Kılıçdaroğlu: İstanbul'un rantını o kadar çok yediler ki doymuyorlar. Yedirmeyeceğiz size o rantı
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Meclis'te yaptığı konuşmada Erdoğan'a sert eleştiriler yöneltti. Kılıçdaroğlu, "İstanbul'un rantını o kadar çok yediler ki doymuyorlar. Yedirmeyeceğiz size o rantı" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisini grup toplantısında konuşuyor.
Kılıçdaroğlu'nun sözlerinden öne çıkanlar şöyle:
"Elbette ki beklentilerimiz çok fazla. 84 milyon yurttaşın beklentileri var. Daha güzel bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz hep beraber. Caddelerde sokaklarda yürürken tanımadığımız insanlara selam vermek istiyoruz, her evde hüzün olmasın, bir gelecek kaygısı olmasın, her evde bereket, huzur olsun istiyoruz. Herkesin sağlığı yerinde olsun istiyoruz. Bizim en büyük beklentimiz bu. Bu beklenti yanlış mı? İnsan olan herkesin ortak beklentisi. Ama bu beklentiye Türkiye'nin ihtiyacı var onu da Allah'ın izniyle biz sağlayacağız. Kavgadan, hakaretlerden bıktık artık. Milletimiz bunları bir kenara yazıyor. Kavga istemiyor huzur istiyor bu insanlar. Devleti yönetenler kin ve öfkeden medet ummamalı. Devlet öfkeyle değil akılla, birikimle adaletle yönetilir. O kadar öfke duyuyorlar ki belediye başkanlarımızın çalışmalarını hazmedemiyorlar, onlar üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar, her türlü iftirayı atabiliyorlar. Bu haksızlığı adaletsizliği yapanların inançları bizim inancımıza benzemiyor.
"BUNLARIN TEMEL GÖREVİ KUL HAKKI YİYEREK BESLENMEKTİR"
İstanbul'un rantını o kadar yediler ki doymuyorlar. Yedirmeyeceğiz size o rantı, o rant 16 milyon İstanbullunun hakkıdır. Belediye Başkanımız seçimle geldi. Yüksek Seçim Kurulu'nu bile ayarladılar. Orada bile dalavere çevirdiler. Sözde hâkimler efendim 4 pusuladan biri sahtedir diye karar aldılar. Adalet tarihinin yüz karasıdır o karar. Ne oldu millet? 13 bin küsurluk fark 800 bine çıktı. Bu milletin ferasetine, bu milletin adalet duygusuna güveniyorum diyordum ve hiçbir zaman da yanılmadım. Şimdi görevli müfettişler gitmişler. Gitsinler efendim. Aynısını Ankara Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde de demişlerdi. Efendim Mansur Yavaş kazanırsa faturaları teröristler toplayacakmış, ya bu kadar akıldan yoksun insanlar nasıl siyaset yapıyorlar anlamakta zorluk çekiyorum. Bizim belediye başkanlarımız yolsuzluk dosyalarının üzerine gittiler. Bunların temel görevi kul hakkı ile beslenmektir. Erdoğan dava açarsa bunu da mahkemede ispat etmeye hazırım. Ama korkudan dava açamaz. Bunların temel görevi kul hakkı yiyerek beslenmektir.
"SİZİN DEĞERİNİZ BİZİM BELEDİYE BAŞKANLARIMIZIN TIRNAĞI KADAR BİLE DEĞİL"
Atadıkları bir bakan var Ulaştırma Bakanı. Orada genel sekreter yardımcısıymış İBB'de. Yapılmayan işin onayını vermiş ve parasını vermiş. Diyelim bir bina yapılmamış, ama yapılmış diye para ödenmiş. Ve bu adam gelip bakan oluyor bu ülkede. AKP'ye ve MHP'ye geçmişte oy veren kardeşlerime seslenmek isterim ne oldu bu dosya? Niye savcılar hâkimler üzerine gitmiyor? Yoksuzluk dosyalarını tam yakalıyorlar İçişleri Bakanı diyor ki bize vereceksin. niye araştırmıyorsun kardeşim? kapatıyorlar dosyaları, o dosyalar kapanmayacak, kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getireceğiz. Sizin feriştahınız da gelse bizim belediye başkanlarına bir şey yapmaz. Sizin değeriniz bizim belediye başkanlarımızın tırnağı kadar bile değil.
“TÜRKİYE CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK SOYGUNLARI GERÇEKLEŞTİ”
Dolar kurundaki oynamalardan Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük soygunları gerçekleşti. Dolar kurunu yükseltenler 18'den sattılar daha sonra 13'ten geri aldılar. Dünyanın parasını kazandılar. Cumhuriyet tarihinin en büyük soygunu gerçekleşti. Kul hakkından beslenen kişiler haram yerler. Ama haram onlara tatlı geliyor. Bu soygunun bütün ayrıntılarını ortaya çıkarmak istiyoruz. Grup başkanvekillerimiz bir önerge verdi bugün. Bu önergeye kim hayır diyorsa o yolsuzluğun ortağıdır. Bütün vatandaşları bugün Meclis TV'yi izlemeye davet ediyoruz. Soygunun ayrıntıları olacaktır. Bunu öğrenme hakkımız var. 128 milyar doları nasıl unutmadıysak bu soygunu da unutmayacağız.
