Yeni Kürt açılımı sinyali mi? Erdoğan'dan dikkat çeken açıklamalar
Erdoğan, Mardin Dargeçit'te; "Burada benim Kürt kardeşlerim var. Bu Kürt kardeşlerimi biz ihmal edemezdik, etmedik ve onlara da bu eserleri kazandırdık'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mardin'in Dargeçit ilçesinde Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES Açılış Töreni'ne katıldı.
Burada yaptığı konuşmada Erdoğan dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, ''Burada benim Kürt kardeşlerim var. Bu Kürt kardeşlerimi biz ihmal edemezdik, etmedik ve onlara da bu eserleri kazandırdık. Bölgedeki yolları da daha yüksek standartlı bir şekilde yeniden yaptık'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"ILISU PROJESİ, DİCLE NEHRİ ÜZERİNDEKİ BARAJ VE HES'LERİMİZİN EN BÜYÜĞÜDÜR"
"Cumhuriyet’imizin 100. yılı için milletimize söz verdiğimiz yatırımlardan biri olan Ilısu Projesi’ni; hamdolsun finansmanından, terör örgütünün saldırılarına kadar her aşamasında önümüze çıkartılan nice engellere rağmen tamamladık. Ilısu Projesi’ni engellemek için yürütülen karalama kampanyalarını ve bunların gerisindeki kirli niyetleri unutmadık, unutmayacağız. Bu eser, yeminli Türkiye düşmanlarına da kendi ülkesine ve milletine husumetleriyle maruf içimizdeki mankurtlara da verilmiş en güzel cevaptır. Barış, kardeşlik, huzur, refah ve güç sembolü olan Ilısu Projesi, Dicle Nehri üzerinde gerdanlık gibi dizdiğimiz baraj ve HES’lerimizin en büyüğüdür. Atatürk Barajı’ndan sonraki en büyük ikinci gölge hacimli bu barajımız ön yüzü beton kaplı baraj tipi bakımından da dünyada ilk sırada yer almaktadır. Su depolama kapasitesi yaklaşık, 11 milyar metreküpü bulan Ilısu, 1200 megavatlık kurulu gücüyle dördüncü büyük HES’imiz olarak ülkemize yıllık 3 milyar liralık fayda sağlayacaktır. Bizim medeniyetimizde, unutmayın, su hayattır.
“SU KAYNAKLARININ BİR DAMLASININ İSRAFINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK"
Dünyanın ve ülkemizin giderek artan kuraklık tehdidiyle karşı karşıya bulunduğu şu dönemde böyle bir eseri hizmete açmamızın çok daha önemli ve anlamlı olduğuna inanıyorum. Kuraklığın tetiklediği gıda ve aynı şekilde her geçen gün daha belirgin hale gelen enerji krizlerine karşı ülkemizi korumak için tüm potansiyelimizi kullanmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin su kaynaklarının tek bir damlasının dahi israfına tahammülümüz yoktur. Kendi kaynaklarımıza dayalı yenilenebilir enerji üretimini de en üst seviyeye çıkarmamız şarttır. Dünyanın bundan sonraki dönemine ilişkin senaryolarının önümüze koyduğu karanlık tablo, şimdiden tüm ihtimallere karşı hazırlıklı olmamızı gerektiriyor. Hiç şüphesiz su, bu yüzyılın en stratejik ve en değerli kaynağıdır. Su, ab-ı hayattır.
