Faik Öztrak: Arsızlığa söz, pişkinliğe yüz dayanmazmış…
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, basın toplantısında açıklama yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, basın toplantısında açıklama yaptı.
Faik Öztrak, "Bölgemizdeki tüm ülkelerin, Kendine ait ulusal yangın söndürme hava filosu var. Rusya’nın, Yunanistan’ın, İspanya’nın, Hırvatistan’ın, Portekiz’in, Fransa’nın, İtalya’nın ve doğu komşumuz İran’ın... Ama bizim yok. Beyefendi çıkıyor; önümüzdeki yıl, O da belki “kendimize ait uçağımızı satın alacağız” diyor. Sözde itibarı için 13 uçak alan Erdoğan’ın aklına, yangın söndürme uçağı almak, 20 yılda yanan orman alanı, iki haftada yanıp, kül olduktan sonra geliyor. Ona da“belki alırız” diyor. Ne demiş atalar? Arsızlığa söz, pişkinliğe yüz dayanmazmış…" ifadelerini kullandı.
CHP'li Faik Öztrak: Altındağ’da yaşananlar ciddi bir uyarıdır
Faik Öztrak'ın açıklamaları şöyle oldu:
Dün; Irak’ın kuzeyinde, Bölücü terör örgütünün hain saldırısında, Kahraman Mehmetçiğimiz Hakan Bali şehit oldu. Mehmetçiğimize Allah’tan rahmet, Ailesine, silah arkadaşlarına sabır diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. Ne yazık ki; Yaz aylarını peşi sıra gelen, felaketlerle geçiriyoruz.
Güneyimiz yangınlarla kavruluyor. Kuzeyimiz ise sel felaketleriyle sarsılıyor. Ünlü romancı Dostoyevski’nin; “Doğaya karşı işlenen bir suçun öcü, İnsan adaletinden daha zorlu olur” dediği sınıra, Ne yazık ki artıkvardığımızanlaşılıyor.
Tabiat; Akılsızlığı, Liyakatsizliği, Beceriksizliği, Aç gözlülüğü, Ve dinmeyen rant hırsını, Can ve mal kaybı olarak, Hepimize fatura ediyor. Rize ve Artvin’den sonra, Kastamonu, Sinop, Samsun, Karabük ve Bartın’ı, Görülmemiş bir sel felaketi vurdu. Özellikle Kastamonu Bozkurt, Ve Sinop Ayancık’ta büyük bir yıkım var. Çok sayıda can kayıplarımız var. Ve hala kendinden haber alınamayan yurttaşlarımız var. Acımız çok büyük…
Kaybettiğimiz yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Yakınlarına baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Haber alınamayan yurttaşlarımızın, Sağ salim bulunmasıen büyük dileğimiz. Böyle bir afette, Devlet milletiyle oturup pazarlık yapmamalıdır. “300 bin benden, 200 bin senden, Hem de faiziyle kredi” diyerek yapılan pazarlıkları, Artık kesinlikle duymak istemiyoruz.
Beyefendi çaresiz, amacaka satmaktan da vazgeçmiyor. Olmayan,“sözde” itibarını kurtarmak için, Yandaş televizyonlarda, Program üstüne, program yapıyor… Gazeteci görünümlü yandaşlara, Sorular önden veriliyor. Cevaplarda arkadaki ekranlara yazılmış. Yetmeyen yerde de, suflelerveriliyor. Senaryosu sarayda yazılmış bu müsamerede, Beyefendi kendi çalıyor, kendi oynuyor…
Buna da istişare diyor. Metal yorgunluğu, Paslanmışlık, çürümüşlük alıp başını gitmiş. Vatandaş nezdinde tükenmişlikleri, Bitmişlikleri zirve yapmış. Oynanan bu “Yalan Rüzgârı” artık hiç reyting almıyor. Bir kere bu senaryonun replikleriyle, Milletin yaşadıklarıve gördükleri birbirini tutmuyor. Beyefendi çıkıp, “Dünyada yangına en hızlı müdahale eden ülke konumuna geldik” diyebiliyor.
