HDP'den Erdoğan'a 'büyükelçiler' yanıtı: Akılla izah edilemez
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın '10 büyükelçi' açıklamasına ilişkin siyasilerin değerlendirmeleri sürüyor. HDP Eş Genel Başkanları Sancar ve Buldan da ortak bir açıklama yaptı.
HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan tarafından yapılan açıklamada, "Büyükelçilerin bu muameleye maruz kalmaları akılla izah edilemez" denildi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısıyla bildiri yayınlayan 10 büyükelçi hakkında 'istenmeyen adam' ilan edilmesi için talimat verdiğini açıklamasının ardından başlayan tartışma sürüyor.
'YAPAY KRİZLER YARATARAK ÇIKMA ÇABASI'
HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan da yaptıkları ortak bir yazılı açıklamayla Erdoğan'ın açıklamasına tepki gösterdi. Büyükelçiler açıklamasının 'mevcut krizleri örtme çabası olduğu' değerlendirmesinde bulunulan açıklamada, "Rejim, içine düştüğü çıkmazdan yapay krizler yaratarak çıkma çabası içindedir" denildi.
'AKILLA İZAH EDİLEMEZ'
Açıklamada, "Bu ülkelerin büyükelçilerinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararlarına uyulması çağrısında bulunmaları nedeniyle bu muameleye maruz kalmaları akılla izah edilemez" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın tamamında şunlar kaydedildi:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçilerinin “istenmeyen adam” ilan edilmeleri çağrısı, Türkiye’yi uluslararası alanda yalnızlaştırmak, gereksiz çatışmalara ve ekonomik yıkıma sürüklemekten başka bir sonuç vermeyecektir.
'HALKLARIMIZIN ÇIKARLARINA AYKIRIDIR'
Dış politikada yeni bir tutarsızlık halkası olan ve ülkelerin savaş halinde bile nadiren başvurdukları bir yöntemle 'istenmeyen adam' ilan etme girişimi halklarımızın çıkarlarına aykırıdır. 10 büyükelçi içinde yer alan ABD, Kanada ve Yeni Zelanda dışındakilerle Türkiye, Avrupa Konseyi üyeliğini paylaşmaktadır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne birlikte taraftır. Bu ülkelerin büyükelçilerinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararlarına uyulması çağrısında bulunmaları nedeniyle bu muameleye maruz kalmaları akılla izah edilemez.
Bütün komşularıyla ihtilaf halinde, parası sürekli değer kaybeden, toplam dış borç stoku 400 milyar doları aşmış, kaynaklarının önemli bir bölümünü savaşa ve silahlanmaya ayıran bir ülkenin en son ihtiyacı olan şey yeni düşmanlıklardır.
'İNANDIRICI HİÇBİR YANI YOKTUR'
Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ayaklar altındadır. Rejim siyasi rakiplerini rehin tutmakta ve Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımadığını açıkça ilan etmektedir. Böyle bir dönemde, Türkiye yargısını bağlayan uluslararası mahkeme kararlarının hatırlatılmasını yargıya müdahale olarak nitelemenin inandırıcı hiç bir yanı yoktur.
Rejim, içine düştüğü çıkmazdan yapay krizler yaratarak çıkma çabası içindedir. Atmaya hazırlandığı adım, ülkeyi yeni çıkmazlara götürecek, şiddetlenecek mali ve iktisadi krizlerin ve Türk Lirasının değersizleşmesinin bedelini her gün yoksullaşan halklarımız ödeyecektir.
Türkiye gerçekten de uygar dünyaya ait olduğunu iddia etmeyi sürdürecekse, Cumhurbaşkanı’nın yapabileceği tek doğru şey, AİHM kararlarının uygulanması önündeki siyasi engelleri kaldırmaktır.
Cumhurbaşkanı’nın hukuksuz tutsaklıkları haklı göstermek gayesiyle, önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş ve eşine yönelik asılsız, hukuksuz, çirkin suçlama ve hakaretlerini sert biçimde kınıyor ve asla kabul etmediğimizi vurguluyoruz. Kendisini bu sözlerinden kamu vicdanı ve yasalar önünde sorumlu tutacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz."