Erken yerel seçim derken baskın genel seçim mi geliyor?
Mart'ta yapılacak olan yerel seçimlerin öne alınıp, alınmayacağını tartışılırken Odatv yazarı Müyesser Yıldızdan çarpıcı bir yazı geldi.
Odatv yazarı Müyesser Yıldız köşesinde ABD Merkezî İstihbarat Teşkilatı CIA'in resmi sitesinde yaptığı bir hataya değinerek yerel seçimlerin öne alınıp, alınmayacağı tartışmalarıyla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Müyesser Yıldız'ın yazsısı şu şekilde:
24 Haziran baskın seçiminden sonra şimdi Mart'ta yapılacak olan yerel seçimlerin öne alınıp, alınmayacağını konuşuyoruz.
Temmuz başında ilk olarak CHP eski Milletvekili Barış Yarkadaş, AKP Kongresi'nin 18 Ağustos'a alınarak erkene çekilmesine dikkat çekip, yerel seçimlerin 4 Kasım'da yapılacağı ve tüm partilerin buna uyacağı iddiasını ortaya attı.
Ardından iktidara pek yakın Nagehan Alçı 10 Ağustos'ta, “Yerel seçimler Ekim 2018'e alınmalı” diye yazdı. Hemen ertesi gün de “yaptığı görüşmeler ve edindiği izlenimler sonucu”, yerel seçimlerin büyük olasılıklı 4 Kasım'da yapılacağını duyurdu. Gerekçesini de, “4 Kasım 2018 sonrasında 25 Haziran 2023’e kadar seçim defterini kapayacağız ve yaklaşık 5 sene rahatlayacağız. Türkiye toplumunun ve devletinin de zaten buna ihtiyacı var” diye izah etti.
Bu iddialardan mı etkilendi bilinmez hafta içinde Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AKP'nin ekonomideki tablo iyice ağırlaşmadan bir an önce yerel seçimi de atlatmak için 4 Kasım tarihini belirlediğini ve Meclis'te 400 milletvekilinin onayı ile erken yerel seçim hazırlığı yaptığını belirterek, şu çağrıda bulundu:
“Genel seçimleri öne aldılar, bu problemlerin geleceğini görüyorlardı. Şimdi Meclis'te tekrar bir anayasa değişikliği ile mahalli seçimleri öne alma çabası var. 4 Kasım deniliyor. Ben de ısrarla bütün milletvekillerine diyorum ki, Allah rızası için yapmayın. Bu AK Parti, milletin ciddi manada canını yakacak bir takım adımları atabilmek için önündeki seçim tehdidini ortadan kaldırmak istiyor. Vatandaşa ben hesap veremem diyor. Gecikirse zorlanırım diyor.”
BİR HAFTADA İKİ FARKLI AÇIKLAMA
Mâlum AKP'liler, genel seçimin erkene alınması konusunda, “Kesinlikle yok” demişti. Baskın seçim kararının alındığı 18 Nisan'dan önceki üç açıklamayı hatırlatmakla yetinelim.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı (7 Mart): Biz çok büyük bir kurumuz AK Parti olarak. Bugüne kadar 15 yıldan bu yana hiçbir zaman erken seçimden yana olmadık, erken seçime şiddetle karşıyız. Çünkü seçimlerin büyük maliyetleri var. Erken seçimi gerekli kılacak olay olması lâzım. Neden yerel seçimden önceye alalım? Yerel seçimin, genel seçimin tarihi belli.
AKP Sözcüsü Mahir Ünal (4 Nisan): Bir erken seçim söz konusu değil. Genel seçimlerin ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, yerel seçimlerin önüne alınması söz konusu değil. Biz seçimlerin normal tarihinde yapılmasından yanayız.
Erdoğan (6 Nisan): Böyle bir şey yok. Zaman zaman bana da gelenler oluyor, “Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini yerel seçimlerden önce yapalım’ diyorlar. Nereden çıkıyor bunlar? Artık bunları konuşmayın. Böyle bir çalışmamız kesinlikle yok.
