Canan Kaftancıoğlu'ndan acılı ailelere ziyaret
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Sultangazi'de polisin ateş açtığı araçta hayatını kaybeden Oğuzhan Erkul ve Barış Kerem’in anneleri Seyran Erkul ve Melike Taş’ı ziyaret etti.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu Sultangazi ilçesinde gerçekleştirdiği ziyaretler sırasında 14 Nisan 2017 günü, İstanbul Sultangazi İlçesi Gazi Mahallesi’ndeki Kent Ormanı çıkışında, polislerin “dur ihtarına uymadığı” gerekçesiyle ateş açtığı araçta hayatını kaybeden Oğuzhan Erkul ve Barış Kerem’in anneleri Seyran Erkul ve Melike Taş’ı ziyaret etti.
Yaklaşık 4 yıl süren dava süreci ve hukuksuzluklar ile ilgili değerlendirmede bulunan CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu; Hukuk olmayınca insan yaşadığı süreci çok daha ağır yaşıyor. Yaptığımız çalışmalarda şunu biliyoruz ki acılara iyi gelen tek şey adalet.’’ şeklinde konuştu.
‘’ADALETİ BU ÜLKEYE HAKİM KILABİLMEK İÇİN HEP BERABER MÜCADELE EDECEĞİZ’’
Hukuksal olarak sürecin yürütülemediğini, ortaya çıkan adaletsizlikle birlikte bu tür olaylarda acıların katlanarak arttığını ve hukuksal zeminde süreci dikkatle takip ettiğini ifade eden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ‘’Ülkede adalet olmayınca yorum yapmak bana da zor geliyor ancak inandığım bir şey var ki 2017’de yaşanıp bu yıla kadar acınızın katlanarak artmasına vesile olan olay “geçmişte bu tip olaylar oluyordu ve bundan sonra olmasın diye” adaleti bu ülkeye hakim kılabilmek için hep beraber mücadele edeceğiz ve ben bu mücadelede sadece CHP İl Başkanı olarak değil, bir anne olarak, bir Canan olarak, bir kadın olarak, acınıza empati yapabilen bir kardeşiniz olarak partim adına elimizden ne geliyorsa yapacağız.’’
‘’GENÇLERİ ÖLDÜRÜN, BİZ SİZİ KORUYALIM DENİLDİ’
Mahkeme sürecinde yaşanan hukuksuzluklara, gerekli cezanın verilmediğine değinen ve adaletin sağlanarak diğer anne ve babaların bu acılarını yaşamamasını istediğini söyleyen Seyran Erkul şunları söyledi; ‘’Ödül verildi. Gençleri öldürün, biz sizi koruyalım denildi. Dört yıl süründük o mahkeme salonlarında. Tek umudum vardı, ‘’adalet yerini bulacak’’. Benim tek güvencem oydu. O gün çocuklarımızı bir kez daha mezara koyduk. O acıyı bir kez daha yaşadık. Hatta acımızı bile yaşatmadılar bize. Biz cenazemizi bile alıp götüremedik. Neydi suçumuz, neydi suçları çocuklarımızın? Bir başka anne daha yanmasın, bir başka baba daha yanmasın. Başkasının başına gelmesin benim yaşadığım. Çabam da o. ‘’
‘’O POLİSLER BİZİM KARŞIMIZDA GÜLÜYORLARDI’’
İlk mahkemede hâkimin polislere ‘’yavrum’’ diyerek hitap ettiğini ve dava hakiminin defalarca değiştiğini belirten Melike Taş ise ‘’Adalet yok. Hâkimin kalkıp o polislere, ‘’yavrum’’ diye hitap ettiği gün ilk mahkememiz vardı ve polisler bizim karşımızda gülüyorlardı. Oğlum diye hitap ettiği 44 yaşındaki Zafer’e yani ilk ateş eden polise ‘’oğlum’’ diye hitap ettiği zaman ‘’bu mahkemeden hiçbir şey çıkmayacak’’ dedim. Haydi bir umut, haydi bir umut, defalarca hâkim değişti ama artık adalet yok bu ülkede. Bunu önceden de biliyorum zaten. Ancak bizzat yaşamış olduk. Şu noktadan sonra empati de kuramıyorlar. Böyle bir kafa yapısına öyle bir vicdana sahip değiller. Son mahkemede konuştuğumuzda sadece dalga geçer gibi boşuna dinlediler. Sonra da hâkim, ‘’aileler adına çok üzülüyorum, özür dileyerek açıklıyorum bu kararı’’ dedi ve 24 bin lira para cezası verdi’’ şeklinde konuştu.
NE OLMUŞTU?
14 Nisan 2017 günü, arkadaşlarının doğum gününü kutladıkları İstanbul Sultangazi İlçesi Gazi Mahallesi Kent Ormanı çıkışında, ehliyetsiz araç kullandıkları için polislerin “dur ihtarına uymadığı” ve “saz kılıfının silah sanıldığı” gerekçesiyle ateş açtığı araçta, yaşları 15 ila 18 arasında olan beş çocuk bulunuyordu. Oğuzhan Erkul ve Barış Kerem polislerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybederken; Demirhan Erkul, Ramazan Altürk ve Birkan Yüksel ise yaralandı ve açılan dava 4 yıl sürdü. 5 Şubat 2021 tarihli karar duruşmasında, Oğuzhan Erkul ve Barış Kerem’in anneleri ile avukatları ve sanık avukatı esasa ilişkin beyanda bulundu. Müşteki vekili avukatlar, sanıkların beyanlarının birbiri ile çeliştiği, atış sıklığı, mesafesi, öldürücü bölgelere yakınlığı ile ilgili açıklamalarla hedef gözetildiğini ve bu nedenlerle olayın taksir olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, sanıkların ambulans çağırmadığını, sahte evrak düzenlediklerini ve delil karartmaya çalıştıklarını belirtti. Sanık avukatı ise; arabadan indirmeden arabadakilerin çocuk olduğunu anlamanın mümkün olmadığını, görevi başında öldürülen polis sayısının polis kurşunuyla ölen kişi sayısından fazla olduğunu, yaptıkları görev nedeniyle sanıklara bir şans verilmesi gerektiğini belirtti ve taksir hükümlerinin uygulanmasını talep etti. Savunma ve beyanlar bittikten sonra mahkeme sanık polisler Erkan Ekmekçi, Kenan Akıl, Zafer Sağlam ve Davut Bakır’a 6′şar yıl hapis cezası verdi ve bu hapis cezalarını 24 bin 300 TL adli para cezasına çevirdi. Ceza 24 ay takside bölündü.