İstinafın Arınç'ın damadıyla ilgili kararına üye hakim şerh koydu: Beraat sonrası yeni deliller gelmiş
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi, Bülent Arınç'ın damadı Ekrem Yeter’in 'FETÖ’den beraat’ kararını ‘hukuka uygun’ buldu. Karara bir üye hakim muhalefet ederken, Yeter hakkında dosyaya yeni delillerin girdiği de ortaya çıktı.
Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç'ın damadı Ekrem Yeter, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname ile görevinden ihraç edildi.
Yeter hakkında, 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçundan Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Yargılama aşamasında yaptığı savunmada suçlamaları kabul etmeyen Yeter, 17-25 Aralık öncesi dini duygularla bu yapıyla irtibatı bulunduğunu; ancak o tarihten sonra milletin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında yer aldığını iddia etti.
FETÖ'nün darbe girişimine karşı sosyal medyada paylaşımlarda bulunduğunu belirten Yeter, "Benim bu yapıyla hiçbir şekilde ilişkim olmamıştır. Dosyaya sunduğum sosyal medya paylaşımları da bunu kanıtlamaktadır. Vatanını, milletini ve bayrağını seven biriyim, beraatımı talep ediyorum" dedi. Mahkeme heyeti, 17 Ekim 2019'daki karar duruşmasında sanık Yeter’in delil yetersizliğinden beraatına karar verdi.
İSTİNAF, KARARI ONADI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sanığın cezalandırılması talebiyle, Yeter'in avukatı Selçuk Nuray da delil yetersizliğinden değil, müvekkilinin tüm suçlamalardan suçsuz bulunması yönüyle beraat kararını istinaf etti.
DOSYAYA YENİ DELİLLER GİRDİ
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi, beraat kararını hukuka uygun buldu. Veryansın TV'nin haberine göre, en can alıcı nokta Yeter hakkında verilen beraat kararı sonrası dosyaya yeni bir delilin girmiş olması ve bunun Ankara BAM’ın kararında dikkate alınmamış olması.
Üye hakim muhalefet şerhinde, hüküm sonrası dosyaya gönderilen bir emniyet ifadesine dikkat çekti. Buna göre, Engin Y.’nin ifadesi üzerine Emniyet’in yaptığı araştırmalar sonucunda, Ulusal Anadolu Sağlık Federasyonu’nun 6 Ocak 2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında feshedildiği belirlendi.
Ekrem Yeter’in ise 24 Şubat 2013 tarihli genel kurul sonuç bildirimi tutanağında yönetim kurulu asil üye, 5 Nisan 2015 tarihli genel kurul sonuç bildirimi tutanağında yönetim kurulu başkanı ve 20 Ocak 2016 tarihinde tasfiye komisyonu başkanı olduğu saptandı.
SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN TEFTİŞ KURULU RAPORU
Hüküm sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13 Haziran 2020 tarihli yazısı ile dosyaya gönderilen Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu raporu da dikkat çekici. Üye hakimin dikkat çektiği raporun incelenmesinde Pankreas Adacık Hücre İzolasyon Araştırma Merkezi’nin kurulması ile ilgili projede gerçekleşen usulsüzlüklerin yanı sıra ihaleye çıkılan firmaların FETÖ ile bağlantısı, projede adı geçenlerin ByLock, Bank Asya, SGK ve tepe yöneticileriyle iltisaklı olmaları, bir kısmının firari durumda olduğunun raporda belirtildiği, yine projenin başlangıç döneminde Tuncay Delibaşı öncülüğünde kurulan projede görevli olan Pankreas Adacık Hücre Araştırmaları Derneği’nin KHK ile kapatıldığı tespit edildi.
Sanık Ekrem Yeter’in Sağlık Bilimleri Yüksek Teknoloji Araştırma Vakfı kurucuları arasında yer aldığı belirtildi. Mamak Belediyesi’nden adı geçen vakfa 25 yıllığına tahsis edilen arazinin Sağlık Bilimleri Yüksek Teknoloji Araştırma Vakfı tarafından Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesine proje kapsamında GMP laboratuvarının kurulması için bedelsiz tahsis edildiği anlatıldı. Ve 2013 tarihli tahsis protokolünü vakıf adına Ekrem Yeter’in imzaladığı belirlendi.
ŞERH YAZISINDAKİ DETAYLAR
Daire üyesi ayrıca Ekrem Yeter’in Bank Asya’daki hesabının da FETÖ liderinin talimatından sonra hareketlendiğini rakamlarla birlikte ayrıntılı şekilde şerh yazısında ortaya koydu.
Üye hakim “Yeter’in evinde Fetullah Gülen’in vaaz görüntülerinin ve kitaplarının bulunduğu, örgütün tepe yöneticileriyle irtibatının bulunduğu, tanık ifadelerinde örgütte önemi bulunan, 2008 yılında Gülen’in talimatıyla sağlık mensuplarının dernekleşme çabası içinde kurulan USAD derneğinin devamı niteliğinde, sanığın örgütün tepe yöneticisi Tuncay Delibaşı ile birlikte kurduğu belirtilen USAF (Uluslararası Anadolu Sağlık Federasyonu) başkanlığını 2014 öncesi ve tasfiye sürecine kadar yürüttüğü, burada gerçekleştirdiği başkanlık görevinin ilk derece mahkemesinin kabulü aksine örgütsel sempati/iltisak boyutunda değerlendirilemeyeceği, yine hüküm mahkemesinin kabulü aksine örgütsek sempati / iltisak boyutunda değerlendirilemeyeceği, yine hüküm sonrası dosyaya gelen ve yukarıda özetlenen Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Raporu’nun değerlendirmesinde sanığın Tuncay Delibaşı ile kurucuları arasında oldukları vakıf araçlığıyla Mamak Belediyesi’nden vakfa tahsis edilen araziyi laboratuvar ünitesinin kurulması yönünde Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi’ne tahsisin, sanığın vakıf adına imzaladığı protokolle gerçekleştirildiği, bu yönü ile sanığın tepe yöneticileri ve Tuncay Delibaşı ile HTS irtibatının dosyadaki tanık beyanları ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği” görüşünü dile getirdi.
‘FETÖ ÜYELİĞİNDEN MAHKUMİYET HÜKMÜ KURULMASI GEREKİR’
Bank Asya hesap hareketlerinin değerlendirilmesinde özellikle talimat döneminde Bank Asya’ya yüklü miktarda yatırılan para ve katılım hesaplarının örgütsel talimata uygun gerçekleştirildiğini vurgulayan üye hakim, şu ifadeleri kullandı:
“Tüm bu beyan ve tespitler çerçevesinde sanığın FETÖ silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, beraate ilişkin ilk derece mahkemesinin kabul ve uygulamasının yerinde olmadığı, sanığın yüklenen suçu işlediği değerlendirilerek hakkında duruşma açılarak eylemine uyan silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği düşüncesi ile esastan redde dair sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.”