“ZAMMI SEN YAPTIN”
Yeni bir şey söylemeye kalktı beyefendi 'Fahiş fiyat oyunlarıyla mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz.' demek ki şunu kabul ediyor bir fahiş fiyat var, bunu kim yaptı onu söylemiyor ama bu işin mücadelesini sürdüreceğim diyor. Şu soruyu sormak hakkımız fiyatların fahiş olmasını kim sağladı? bu fahiş fiyatları milletin. Elektriğe zammı dış güçler mi, manavlar mı, polis memurları mı yaptı? Elektriğe yüzde 52 ile yüzde 127 oranında zammı kim yaptı? E zammı sen yaptın kardeşim. Elektrikle cumhuriyet tarihinin en büyük zammını yapan kim? Dış güçler mi yaptı bunu? Hangi güç yaptı bunu? Nasıl ödeyecek vatandaşlar bunu? Elektriğe zam ne demek? Elektriğe zam iğneden ipliğe her şeye zam demektir. Herkes elektrik kullanıyor. Fahiş fiyata ortam hazırlayan, faiz zammı yapan Erdoğan. Fahiş fiyatlarla mücadele edeceğim deyip halka yalan söyleyen kim? O da Erdoğan!
"BİR GIDA KRİZİYLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİRİZ"
Zam yapmadığın bir şey açıkla. Açıklayamaz. Ama ben bir şey söyleyeyim teneffüs ettiğimiz havaya şimdilik zam yok. Oradan kurtarıyoruz. Doğalgazın getirdiği yük Türkiye genelinde vatandaşlar tarafından eşit paylaşılıyor mu? Hayır. Erzurum'dan sonrası 6 ay sürüyor. O insanlara bir indirim bir ayrıcalık var mı? Ama bu illerin tamamında AK Parti birinci parti. Dolayısıyla şimdi her birimiz sandığa giderken elimizi sandığa koyacağız ve öyle oy kullanacağız. Ve diyeceğiz ki; korkmayın, çekinmeyin, geliyor gelmekte olan.
"FAHİŞ FİYATIN BİLİNEN TEK AKTÖRÜ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DIR"
Bir de çiftçiye bakalım. Sadece üç üründen söz edeceğiz. Gübre, yem, mazot. Son bir yılda yapılan zamlar; amonyumsülfat yüzde 475 zam. Saray ve avaneleri şûrekası bunları biliyor mu? Amonyum nitrat yüzde 410 zam; üre gübresi yüzde 450 zam. Ya çiftçiye ne olsun? Ne yapsın çiftçi! Tarlaya gübre atamadı çiftçi. O nedenle daha baharımızı yaşıyoruz, daha kışı görmedik diyorum. Çiftçi ürün elde edemezse gıda kriziyle karşı karşıya kalacağız. Haftalardır uyarıyorum bir gıda kriziyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu fahiş fiyatları milletin önüne koyan sarayda oturan zat. Fahiş fiyatın bilinen tek aktörü vardır, ağzından çıkanı Resmî Gazete'de görürüz. Onun adı da Recep Tayyip Erdoğan'dır.
ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI: GETİR ARKADAŞ SANDIĞI!
Zammı dahi öyle bir hale getirdin ki evlerde yangın var. Ev hanımlarıyla bir toplantı yaptım, içinizden ne geliyorsa onu söyleyin dedim. Allah şahittir. Ağlayarak anlattılar ya. Büyük bir insanlık dramı. Bunlar başka bir dünyada yaşıyor (iktidara). Anlamıyorlar anlamak da istemiyorlar. Zam üstüne zam yaptılar, 84 milyon insan bir kamyonun kasasında, freni patlamış bu kamyonun yokuş aşağı hep beraber gidiyoruz. Yokuş aşağı gidiyoruz ama daha fazla zayiat olmasın diye getir arkadaş sandığı sen götüremezsen düzeltecek insanlar var bu ülkede demek istiyoruz.
BAHÇELİYE: SENİN MİLLİYETÇİLİK DİYE ORTADA GEZMENDEN DE HOŞLANMIYORUM
Dolarla ihale alanlar hayatlarından çok memnun. Mevduatın elde edeceği faize dolarla garanti verenler ya da alanlar, bunlar da çok memnun. Torpiliyle beş yerden maaş alanlar bunlar son derece memnunlar. Bunlar dönüp dolayıp Erdoğan'a dua ediyorlar. Kim yararlanıyor bu düzenden? İşte bu parazitler yararlanıyor. Ama Millet İttifakı olarak biz bu sorunu çözeceğiz. Türkiye'yi dolar baronlarının ülkesi haline dönüştürmeyeceğiz. Bahçeli'ye de söyleyeyim senin milliyetçilik diye ortada gezmenden de hoşlanmıyorum. Milliyetçi demek liraya değer veren kişi demektir. Hiçbir ülkücü haramzadelere hizmet etmez.
