Sezai Karakoç AKP'yi nasıl eleştirmişti? İşte Sezai Karakoç'un yeniden gündem olan o yazısı
Şair, yazar, siyasetçi Sezai Karakoç, 88 yaşında hayatını kaybetti. Sezai Karakoç zaman zaman yazılarında AKP iktidarını da eleştiriyordu.
GERÇEK GÜNDEM - Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı, Şair - Düşünür Sezai Karakoç, 88 yaşında hayatını kaybetti.
Muhafazar kesimin değer verdiği düşünürlerden olan Sezai Karakoç, zaman zaman yazılarında AKP iktidarını da eleştiriyordu.
Şair Sezai Karakoç, hayatını kaybetti
ÇANKAYA KÖŞKÜ'NE DE GİTMEMİŞTİ
Sezai Karakoç, 2011 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kendisine Çankaya Köşkü'nde verilecek olan Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü'nü de almaya gitmemişti.
2015 YILINDA AKP'Yİ BÖYLE ELEŞTİRMİŞTİ
Karakoç, 2015 yılının Mayıs ayında da 'Diriliş Işığı' dergisinde yer alan başyazısında AKP iktidarını yerden yere vurmuştu.
Sezai Karakoç'un cenaze programı belli oldu
Karakoç, ‘Gerçek Durum ve Tek Umut’ adlı yazıda AKP ile ilgili şu tespitleri yapmıştı:
"Adalet ve Kalkınma Partisi, halkın oyuna ve iltifatına mazhar olmak açısından şikayete hakkı olmayan bir durumdadır. Buna karşılık iktidar, icraatlarını, propagandasını ustaca yapmakta olsa da, ülkenin temel, öteden beri süregelen sorunlarının geleceğimizi teminat altına alacak şekilde kökten çözüme kavuştuğuna dair, gözle görülür elle tutulur bir ilerleme ne yazık ki, gözlemlenememektedir."
Sezai Karakoç'un ‘Gerçek Durum ve Tek Umut' adlı yazısı dergide şöyle yayınlanmıştı:
“Bu savaşı kazanırsak yeniden doğmuş, dirilmiş olacağız”
Sezai Karakoç davası İslami diriliş davasıydı. AKP iktidarını da bu davaya sırt çevirdikleri eleştiriyor ve batıcılıkla eleştiriyordu.
Sezai Karakoç batıcılığı çağdaşlıkla eş tutmayı da şöyle eleştiriyordu:
"Hiçbir zaman, taklit edilene eşit olma, sağlıklı olarak onun aynısını gerçekleştirme, dönüşüm iddiasıyla sağlanamaz. Mısır Medeniyetine Mezopotamya Medeniyeti, Eski Yunan Medeniyetine Mısır Medeniyeti, Eski Roma Medeniyetine Eski Yunan Medeniyeti, Batı Medeniyetine de İslâm Medeniyeti, doğuşlarında, varoluşlarında, en azından, bir açıdan ata olma gibi bir özellik taşır gibi görünmüşlerdir.
Bugün Batı Medeniyetinin İslâm Medeniyetine bu gibi bir bağla alıp vereceği fazla bir şey yoktur. Torun, dönüp ata olamaz atasına. Hele böylesine bir torun! İslâm Dünyası yine kendi içine dönüp bakarak, kendi değişimini, dönüşümünü, gelişim, devrim ve dirilişini gerçekleştirecektir. Bu, kolay olmayacaktır.
Bu, belki de, İslâm'ın doğuşundan sonraki en büyük varolma savaşımız olacaktır. Haçlı Seferlerine, Moğol İstilâsına uğradığımızdan daha beter bir saldırı ile karşı karşıyayız. Bu yüzden, bu savaşı kazanırsak, yeniden doğmuş ve dirilmiş olacağız. Bu, ikinci Doğuş olacaktır."