İzzet Özgenç’in 'ekonomik OHAL' çıkışına Şamil Tayyar’dan 'kara propaganda' yanıtı
Prof. Dr. İzzet Özgenç'in ekonomik OHAL açıklamalarına AKP'li Şamil Tayyar'dan yanıt geldi. Özgenç, uzun bir süre Erdoğan'a yakın isimler arasında yer almıştı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın savunduğu ekonomi modeli çerçevesinde 3 ayda 400 baz puan faiz indirimi gerçekleştirdi. Kararların ardından Türk lirasının yabancı paralar karşısındaki değerindeki düşüş hızlandı. Son olarak dolar/TL 14.75, euro/TL 16.65 seviyelerini gördü.
Japon bankası Nomura, AKP'nin 5 adımlı bir plan doğrultusunda hareket ettiği değerlendirmesinin yer aldığı bir analiz yayımladı.
OLAĞANÜSTÜ HAL PLANI
Analizde, hükümetin anketlerdeki oylarını artırıp 2022'nin ilk yarısında erken seçim çağrısı yapmak üzere beş adımlık bir plan çerçevesinde hareket ettiğini düşündükleri belirtildi.
Raporda bu beş adım şöyle sıralandı:
1) Mali paket / Asgari ücret artışı
2) Faiz indirimleri / kredi büyümesi
3) Dolar kuruna TCMB ve kamu bankalarının müdahaleleri
4) Dış politika vakası
5) Olağanüstü hal ilanı
SEÇİM ERTELENECEK Mİ?
“Seçim olağanüstü halde olabilir mi” diye soran banka, bu soruya “Evet olabilir ama bu Cumhurbaşkanı'na bağlı. Haziran 2018'deki seçim olağanüstü halde olmuştu” yanıtını verdi ve Cumhurbaşkanının olağanüstü hal durumunda seçimi 12 ay erteleme yetkisi olduğunu hatırlattı.
PROF. DR. İZZET ÖZGENÇ'TEN OHAL ÇIKIŞI
Prof. Dr. İzzet Özgenç'in Olağanüstü Hal'in (OHAL) ekonomik kriz nedeniyle uygulanabileceği yönündeki çıkışı ise yeni bir tartışmayı başlattı.
Özgenç, "Türk Lirasının yabancı paralar karşısındaki süregelen değer kaybı, 'ağır ekonomik bunalım' sonucunun ortaya çıkacağı süreci başlatmıştır. Bu nedenle kaçınılmaz görünen ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilanına toplum olarak hazırlıklı olmamız gerekir" ifadelerini kullandı.
ŞAMİL TAYYAR'DAN İZZET ÖZGENÇ'E YANIT
AKP MKYK Üyesi Şamil Tayyar, uzun bir dönem AKP'li Cumhurbaşkkanı Erdoğan’ın yakın çevresinde yer alan İzzet Özgenç'in paylaşımına tepki gösterdi.
Şamil Tayyar, "Bir akademisyenin iddiası üzerinden başlatılan OHAL tartışması, kara propagandadır. AK Parti, OHAL ilanıyla seçimi erteletmek gibi bir yola asla tevessül etmez. Şartlar ne olursa olsun vakti gelince seçime gider, son sözü millet söyler. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." ifadelerini kullandı.
ÖZÜR DİLEDİ
Özgenç, açıklamalarının tartışma yaratması sonrası yeni bir açıklama yaparak; özür dilemiş, açıklamasını ''Ağır ekonomik bunalım sebebiyle alınması gereken tedbirlere dair ek açıklama'' diyerek paylaşmıştı.
Özgenç'in açıklaması şöyleydi:
İZZET ÖZGENÇ KİMDİR?
2005 yılından bu yana AKP hükümetlerinin reform yasalarının başında duran, bunların yazılmasına öncülük eden İzzet Özgenç, 2004'te hazırlanan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) mimarlarından biri.
YOLSUZLUK SORUŞTURMASI
Özgenç'in kariyerindeki gelişmeler, 1994 yılında Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'na seçilmesiyle boyutlandı.
Bu dönemde Erdoğan'ın hukuk müşavirliğini yapan Özgenç, belediyenin bazı iştiraklerinde de yönetim kurulu üyeliğine getirildi.
Özgenç, 2005 yılında, yeni Türk Ceza Kanunu'yla (TCK) ilgili komisyon çalışmaları sırasında “Bir başkasıyla zina yapan evli kişi, diğer eşin şikâyeti üzerine 6 aydan 2 yıla kadar cezalandırılır” şeklinde bir önerge verdi.
Ocak 2018'de Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) o dönem tutuklu bulunan Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında verdiği hak ihlali kararının yerel mahkemelerce uygulanmamasını eleştirdi.
Ağustos 2018'de Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin CHP'nin o dönem tutuklu olan İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki davanın dokunulmazlık nedeniyle durdurulması istemini reddetmesinin hukuken doğru olmadığını söyledi.
2019 yılında Özgenç, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 'kanun hükmünde kararname ile ihraç edilenlere mazbata verilmeyecek' kararına tepki gösterdi.
ERDOĞAN'A ELEŞTİRİLERİ DİKKAT ÇEKTİ
İzzet Özgenç, Nisan 2020'de Karar TV'ye verdiği mülakatta şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı oluşturduğu izlenim itibariyle, her şeye hâkim bir görüntü veriyor ise de hukukla ilgili bilinçli yanlışları önleyebilecek konumda değil. Sayın Cumhurbaşkanına isim isim ben hataları söylediğimde ‘sen yanlış söylüyorsun’ demedi. Ama hataların düzeltilmesi yönünde hiçbir mesafe alınamadı. Ben sadece bu kadarını söyleyeyim. “