ŞENTOP'A SERT TEPKİ: TBMM'Yİ BİR AVUÇ İNSANIN YOLSUZLUĞUNA MALZEME EDEMEZSİN
Şimdi bir kanun getiriyorlar efendim Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çıkaracağı bir kanunda bütün süreleri 49 yıla çıkarıyorlar. Özellikle bu lafım TBMM'yi yöneten ve başkanı olan kişiye. TBMM'yi bir avuç insanın yolsuzluğuna malzeme edemezsin. O kanun tasarı teklifini geri çek. TBMM böyle bir ayıbı kaldıramaz. İhale yap kardeşim ya! Belki birileri daha fazla verecek. Anayasa'ya aykırı uygulama yapıyorlar. Yav Katarlılara vermediğiniz yer kalmadı. Şimdi kalkıp memleketi 'Katar Katar' satarsınız ortalığa çıkıp ben milliyetçiyim diye gezersiniz. Nasıl ülkücülük bu!
"KENDİSİNİ MİLLİYETÇİ VE ÜLKÜCÜ OLARAK KABUL EDEN ÇAKMALAR..."
Türkiye'nin çıkarları geride, Türkiye'nin bütün varlıkları peşkeş çekiliyor ama kendisini milliyetçi ve ülkücü olarak kabul eden çakmalar sözde biz buna karşıyız, yok efendim her türlü desteği veriyorlar. Geldi Katar şeyhleri ağırlandılar, aynı Katar gitti Doğu Akdeniz'de münhasır ekonomik belgede Rum'larla iş birliği yaptı ve araştırma yapıyor. Tık çıktı mı? Bahçeli'den Erdoğan'dan Dışişleri Bakanı'ndan bir ses çıktı mı? Katarlılar olunca ağızlarına bant çektiler. Çünkü Katarlılar bunların çok ama çok fazla sırlarını biliyorlar. Konuşamazlar katarlılara karşı. Katar aşkının topluma maliyeti nedir?
“BATAN GEMİNİN MALLARI FELSEFESİYLE YAPIYORLAR O FİLİKALARA DA BİNİP GİTMEYİ İSTİYORLAR AMA BİZ GÖNDERMEYECEĞİZ”
19 yıl içinde devleti yönetmeyi değil devleti soymayı amaçlıyorlar. Devletin malı deniz felsefesiyle hareket ediyorlar. Bunlar bir avuç insan kene gibi milletin sırtına yapışmış kanını emiyorlar. Titanic diye bir gemi vardı. Fakirlerin olduğu kata kilit vurdular, yukarı çıkıp filikalara binmesinler diye. Batan geminin malları felsefesiyle yapıyorlar o filikalara da binip gitmeyi istiyorlar ama biz göndermeyeceğiz.
"TEFECİLERE FAİZCİLERE EN BÜYÜK HİZMETİ YAPAN KİŞİ ERDOĞAN'DIR"
Tüketici kredisi faizleri yüzde 25'e çıktı. Hani düşmüştü faizler? Ticari kredi faizleri yüzde 23'e çıktı. Taşıt kredisi faizleri yüzde 26'ya çıktı. Faizleri düşüreceğiz nass var deyip, dini siyasete alet edip, vatandaşı kandırıp arka kapıdan hazineyi soyup tefecilere hizmet ediyorlar. Türkiye Cumhuriyet tarihinde tefecilere, faizcilere en büyük hizmeti yapan kişi Saray'da oturan zattır, adı da Erdoğan'dır.
Devleti yönetmeyi değil devleti soymayı amaçlamışlar. Bunlar bir avuç insan kene gibi milletin sırtına yapışmış kanlarını emiyorlar.
Batan geminin malları felsefesiyle hareket ediyor. Sonra da filikalara binip gitmek istiyorlar. Ama biz göndermeyeceğiz.
Din soslu vakıflar var bunlar da devleti soymaya çalışıyorlar.
Güya ben eşkiyaymışım... Neden gittim Milli Eğitim Bakanlığı'na? Ankara'da dayısı olmayanların sesi olmak için oraya gittim. Sınavda derece alıyorsun, sözlüde düşük puan verip eliyorlar. Niçin? Dayılar yok diye.
Ben oraya gittiğimde zincirlerle kapıları kapadılar. Genç arkadaşlarıma sesleniyorum. Ankara'da dayınız var, amcanız var, fitil fitil burunlarından getireceğiz.
Ayrıntılar geliyor...