Kulis: İYİ Parti'nin Kılıçdaroğlu'nun olası adaylığıyla ilgili açıklamalarının gerekçesi ne?
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, İYİ Parti'nin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun olası adaylığıyla ilgili açıklamalarını yorumladı. Bunların Kılıçdaroğlu’nun aday olacağına ilişkin bir duyuma veya bilgiye dayanmadığını söyledi.
Türkiye'de her ne kadar seçime daha iki yıl olsa da, ekonomi başta olmak üzere birçok alanda yaşanan sorunlar muhalefetin adayının kim olacağına dair tartışmaların gündemde kalmasına neden oluyor.
Özellikle son dönemde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismi, bir adım daha öne çıkıyor.
Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, bu kapsamda İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları Koray Aydın ve Cihan Paçacı'nın açıklamalarını değerlendirdi.
Aydın'ın "Kazanma riski görünen, anket ilmiyle belirlenen bir adayı, İYİ Parti olarak kabul etmiyoruz. Herkes idealist davranmalı, nefis zamanı değil" dediğini hatırlatan Sarıkaya, "Özetle anketlerde önde çıkıyor olabilirsin, ama kazanma ihtimalin düşük diyordu. Sözün gittiği adres de belliydi. Nitekim CHP Sözcüsü Faik Öztrak’a sorulduğunda Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili sözlerini anımsamakla yetindi, tartışmayı büyütmekten uzak durdu" diye yazdı. Habertürk yazarı şöyle devam etti:
'BEN ADAYIM' DEDİ Mİ?
"Tam yatışmışken, bütçe konuşması sonrası tartışmanın bir anda alevlenmesinin gerisinde yatan neden neydi?
Acaba CHP lideri bu süre içinde Millet İttifakı bileşenlerini arayıp, Mersin’deki ceket çıkarmasından yola çıkarak 'Adaylığa soyundum' dedi mi?
İYİ Parti ve CHP’ye sordum böyle bir şey söylenmemiş. Hatta Kılıçdaroğlu, Akşener ile görüşmelerinin herhangi bir aşamasında bu konuda tek kelime etmemiş, ketum tutumundan bir tek açık vermemiş.
Durum böyle ise İYİ Parti’den yükselen bu sesin gerisinde ne yatıyor veya bu tepkinin verilmesine yol açan gerekçeler neler? Konuşmalardan çıkardığın kadarıyla Teşkilattan Sorumlu olması dolayısıyla Aydın’ın konuşmasının gerisinde İYİ Parti’nin tabanından gelen tepkiler var.
TEPKİNİN GERİSİNDE YATANLAR
Buna da iki şey yol açıyor… Birincisi CHP teşkilatlarında Kılıçdaroğlu’nun aday olabileceğine yönelik düşünce gittikçe güçleniyor ve bu da İYİ Parti tabanına efekt yapıyor.
İkincisi ki daha da önemlisi, İYİ Parti lideri Akşener aday olmayacağını, 'Başbakanlığa talip olduğunu' açıklamasından sonra İYİ Parti teşkilatlarında, oyundan çıkılmış, masadan uzaklaşılmış, boşluğa düşülmüş hissi uyandırdı. Sanki İYİ Parti’nin Millet İttifakı’nın adayı belirlenirken herhangi bir etkisinin olmayacağı gibi bir olumsuz algı meydana geldi.
Bunun üzerine bir de İYİ Parti’deki deyimle, 'Kılıçdaroğlu’nun ismini adaylık havuzunda yüzdürmesi' eklenince parti tabanından buna yönelik tepkiler üremeye başladı. Yani, Kılıçdaroğlu’nun aday olacağına ilişkin bir duyuma veya bilgiye dayanmıyor.
'İYİ PARTİ GENEL MERKEZİ'NDEKİ BAKIŞ, 'KESİNLİKLE ADAY OLAMAZSIN' NOKTASINDA DEĞİL'
Tam tersi ortaya çıkan ve teşkilatın da aday belirlenme süresinde dışlandığı hissinin yarattığı bir duruma karşı pozisyon alınmasından öte bir durum gözükmüyor. Nitekim İYİ Parti Genel Merkezi’ndeki bakış da Kılıçdaroğlu’nun adaylığına dönük, 'Kesinlikle sen olamazsın' noktasında da değil.
'Eğer olacaksan buna bizimle karar verirsin, kendi başına karar veremezsin, adını bugünden aday havuzunda yüzdürüp bir süre sonra bizim kabulümüz haline getirme' mesajının verilmesinden öte değil."