerçek olduğunu öğrendim, vatandaş olarak başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Maalesef her yerde bir alev, her evde onca gözyaşı var ama görüyoruz ki milletinin başına çay fırlatan bir cumhurbaşkanı da var bu ülkede…
Ne acı değil mi?
Zaten en başından beri parti liderlerinin miting meydanlarında vatandaşına başta gıda ürünü olmak üzere akla gelebilecek ne varsa fırlatmalarına o kadar kızıyor, o kadar üzülüyordum ki…
Bunu yapanların ruh halini incelemek lazım.
Sizlerin bir şeyler fırlattığınız kim yahu?
Sizi seçip o seçim otobüsünün tepesine çıkaranlar değil mi?
O zaman bu kibiriniz kime?
Cumhurbaşkanı “Ocağı yanmış” sözünü bu mahiyette yanlış anladı herhalde.
Elbette yardım etmek, acıyı paylaşmak güzel bir şey.
Ama bunu yaparken güçsüz insanların duygularını da hesaba katmanız gerekiyor.
Öyle ki verdikleriniz onları mahcup değil, mutlu etmeli.
Sevindireceğim derken üzmemeli, utandırmamalı.
Çay mı vermek istiyorsun ya da gıda yardımı mı yapmak istiyorsun çok basit.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde bunu gerçekleştirebilirsin.
“Sağ elin verdiğini sol el bilmez” diyerek büyütülen bir nesilden kafasına çay atılan bir millete nasıl dönüştük inanılır gibi değil.
Bu yanlışları görüp eleştirdiğinde de “vatan haini” oluyorsun.
Ülke cayır cayır yanıyor.
İlgili Bakan açıklamasında ” 3 uçak ve 40 helikopter kurtarma çalışması yapıyor” diyor.
Nerede uçuyor bunlar? Gören yok, teyit eden yok. Sivil Havacılık’tan yanıt yok!
Diğer yandan İçişleri Bakanı eleştiriler karşısında:” Kendi elimle söndürecek halim yok ya” diyor.
Halkımız ise 5 litrelik damacanaları almış, çaresizlikten elleriyle yangına müdahale etmeye çalışıyor.
Bunlarda yetmezmiş gibi bir belediye başkanının tuhaf açıklamalarına maruz kalıyoruz.
Gündoğdu Belediye Başkanı diyor ki: "Eski evi olan vatandaşlara öyle bir TOKİ yapacağız ki iyi ki evimiz yandı diyecekler"
Çıldırmamak elde değil.
Açıklamalarıyla, üsluplarıyla, iş bilmezlikleriyle görevden acilen uzaklaştırılması, istifa etmesi gerekenler var iken bu memlekette “Yangın var yardım edin" diye dışarıya seslenenler milli hissiyatı şey ediyor öyle mi?
Geçin bunları Allah aşkına!
Her kötü olayı dış güçlere bağla, her afette vatandaştan yardım iste, canı yanan insanların başına çay fırlat o zaman milli hassasiyet nerede?
Sen her şeyi bir yana bırak da.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kendi bütçesinden yaptırdığı ve şu anda kullanılmayan ANKA Park’ın parası ile 24 tane sıfır kilometre yangın söndürme uçağı alınabiliyormuş.
Doğru mu sen ona cevap ver asıl.