Yerel seçimlerin erkene alınması iddialarına AKP cephesinin yaklaşımına gelince;
Geçen hafta sonu Kızılcahamam'da düzenlenen “2023'e giden yolda 24 Haziran seçimleri değerlendirme, 2019 yerel seçimlerine hazırlık” toplantısında AKP'nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun, şöyle konuştu:
“Her gittiğim yerde bana seçim işleri başkanı olmam dolayısıyla 'yerel seçimler erkene alınacak mı?' diye soruluyor. Altını çizerek söylüyorum; Hayır, yerel seçimler zamanında olacak. 31 Mart 2019 mahalli seçimlerinin de hazırlıklarını gözden geçireceğiz, hazırlıklarına başlayacağız, onun üzerine değerlendirmelerde bulunacağız.”
Ve dün; Ankara'da yapılan AKP Kongresi sırasında Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya, “Seçimlerin erkene alınması, benim şahsi fikrim. Türkiye’nin coğrafi ve iklim şartlarını göz önüne aldığımızda Mart ayında yerel seçim yapılması zor. Mart ayında batıya bahar gelmiş olabilir, ancak doğuda bu mevsimde iller karlar altında. Muhsin Yazıcıoğlu’nu da böyle bir seçim çalışmasında kaybettik. Eylül, Ekim, en geç Kasım'da yerel seçimlerin olması gerek. Ama bunun için anayasa değişikliği gerekiyor. Meclis’teki partilerin bir araya gelerek anayasa değişikliği ile seçimleri erkene alınmasını temenni ederim” dedi.
CEHALETİ Mİ MESAJ MI?
Macun tüpten çıkmışa benziyor, yerel seçim de erkene alınır mı, alınır!..
Lâkin dünyayı titreten ABD istihbarat örgütü CIA'nın manidar bir “zamanda” yaptığı manidar bir “hata”dan dolayı endişem başka.
Bilindiği gibi, CIA'nın internet sitesinde World Factbook diye bir bölüm var ve burada tüm dünya ülkeleri hakkında özet bilgiler veriliyor.
Bölümdeki Türkiye sayfasında 24 Haziran seçimlerinden sonra biri 11 Temmuz, diğeri 8 Ağustos'ta olmak üzere iki kez güncelleme yapıldı, ama gerek Cumhurbaşkanlığı, gerekse genel seçim sonuçlarına ilişkin herhangi bir veri girilmedi.
Ülkemizde yerel seçimin öne alınması tartışmaları hızlanmışken, 14 Ağustos'ta CIA'nın Türkiye sayfası yeniden güncellendi. Bu defa Erdoğan ve diğer Cumhurbaşkanı adayları ile ittifak partilerinin aldığı oylar aktarıldı.
Dikkat çekici kısım “Yasama” başlığı altındaki şu ifadeler oldu:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi (550 sandalye- Kasım 2018 seçimlerinde 600'e çıkacak) üyeleri doğrudan 4 yıl hizmet vermek üzere seçildi (Dönem, Haziran 2018 seçimleriyle 5 yıla çıkarıldı).”
Gerek milletvekili sayısının 600'ı çıkarılması, gerekse seçimlerin 5 yılda bir yapılması kararının 16 Nisan 2017'deki anayasa referandumu ile kabul edildiğini ve 24 Haziran seçimleriyle uygulamaya geçildiğini biliyoruz.
Hâl böyleyken, CIA'nın milletvekili sayısının “Kasım 2018 seçimlerinde 600'e çıkacağından” söz etmesi ne anlama geliyor; Cehalet mi, hata mı, mesaj mı?
Açıkçası şüphelendim; Sakın “Yerel seçimin erkene alınması” diye yola çıkılıp, yerel seçimle birlikte yeni bir baskın genel seçime yakalanmayalım!..
Acaba muhalefet darmadağınık olmuş ve ABD'yle “savaşsa savaş” moduna geçilmişken; Cumhuriyet'in 100'üncü yılından önce AKP'nin tek başına Anayasa'yı değiştirecek -Ki, Anayasa değişikliğini kimlerin, niçin istediği malûm- çoğunluğa ulaşıp, MHP'den de kurtulmasına vesile olacak böyle bir senaryo mu planlanıyor?