'Bahçeli, Mehdi Eker'in bakanlığını veto etti' iddiası: Gerekçe 'geçmişte yaşanan polemikler'
MHP’nin tarım ve orman bakanlığı için Mehdi Eker’in ismini veto ettiği, bu nedenle Eker’in yerine son anda Vahit Kirişçi’nin atandığı öne sürüldü.
İktidar partisi içinde 'kibir' nedeniyle eleştirildiği anlaşılan eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli 4 Mart'ta istifa etmiş, yerine eski AKP Milletvekili Vahit Kirişçi atanmıştı.
Ankara kulislerinde uzun süredir konuşulan değişiklik için Kirişçi’nin adı anılmazken, Eker’in adı sık sık duyuluyordu.
Diken'den Altan Sancar'ın haberine göre AKP’nin Kürt seçmen nezdinde etkili olmak ve AKP’yle derin ilişkisi nedeniyle Eker’i tercih etmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak uzunca süre konuşulmasına rağmen bu değişiklik olmadı.
'İTTİFAK İÇİN DENGE' ETKİLİ OLDU
AKP’li bir ismin aktardığına göre bu kararda ittifak içi dengeler etkili oldu.
‘Cumhur ittifakı’nın ortağı MHP, Mehdi Eker ismine sıcak bakmadı ve farklı isimler üzerinden öneriler götürdü. Bu konu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 3 Mart’taki görüşmesinde de gündeme geldi.
Liderler bu görüşmede isimler üzerinde durdu. Kirişçi ismi ön plana çıktı. Nihayetinde de görüşülen günün geceyarısında Pakdemirli yerine Kirişçi göreve getirildi.
AKP’li kaynağa göre, MHP’nin Eker ismine karşı çıkmasındaysa Bahçeli’yle Eker arasında geçmişteki polemikler etkili oldu.
MHP'YE TEŞEKKÜR ZİYARETİ Mİ?
Yine aynı kişiye göre, Kirişçi’nin göreve geldikten kısa bir süre sonra MHP Konya il teşkilatını ziyaret etmesi ve burada verdiği mesaj da Bahçeli’ye edilmiş bir teşekkür.
Kirişçi 12 Mart’ta Konya’da MHP’ye ziyaretinde, “Duygudaşlığı belli olan bu iki partinin cumhur ittifakı adı altında buluşması kıymetliydi” demişti.
Öte yandan Eker’inse değişiklik öncesi yakın çevresine yeniden bakanlık koltuğuna geçeceğini söylediği, Kirişçi’nin atanmasından ötürü üzgün olduğu da AKP’li isim tarafından dile getirilen iddialar arasında.
'O BAKAN BÖLÜCÜLERE KATILSIN'
2011 yılında AKP karşısındaki en sert muhaliflerden biri olan Bahçeli, “Demokratik reform istiyorsan tartışılacağı yer Meclis’tir. Meşru olan her şeyi tartışmaya açığız. Demokratik özerklik talebi dahil” diyen dönemin Gıda, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'i sert sözlerle eleştirmişti:
"Üniter devlet yapımızın tasfiye edilmesini iştahla ve hevesle bekleyen, milletimizin parçalanması için gece gündüz faaliyet gösteren bölücü mihraklar, esasında AKP ile aynı fikir ve hedefte buluşmuştur. Bu kapsamda, hükümetin bir bakanının demokratik özerklik fitnesini dahi tartışabileceklerini söylemesi, AKP'nin PKK ile aynı kareye düştüğünün açık ve net resmi olmuştur.
Devletin varlığı ve bağımsızlığına, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik bu vahim tacizin, bizzat tek başına iktidar sorumluluğu üstlenmiş AKP zihniyetinden gelmesi elbette çok ciddi bir kırılma ve sapma olarak karşımızdadır. Bundan böyle söz konusu bakanın, durumunu gözden geçirerek siyasi bölücülerin safına katılması ahlaken daha tutarlı ve anlaşılabilir olacaktır.''
EKER'DEN 'HASTALIKLI SİYASET' TEPKİSİ
Eker ise bu sözlere yanıtında, MHP liderinin 'aslında var olmayan sözler üzerinden yine siyasi bir çıkarı devrişebilme çabası' içine girdiğini savunmuştu.
''Yıllardır kan ve gözyaşından beslenen, Mezarcı Sendromu'nu andırır bir biçimde, adeta ne kadar çok kan ve gözyaşı olursa o kadar sebeplenebileceği beklentisine kapılan bir siyasi anlayışın temsilcisi olarak tam bir acullukla kendisine durumdan vazife çıkarmıştır" diyen Eker, şöyle devam etmişti:
"Sözlerim, bugün basın organlarında düzeltilmiş haliyle yer almasına rağmen gerçeğin kendi çürük muhakemesini bozacağı endişesiyle bunu görmezden gelmiştir. Asgari gazete enformasyonunu bile ıskalayan, cehaletle fırsatçılığın karışımı bir tutumla o her zamanki bildik öfkeli, saldırgan retorik yine devreye girmiş; hem şahsıma, hem üyesi bulunduğum Hükümete hem de Partime ağır hakaretlerde bulunmuştur. Bu hastalıklı siyaset dilinin, milletimizin engin sağduyusundaki karşılığı ise malumdur. Siyasetin bu arkaik temsil alanının boyutu, geneldeki barış, sevgi ve düzey alanının içinde kapladığı yer her seçim sonrasında giderek küçülmektedir ve bu Türkiye için umut verici bir gelişmedir.''