CHP'den Erdoğan'a IBAN tepkisi: Bu kadar mı milletle bağınız koptu?
Güler misin, ağlar mısın? Millet yangının ilk günlerinde, sosyal medyadan, “Buraya uçak!”, “Buraya müdahale!” diye saatlerce feryat etti. Ama ne uçak geldi, ne de müdahale… Millet, devletinin uçağını, helikopterini havada göremediği için, Alevlerin üzerineçıplak elleriyle yürüdü. Avuçlarıyla, ateşe toprak ve su attı… Şimdi sarayın kibirlisi bu görüntülerden rahatsız... Çünkü o görüntüler, Artık“Kral çıplak”diye bağırdı.
Beceriksizliklerini, acizliklerini yüzlerine vurdu. Bu nedenle önce, gönüllülerin yangın alanına girmesini yasakladılar. Şimdi de sosyal medyaya yeni yasaklar getirmeye hazırlanıyorlar. Yangınla mücadele edemeyenler, Yangın haberleriyle mücadele ediyor. RTÜK olmuş, Recep Tayyip’in Ürkütme Kurumu. Bir avuç bağımsız medyaya ceza yağdırarak, Gazetecileri ürküteceklerini, korkutacaklarını sanıyorlar. Yeter ki millet gerçekleri öğrenmesin. Beceriksizlikleri, zayıflıkları, yetersizlikleri ortaya çıkmasın. Ve olmayan, sözde itibarları yara almasın. Ama oynanan bu oyunu millet görüyor. Notlarını da veriyor.
Bölgemizdeki tüm ülkelerin, Kendine ait ulusal yangın söndürme hava filosu var. Rusya’nın, Yunanistan’ın, İspanya’nın, Hırvatistan’ın, Portekiz’in, Fransa’nın, İtalya’nın ve doğu komşumuz İran’ın... Ama bizim yok. Beyefendi çıkıyor; Önümüzdeki yıl, O da belki “kendimize ait uçağımızı satın alacağız” diyor. Sözde itibarı için 13 uçak alan Erdoğan’ın aklına, Yangın söndürmeuçağı almak, 20 yılda yanan orman alanı, İki haftada yanıp, kül olduktan sonra geliyor. Ona da“belki alırız” diyor. Ne demiş atalar? Arsızlığa söz, pişkinliğe yüz dayanmazmış…
Erdoğan, ülkeyi yöneten 20 yıldır kendisi değilmiş gibi, Türk Hava Kurumu’nu ve CHP’yi suçluyor… İnsaf imanın yarısıdır. İnsafını kaybetmiş Erdoğan, Türk Hava Kurumu Tüzüğü’nün 3. Maddesine bir baksın. “Türk Hava Kurumu, Cumhurbaşkanı ve Hükümetin yüksek himayelerinde, Faaliyet gösterir” diyor. Tüzükte Türk Hava Kurumu, “Cumhuriyet Halk Partisinin himayesinde faaliyet gösterir” diye yazmıyor.
Yine Türk Hava Kurumunun tüzüğünde, “Cumhurbaşkanı Türk Hava Kurumunun onursal başkanıdır”yazıyor. Sayın Erdoğan eğip bükmeyin, Başka ülkelerin hala kullandığı o uçakların, Hangarda çürütülmesinin sorumlusu sizsiniz, siz… 20 yıldır, Sizin himayenizebırakılmış, Size emanet edilmiş bir Cumhuriyet kurumuna, Kurucusu sırf Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğu için, Alenen ihanet ettiniz Sayın Erdoğan. Şimdi bunun sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçamazsınız. Bu son felaketler, bize de sorumluluk yüklüyor. Erdoğan Hükümetlerinin imzalamadığı Paris İklim Anlaşması’nı, İktidara gelir gelmez bizimzalayacağız. AB Yeşil Mutabakatına, Uyum sağlama konusunda Erdoğan Hükümetlerinin göstermediği siyasi iradeyi göstereceğiz.
