'Kimse bilmiyor' dedi ve ekledi: 'Babacan, Gül ve Davutoğlu'ndan umudum yok ama Arınç belki bir gün gerçekleri anlatır!'
Korkusuz gazetesi yazarı Ahmet Takan, 1 Mart 2003'te yapılan tezkere oylamasında çok kirli pazarlıklara şahit olduğunu söyledi.
Takan, "1 Mart tezkeresinin reddedilişinin perde arkasında olup bitenleri, tüm gerçekleri maalesef Türkiye kamuoyu bilmiyor. Herkes kendine oradan bir kahramanlık payı çıkardı ve hâlâ onun ekmeğini yemeye devam ediyorlar" dedi.
Takan sözlerine; "TBMM Başkanı ve o kritik oturumu yöneten Bülent Arınç belki bir gün çıkar gerçekleri kamuoyuna anlatır. Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu’ndan ümidim yok çünkü…" diyerek devam etti.
Takan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle:
Irak ve Suriye’ye asker göndermeyi içeren tezkerenin süresi, CHP ve HDP’nin “hayır” oylarına karşı AKP, MHP ve İYİ Parti’nin “evet” oyları ile 2 yıl daha uzatıldı. Meclis Genel Kurulu’nda tezkere görüşmeleri sırasında hararetli tartışmalar yaşandı. Torba haline getirilen tezkerenin içine son anda sokuşturulduğu belli olan “Yabancı Silahlı Kuvvetlerin Türkiye’de Bulunması” maddesi izaha muhtaç olduğu kadar oldukça tehlikeli.
Meclis’teki hararetli tartışmaları izlerken aklıma 1 Mart 2003 Irak tezkeresi geldi. Başbakan baş danışmanı olarak görev yaptığım o günlerde çok kirli pazarlıklara şahit olmuştum. Ve bir kez daha altını kırmızı kalemle çizerek söylüyorum; 1 Mart tezkeresinin reddedilişinin perde arkasında olup bitenleri, tüm gerçekleri maalesef Türkiye kamuoyu bilmiyor. Herkes kendine oradan bir kahramanlık payı çıkardı ve hâlâ onun ekmeğini yemeye devam ediyorlar!.. Bugünlerde bazı doğruları kıyısından da olsa dile getirmeye başlayan o dönemin TBMM Başkanı ve o kritik oturumu yöneten Bülent Arınç belki bir gün çıkar gerçekleri kamuoyuna anlatır. Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu’ndan ümidim yok çünkü… O dönem İngiltere Başbakanı olan ve Abdullah Gül ile sıkı görüşen Tony Blair’in anıları yazılıp da Türkiye kamuoyu oradan gerçekleri öğrenirse bu içimde alev alev yanan acıları daha da büyütür!..
(Bana sakın ha, ‘sen neden yazmıyorsun’ diye sormayın. Geçen, Erdoğan-Soros gizli buluşmasını yazarken ilkelerimi belirtmiştim.)