Özgür Özel: Kimin hapisten çıkacağına dünyanın diğer liderleri karar veriyor
CHP'li Özgür Özel, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, yargı sistemine yapılan siyasi müdahalelere tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanlığı’nın kesin hesabı ve bütçesi üzerindeki görüşmeler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sürüyor.
Komisyonda; CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, grubu adına söz aldı.
Anka'da yer alan habere göre; CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; “20 yıl önce Erdoğan Keçiören’de oturuyordu, mütevazi arabalara biniyordu. Artık bir sarayda oturuyor ve ‘Ey Merkel’in’ ürettiği arabalara biniyor. Merkel, dünyanın en pahalı Mercedes’lerini üretiyor, kendisi mütevazı bir minibüsle geziyor. Dünyada liderler mütevazi evlerde ve araçlarda ise halk zengin, liderler sarayda oturuyorsa halk sürünüyor. Buna demokrasi, ekonomi korelasyonu diyoruz” dedi.
Özel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a yönelik olarak; “2021 yılı sonunda kurun 8.30 olduğu kabulünüz var. Buna göre bütçe yapmışsınız. Alın götürün, tekrar getirin. Böyle ortamda asla beklenen hedeflerin tutmayacağı açık” dedi.
Özel, özetle şunları söyledi:
"KİMİN HAPSE GİRECEĞİNE BİZİM DÜNYA LİDERİ, KİMİN ÇIKACAĞINI DİĞER DÜNYA LİDERLERİ KARAR VERİYOR"
“Bu bütçe; 16 Nisan 2017’de, olağanüstü hal şartlarında oylanmış ve küçük bir farkla kabul edilmiş, olağanüstü hal şartlarında olmaksızın yapılmaya cesaret edilmeyen bir seçimden sonra hayata geçmiş; bizlerin ‘tek adam rejimi’ diye nitelendirdiği… Bu sistemi destekleyen iki ittifak partisinden bir tanesinin, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ demeyi tercih ettiği ama bir diğerinin yürütmenin başını yemin töreninden sonra kendisine yakın medyanın, ‘Size bundan sonra Cumhurbaşkanı mı diyelim, Başkan mı diyelim’ sorusuna ‘Başkan’ dediği andan itibaren, her akşam kendisine yakın haber kanallarının ‘başkan Erdoğan’ diye andığı, ama bunun bir başkanlık sistemi değil, bir hükümet sistemi olduğuna ilişkin MHP’nin tüm savunmalarına rağmen, iktidar partisinin yetkili kullananlarının bunu sınırsız yetkilerle kullandıkları bir rejimin içindeyiz.
Bir ihtiras ve bir çöküş rejimi. Çünkü 250 yıl önce Montesquieu’nun ‘yasama, yürütme, yargı birbirinden ne kadar ayrıysa; o kadar ileri gidilir. Ne kadar birbirine yakınsa, devletler o kadar kolay çöker’ dediği gibi bu doktrinin, bu söylemin dışında hiçbir gerçekliğin bugüne kadar kendini doğrulamadığı bir noktada; bu kurala inat eden karşı çıkan, inat eden; bir devleti çöküşe götüren bir rejimin içindeyiz.
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi’ne göre, 2020 listesi var. İlk 10 devlet; Norveç, İsviçre… Parlamenter rejimle yönetiliyor. Son 10 ülke; Eritre, Mozambik, Burkina Faso’dan başlayıp… Hepsi ya başkanlık, ya yarı başkanlık sistemleri ile yönetiliyorlar.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde ilk 10 ülkenin tamamı parlamenter iken, son 10 ülkenin de tamamı yine başkanlık veya yarı başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Bir tek kişi yasama, yürütmenin ve yargının başı olarak kendisini görüyor ve öyle davranıyor.”
Yargı sistemini eleştiren Özel, “Yine bir tek kişi, o ülkede; kimin hapiste duracağına, kimin hapisten çıkacağına karar veriyor. Ama şöyle bir iş bölümü var; kimin hapse gireceğine bizim dünya liderimiz, kimin hapisten çıkacağına dünyanın diğer liderleri karar veriyor… Rahip Brunson… Deniz Yücel….
Bugün davası görülecek Kavala, mahkemede Türk milleti adına karar verip, salondaki herkesin ayakta dinlediği kararda, beraat etmişken; ‘birileri beraat ettirmeye çalıştı’ deyip, hukuk sistemimizde olmayan bir ‘millet jürisi’ sıfatıyla; tutukluluk halinin devamı için yedi saatlik bir usulsüz tutulma ve yeni dosya ve yeni tutuklama ile devam edebiliyor. Bu ülkenin adına birileri demokrasi demeye, takiyye yapmaya devam edebiliyor” diye konuştu.