Erdoğan Şahsım Hükümeti ile Millet gülmeyi hepten unuttu. Dünya Duygu Raporu’na göre; 2020’de vatandaşlarıen az gülen ülke Türkiye… Ne yazık ki vatandaşlarımız, Dert deryasında sandal olmuş, Devrilip batmamaya çalışıyor. Sinir, stres, kaygı, umutsuzluk, Son üç yılda milletin artık kemiğine kadar işlemiş. 15,5 milyon yurttaşımız son üç yılda, Psikiyatri kliniklerine başvurmuş. 12 milyon 272 bin yurttaşımıza anti-depresan, 60 milyon 911 bin yurttaşımıza ise sinir ilacı yazılmış.
Bunları biz demiyoruz. Hükümetin Sağlık Bakanı diyor. Fakat Saraya göre hayatlar tatlı, Havalar hoş… Milletin üniversite mezunu evladı iş bulamayıp evde oturuyor. Ama TÜİK’e göre işsizlik sorunu çözülmüş. Mutfaklar yangın yeri, tencereler boş. Üretici fiyatları uçmuş gitmiş… Ama TÜİK ’in tüketici enflasyonuyüzde 19’un bir tık altında. Erdoğan geçtiğimiz hafta, Hem TÜİK’e, Hem de TCMB’ye sinyal vermişti. İşsizlik rakamları gösterdi ki TÜİK, Erdoğan’ın sinyalini almış. Ama TCMB sinyali anlamazlıktan geliyor.
Dünkü toplantıda, faiz oranını yüzde 19’da tuttu. Zor, Merkez Bankası’nın oyununu bozdu. Piyasa, Erdoğan’ın bileğini yine büktü. Son bir aydır, Yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatı, 6 milyar doların üzerinde arttı. Millet, Türk Lirası’ndan kaçmaya devam ediyor. Böyle bir ortamda, Merkez Bankası yukarı tükürse bıyık, Aşağı tükürse sakal…
Sahte istikrar algısı yaratmak için, Milletin 128 milyar dolarını buharlaştırmanın bedelini, Ne yazık ki, Yüksek faiz-yüksek kur arasına sıkışarak ödüyoruz. Şimdi beyler,kapı kapı dolaşarak, Merkez Bankası bilançosunu makyajlamak amacıyla, Sağdan soldan SWAP anlaşması için, ricacı oluyorlar. En son, Güney Kore ile 2 milyar dolarlık SWAP anlaşması yaptılar. SWAP dediğimiz de, Dolar görünümlü Güney Kore Wonu…
Yani Doğan görünümlü Şahin… O da emanet alınmış bir Şahin… Bu şekilde emaneten alınan çakma rezervler, 23 milyar dolara ulaştı. Ama bunun net döviz rezervine katkısı sıfır... Net rezervler hala eksi bakiye… Turizm tarafında da işler çok iç açıcı değil. 2021’in ilk altı ayında gelen turist, Neredeyse 2019’un sadece Haziran ayında gelen turist kadar… Bu yılın ilk altı ayında ülkemizi 5,7 milyon turist ziyaret etmiş. Oysa 2019’un aynı döneminde bu sayı 18 milyonu aşıyordu.
Güveni sağlamadan, Türk Lirası üzerindeki baskıyı hafifletmek mümkün değil. Bunların da güveni sağlayacak hiç hali yok. Bu arada kamu emekçilerinin toplu iş sözleşmeleri görüşülüyor. Kamuda çalışan işçilere ilk altı ay için yüzde 12, İkinci altı ay için yüzde 5 zam verildi. Bu verilen de az, Amaardından memurlara yapılan İlk altı ay için yüzde 5, İkinci altı ay için yüzde 6 zam önerisi, Büyük tepki çekti. Bakalım memur sendikaları, Memurların hakkını koruyabilecek mi?
