Cemal Enginyurt 'Ben Erdoğan mıyım ki kandırılayım?' dedi ve ekledi: Başkanlık Sistemi'ne destek verdim ama...

Demokrat Parti Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’tan çarpıcı açıklamalar. FOX TV'de ‘Çalar Saat' programında İlker Karagöz'ün konuğu olan Enginyurt, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik sert eleştiriler getirdi:

– Başkanlık Sistemi'ne 2018 yılında destek verdim Cumhur İttifakı kapsamında. Ama 3.5 yıl içerisinde gördüm ki, Başkanlık Sistemi, milletvekiline hiçbir değer katmayan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni yok sayan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde hiçbir işlevin yerine getirilemediği bir sürece götürdü.

GRUP BAŞKANVEKİLİ FARKLI KONUŞUYOR, BAKAN FARKLI KONUŞUYOR

– Buna bir örnek göstermek isterim; 3600 ek gösterge. Süleyman Soylu, 3 yıldır ‘Namusumuzdur, çıkaracağız' diyor, ama iki günce önce AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş dedi ki, ‘3600 gündemimizde değil. Bütçede karşılığı yok.' Bu nasıl bir sistem ki grup başkanvekili farklı konuşuyor, bakan farklı konuşuyor ama milyonlar 3600'ü bekliyor.

MİLLETVEKİLLERİNİN İTİBARI YOK BU SİSTEMDE

– Bakanlar, genel müdürler, müsteşarlar, valiler, kaymakamlar, daire başkanları şu havadalar: ‘Meclis kim? Milletvekili kim? Ben Cumhurbaşkanı'na bağlıyım. Ben Cumhurbaşkanı tarafından buraya getirildim.' Dolayısıyla AK Partili vekiller bile bunun farkındalar. Seçmene söz verdiler; ‘Hastane yapacağız, yol yapacağız, spor salonu yapacağız' dediler ama hiçbir Bakan'a ulaşmıyorlar. Bakan'a ulaşsalar bile Bakan ciddiye almıyor, adeta ti’ye alıyor, dalga geçiyor. Milletvekillerinin itibarı yok bu sistemde.

BEN ERDOĞAN MIYIM Kİ KANDIRILAYIM?

Enginyurt, “'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne oy istedi, şimdi güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyor. O dönem kandırıldı mı?' yönündeki soruya, “(Gülerek) Ben Recep Tayyip Erdoğan mıyım ki kandırılayım yani? Öyle bir şey yok. Biz kandırılmadık. Biz o gün, MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli'nin, ‘Cumhur İttifakı'nı destekliyoruz' anlayışı doğrultusunda liderin almış olduğu karara bağlılığımızı ifade ederek MHP Genel Başkanı'nın desteklediğini desteklemek için destekledik. Sayın Cumhurbaşkanı'nın da hakikaten kazanması için büyük mücadele verdim. Ama bu 3.5 yıl içerisinde gördüm ki, kötü gidiyor her şey. Böyle bir sistemi neden savunmaya devam edeyim?” diyerek karşılık verdi.

SARAY'DAN MİLLETE PARA KALMIYOR

– Saray'dan millete para kalmıyor. Sarayımızın maliyeti çok yüksek. Yıllık yakıt giderleri, harcama giderleri çok yüksek. Hele Sarayımızda 3, 5, 6 maaş alan çok değerli bürokratlarımız var! Tabi zor geçiniyorlar! Adam Saray'da danışman, Saray'da görev yapıyor 85 bin lira maaş alıyor. 85 bin lirayla nasıl geçinebilir adam yani! Saray'da yenileni, içileni görüyor, aynı şekilde yeme-içme ihtiyacı hissediyor.

– Tutsun da asgari ücretli gibi ‘Evimin kirasını veremedim' diye ağlasın mı? Asgari ücretli gibi elektrik faturasını ödemesin mi bu adam! Yazık günah değil mi, doğal gaz alamamazlık mı yaşasın! Doğal gazı mı kapansın bu arkadaşlarımızın! Çünkü evleri o kadar büyük ki maşallah her birinin evi en az 10 milyon lira. Dolayısıyla böyle bir evde yaşarken tutup da asgari ücretli gibi, işsiz gibi, yurt bulamadığı için banklarda yatan gibi yaşayamaz bu arkadaşlarımız! Sayın Cumhurbaşkanı da zaten bunlara yedirmekten, bunlara vermekten millete devlet kaynaklarını kullanamıyor.

REİS BİZİ DİNLE YA

– Ben Sayın Cumhurbaşkanımızı o konuda haklı görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız vefalı bir insan, sayın Cumhurbaşkanımız çevresini koruyan kollayan bir insan. O konuda da hiç eksik bırakmıyor, vefasını devam ettiriyor. Milletin derdi sayın Cumhurbaşkanı'na gelince şöyle diyor, ‘Millet aç diyorlar, açsa muhalefet doyursun.' Böyle bir Cumhurbaşkanı, böyle bir yönetim sistemi var ve bu yönetim sistemi maalesef kamu kaynaklarını işçiden, emekliden yana kullanmıyor.

– Reis bizi de dinle ya. Bir çağır, bir sohbet edelim ya. Bir çay, kahve de bize söyle. Çay dağıtıyorsun, kafamıza çay atıyorsun, çayı nasıl demleyeceğini bilmiyor adam; doğal gaz yok, elektrik yok… Sen çağır da bir çay içelim ya… Çağır bir sohbet edelim, anlatalım ülkeyi sana. Sokağın sesini duymuyor, sokaktan haberdar değil. Ben de Sayın Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum: Çağır beni de ben sokağı anlatayım sana.