"ELİMİZDEKİ KAYNAKLARI ETKİN VE TASARRUFLU KULLANMAK DURUMUNDAYIZ"
İklim değişikliği, kuraklık, artan nüfus ve kentleşmeyle birlikte su kaynakları üzerindeki baskılar giderek artmaktadır. Dünyada son 60 yılda 3 milyardan 8 milyara çıkan nüfusa karşılık yeryüzüne düşen yağış miktarında herhangi bir değişiklik olmamıştır. Üstelik iklim değişikliğiyle bağlantılı kuraklık, sel, orman yangını gibi afetler giderek sıklaşmaktadır. Su kaynaklarının kullanımının kalite ve miktar yönünden azalması da ayrı bir sıkıntı sebebidir. Mevcut su kaynaklarının yüzde 70’ten fazlası tarımda, yani gıda üretiminde kullanılıyor. Bu durum özellikle su konusundaki her olumsuzluğun gıda üretimine de yansıyacağı anlamına geliyor. Bilindiği gibi Türkiye, su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık 1340 metreküp kullanılabilir su miktarı ile su stresi çeken ülkeler grubundayız. Simülasyonlar 2040 yılında bu miktarın yıllık 1116 metreküpe kadar düşebileceğine işaret ediyor. Yıllık ortalama yağış miktarımız da 574 milimetre ile dünya ortalamasının altındadır. Bu nedenle elimizdeki kaynakları etkin ve tasarruflu kullanmak durumundayız. Su kaynaklarımızı tükenme sınırına ulaşmadan korumak, verimli değerlendirmek ve doğru yönetmek artık bir tercih değil, mecburiyet haline gelmiştir.
"SON 19 YILDA 605 HES'İ HİZMETE ALDIK"
Geçmişte petrol için verilen mücadelenin bir benzerinin önümüzdeki dönemde su kaynakları ve gıda üretimi için yaşanacağı anlaşılıyor. İşte bu anlayışla hükümete geldiğimiz günden beri ülkemizi sağlıktan eğitime her alanda olduğu gibi tarım, su ve enerji konusunda da geleceğe hazırlamanın gayreti içinde olduk. Geçtiğimiz 19 yılda su alanında günümüz rakamlarıyla 284 milyar liralık yatırım yaparak 8 bin 817 tesisi hizmete açtık. Son 19 yılda inşa edilen ve Cumhuriyet tarihinde yapılanların iki katından fazla olan 613 barajımız da 46 milyar metreküp suyumuzu depoladık. Böylece depolanan su miktarımızı toplamda 179 milyar metreküpe çıkardık. Aynı dönemde inşa ettiğimiz 1475 sulama tesisi ile yaklaşık 20 milyon dekar alanı sulamaya açtık. Sadece bu alanlardan ülkemiz ve üreticilerimiz yılda 60 milyar lira zirai gelir artışı sağladı. Arazi toplulaştırma çalışmaları kapsamında 266 projeyle 5,2 milyon hektar araziyi, su ve üretim girdilerini azaltarak ekonomik olarak daha verimli kullanılabilir hale getirdik. Halen 3,3 milyon hektar alanda çalışmalar devam ediyor. Enerjide de yine son 19 yılda yerli ve temiz enerji kaynaklarımızı değerlendirmek için 605 hidroelektrik santralini hizmete aldık. Ülkemizin kurulu güç kapasitesini 32 bin megavattan 100 bin megavata çıkarmak suretiyle, kalkınmanın temel altyapısı olan elektrik enerjisinde herhangi bir sıkıntı yaşanmasının önüne geçtik. Üstelik bu güç artışının üçte ikisini yerli ve yenilenebilir kaynaklarla gerçekleştirdik. Şehirlerimizin içme suyu ihtiyacını karşılamak için 271 içme suyu ve 21 atık su tesisini hizmete açtık. Bu yatırımlar sayesinde 41 milyon vatandaşımıza yıllık yaklaşık 3 milyar metreküp içme ve kullanma suyu temine ettik. Şayet şehirlerimize bu hizmetleri getirmeseydik 2020 ve 2021 yıllarında 44 ilimiz kısmen veya tamamen susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecekti.
"SUYUN GELECEĞİNİ PLANLADIK VE YOL HARİTAMIZI OLUŞTURDUK"
Ülke genelinde 90 ayrı proje ile 18 milyon nüfusa yıllık ilave 1,8 milyar metreküp içme suyu sağlamak için çalışmayı sürdürüyoruz. Sel baskınlarına karşı kurulan taşkın koruma tesislerinin de yarısını, yani 5 bin 140 tesisi son 19 yılda hizmete sunduk. Amacımız her bir vatandaşımızın temiz suya erişimini sağlamak, bereketli topraklarımızı suyla buluşturmak, su kaynaklarımızı korumak ve verimli kullanmaktır. Bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz su şurasının sonuç belgesini 21 Ekim’de kamuoyuna açıkladık. Böylece su ile ilgili kısa, orta ve uzun vadeli stratejileri belirleyerek suyun geleceğini planladık ve yol haritamızı oluşturduk. Önümüzdeki dönemde de su alanında yeni yatırımlar yapmaya, suyun gücünü milletimizle buluşturmaya devam edeceğiz.