Yoksa her yıl sergilenen müsamerede, Yine oyuncu mu olacak? Sadece memur değil, Çiftçi de çok mutsuz. Üretim için gübre lazım, Tohum, ilaç, mazot lazım… DAP gübre sadece bir yılda üçe katlanmış, ÜRE gübrenin fiyatı iki kattan fazla artmış. Tohum deseniz uçmuş, İlaç deseniz yerinde durmuyor… Mazot deseniz…
Bugün Tekirdağ’da 120 litrelik traktör deposu, Geçen seneye göre 160 lira daha pahalıya doluyor. Çiftçi, besici borç içinde… Bankalara, kooperatife prangayla bağlanmış. Destek? Hükümet kanunen vermesi gereken desteği bile vermiyor. 2007’den bu yana Saray her bir çiftçi ailesine 98 bin 167 lira borç takmış. Devlet çiftçiye, çiftçi bankalara borçlu…
Trakya böyle de; Ege, Akdeniz, Karadeniz, Doğu-Güneydoğu Anadolu farklı mı? Ekonomi Masamızla geçtiğimiz ay Karadeniz’deydik. Fındık üreticisinin yaşadığı sorunları yerinde gördük. Derdi, derdi çekenden dinledik. Maliyet ortada, fiyat ortada… Genel Başkanımız, “Üreticinin ayakta kalması için Bu sene fındık fiyatı en az 35 lira olmalı” dedi. Evvelki gün Erdoğan, Gazeteci görünümlü yandaşlarının huzurunda, Kalite fındığa 27 lira paha biçti.
Açıkladığı fiyatla çiftçiyi can evinden vurdu. Fındıkta 35 liranın altındaki her fiyat, Üreticiyi yıkar, kartelleri sevindirir. Bu kadar açık, bu kadar net… Çukurova’yla ayçiçeği hasadı başladı. Trakya ve İç Anadolu’da hasat yaklaşıyor. Hasadın ardından fiyatlar düşecek. Biz diyoruz ki, Çiftçinin ayakta kalması, Masrafını çıkarıp önümüzdeki yıl tarlasını ekebilmesi için, Ayçiçeğinde fiyat, 6 liranın altına düşmemeli. Üreticiyi ithalata ezdirmemek için, İndirilen gümrük duvarları yeniden yükseltilmeli. İthalata kota gelmeli.
Dışarıdan 1,5 kilo ayçiçeği tohumu getirmek isteyen ithalatçıya, 1 kilo yurt içinden alım yapma zorunluluğugetirilmeli. Bunlar yapılırsa üretici korunur. İthalata ezdirilmez.
Artık şu salgında tüm dünya gördü ki, Üretim olmadan, Gıda güvenliği olmaz. Gıda güvenliği olmadan, Gıda egemenliği sağlanamaz. Salgından sonra ülkeler, Gıdada kendine yeterli olmanın önemini bir kere daha kavradı. Bugün buğday ithal ettiğimiz Rusya, Buğdayı hammadde olarak satmak yerine Katma değerli, işlenmiş ürün olarak satmak için Çalışmalarını hızlandırdı.
Atamızın İzmir İktisat Kongresi’ni açış konuşmasında dediği gibi “Kılıçla fetih yapanlar, Sabanla fetih yapanlara yenilmeye mecburdurlar.” Üretmeden, Kendine yetmeden, Katma değer yaratmadan, Borca yaslanarak, İthal ederek gidilecek bir yer Varılacak bir menzil yoktur. Ama artı şu gerçek de ortadır. Erdoğan Şahsım Hükümetininne sorun çözecek gücü, Ne de motivasyonuvardır. Bu hükümet milletimizin sırtında, Her geçen gün ağırlaşan bir yüktür.
Bu tıkanıklığı aşmak için, “Yeni Kurallara”, “Yeni Kurumlara”, “Yeni Kadrolara”ihtiyaç vardır. CHP,bu göreve hazırdır. Bu saatten sonra SarayHükümetinin, Millet için yapabileceği tek iyilik, Sandığı biran evvel milletin önüne getirmektir. Milletimiz herkesi izlemiştir. Bu hükümetin notunu zaten vermiştir. Şimdi milleti hayal kırıklığına uğratan Erdoğan Hükümetine tasdiknamesini vermeye sıra gelmiştir.