"'VERİN BU KARDEŞİNİZE YETKİYİ' DEDİĞİNDE DOLAR 4 LİRAYDI"
Döviz kurunu da gündeme getiren Özel, “Verin bu kardeşinize yetkiyi’ dediğinde 4 lira olan dolar, TL üç kat değer kaybedip 12-13,5 liralara kadar gidebiliyor. Dünyada ilk kez bir fikrin bir doktrin olarak vaaz edildiğine şahit oluyoruz. Dünyadaki bütün ekonomistler kötü yönetim sebep faiz sonuçtur derken; bir ekonomist ‘faiz sebep ekonomi sonuçtur’ diyor” dedi.
Soru önergelerin yanıtlanma oranı ve niteliğini eleştiren Özel, “Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı rejimle ilgili yapılacak eleştirilen hepsini kucaklamakla mükellef. Sizden önceki beğenmediğiniz hep eleştirdiğiniz üçlü koalisyon kendisine yöneltilen soru önergelerini yüzde 80 süresi içinde cevaplıyordu. Bugün yüzde 12,75” diye konuştu.
"FAHRETTİN ALTUN'UN STATÜSÜNDEKİ DEĞİŞİKLİĞİ BİLMİYORUZ"
Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siz geçmişte de kamuda da önemli görevler yaptınız. Müsteşara kadar olan memurlar siyaset yapamazlardı. Bugün müsteşarlık kalktı. Bakan yardımcıları olduğunu söylüyorsunuz. Senden benden siyasi. Başbakanlık müsteşarıydınız, sesinizi duymuyorduk. Şimdi cumhurbaşkanı yardımcısınız. Sistem iktidar partisinin atanmışlarına siyaset yapma; bunu hakaret üzerinden sürdürerek iyi sicil alma gibi bir kanıya dönüştürmüş durumda.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, atandığındaki görev tanımı belli. İlk başta kendisine verilen araç, Passat marka araç iken; şu an en pahalı Mercedes kendisine ödülmüş gibi geldi. Yasama meclisi olarak statüsündeki değişikliği bilmiyoruz. Bu gücü nereden aldığını sormak istiyoruz. 28 Şubat’taki akreditasyonlara bile taş çıkartan; Anıtkabir’i bile yasaklayan, gazetecileri bile fişleyen en önemli figürlerden birisinin, sizi en ciddi yıpratan biri haline geldiğinin, iktidar partisinin milletvekilleri dahi farkında. Her gün içinde bulunduğunuz erimeyi sorgularken aklınıza gelmiyor.
Bu ülke; 20 yıl önce Recep Tayyip Erdoğan’a; ‘bu yüzüğümle siyasete girdim’ dedi ve yetki verdi. O zaman Keçiören’de oturuyordu, arkadaşlarının kullandığı mütevazi arabalara biniyordu. Bugün geldiğimiz noktada Recep Tayyip Erdoğan artık bir sarayda oturuyor ve ‘Ey Merkel’in’ ürettiği arabalara biniyor.
Merkel, dünyanın en pahalı Mercedes’lerini üretiyor. En pahalısından iki tane bizde var. Amerikan Başkanı sistemiyle, biri sağdan biri soldan gidiyor. Sarayın bütün bakanları, bakan yardımcıları ve göze girmiş bürokratları hepsi en pahalı Mercedes’lere biniyor. Merkel, kendisi mütevazı bir minibüsle geziyor.
Merkel mütevazi konutta oturuyor, tarifeli uçaklarla uçuyor. Siz Saray’a taşındınız, siz dünyanın en pahalı araçlarına biniyorsunuz ve milletin şunu görmesini kabul edin. Dünyada liderler mütevazi evlerde ve araçlarda ise halk zengin; liderler sarayda oturuyorsa halk sürünüyor. Buna demokrasi, ekonomi korelasyonu diyoruz.”
"ALIN GÖTÜRÜN, TEKRAR GETİRİN"
Özel, Türk lirasındaki değer kaybının bütçe teklifi üzerindeki etkisi içen de “Alın gidin ve yeni paradigmalara uygun bütçe getirin. 2021 yılı sonunda kurun 8.30 olduğu kabulünüz var. Buna göre bütçe yapmışsınız. Buna göre bütçe mi olur? Alın götürün, tekrar getirin. Bu enflasyona göre bütçe getiriyorsunuz. Böyle ortamda asla beklenen hedeflerin tutmayacağı açık olduğu gibi bütçede sosyal yardımların olması gerekmektedir” değerlendirmesini yaptı.