"TÜM TARİHİ VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ÖZENLE KORUYARAK GELECEK NESİLLERE MİRAS BIRAKTIK"
Bugün açılışını yaptığımız Ilısu’nun su ve enerji yatırımı olmanın yanında kültürel ve sosyal gelişimi sağlayacak yapısal dönüşüm boyutu da bulunmaktadır. Proje kapsamında inşaat çalışmaları yanında çevre, yeniden yerleşim ve kültürel miras konularında pek çok yatırımı hayata geçirdik. En çok istismar edilen Hasankeyf başta olmak üzere, tüm tarihi ve kültürel varlıkları özenle koruyarak gelecek nesillere miras bıraktık. Bugün buraya, Kültür ve Turizm Bakanı’mı da yanıma alarak geldim. Niye, çünkü bütün o kültürel değişimi istiyorum ki yerinde izleyelim ve artık burası turistlerin tamamen uğrak yeri olsun. Hasankeyf ilçemizdeki tarihi eserlerin bilim komisyonu ve koruma kurulu onayıyla başarıyla taşıyarak yeni yerlerine yerleştirdik. Bu eserlerden Zeynel Bey Türbesi, Artuklu Hamamı, İmam Abdullah Zaviyesi, Er Rızk Cami ve Eyyubi Cami’yi tek parça; Orta Kapı’yı ise üç parça halinde Hasankeyf kültürel park alanına nakledilmiştir.
"BAY KEMAL! LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMÜYOR"
Bay Kemal, bunlar öyle lafla olmuyor. Lafla peynir gemisi de yürümüyor. Ayrıca kısmen taşınan veya yerinde koruma altına alınan eserler de mevcut. Yeni Hasankeyf ilçemizi, bölge halkının hayat biçimine uygun müstakil, bahçeli, teraslı konutlar şeklinde inşa ettik. Ey PKK’nın yan kolu HDP, sizler bu tür şeyleri yapabilir misiniz? Sizin böyle bir derdiniz var mı? Biz dertliyiz, dertli. Biz sizlere aşığız, aşık. Bu kapsamda 875 konutu ve 124 iş yerini tamamlayarak hak sahiplerine verdik. Ayrıca hükümet konağı, belediye, emniyet, jandarma binaları, devlet hastanesi, kütüphane, spor salonu, müze, yüksekokul, arıtma tesisi, cami ve okul gibi kamu hizmet birimleri de tamamlanarak hizmete alındı.
"KÜRT KARDEŞLERİMİ İHMAL EDEMEZDİK, ETMEDİK"
Burada benim Kürt kardeşlerim var. Bu Kürt kardeşlerimi biz ihmal edemezdik, etmedik ve onlara da bu eserleri kazandırdık. Bölgedeki yolları da daha yüksek standartlı bir şekilde yeniden yaptık. Yeniden yerleşim, tarihi ve kültürel varlıkların korunması, baraj inşaatı, yol inşaatları ve diğer harcamalarıyla birlikte projenin maliyeti toplamda 20 milyar lirayı bulmuştur. Burada toplanan suları, yakında inşa edeceğimiz Cizre Barajı’na bırakarak hem enerji üretecek hem de 1 milyon dekar araziyi sulayabileceğiz.
Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali geçen yılın 19 Mayıs’ından bugüne kadar yaklaşık 4 milyar kilovat saat enerji üretimi gerçekleştirerek ekonomimize 2,6 milyar lira katkı sağladı. Bir kez daha bu muhteşem, görkemli tesisin bölgemize, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Biz AK Parti’yiz. Biz; Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Gürcü’süyle bu ülkede yaşayan vatandaşlarımıza ayrım yapmadan sizleri Allah için seviyoruz. Sizden ricam şu: 2023’ün 14 Haziran’ına bir olarak, beraber olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak girecek ve inşallah bu bölgelerden büyük bir yekunla zaferle çıkacağız."
(ANKA)