CHP'li Bülbül'den Ali Erbaş'a: Kuran'da geçen zeytini bitirecek olan yönetmelik hakkında hiçbir lafı yok
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, “Zeytini bitirecek olan yönetmelik hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hiçbir lafı yok. Kutsal meyve hakkında bir tek laf etmiyor" dedi.
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, “Zeytini bitirecek olan yönetmelik hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hiçbir lafı yok. Kutsal meyve hakkında bir tek laf etmiyor. Onun derdi makam araçları ile uğraşmak, yoksullukla ve yolsuzlukla ilgili hiçbir şey söylememek” diye konuştu.
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, TBMM Genel Kurulu’nda dün yaptığı konuşmada zeytin alanlarını maden sahasına açan yönetmelikle ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı’na tepki gösterdi. Türkiye’deki hukuk sistemini de eleştiren Bülbül’ün şöyle konuştu:
“DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI, İLGİSİ OLAN, OLMAYAN HER KONU HAKKINDA KONUŞUYOR.”
“Zeytin ilk ve ölümsüz ağaçtır, kutsal bir meyvedir. Zeytin der ki: ‘Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Siz gelmeden de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım.’ Zeytin dört kutsal kitapta yer alan ve Kuran-ı Kerim’de Tin suresi, Nur suresi, Enam suresi, Nasr suresinde geçer.
Diyanet İşleri Başkanlığı’mız var; Diyanet İşleri Başkanlığı, ilgisi olan, olmayan her konu hakkında konuşuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunan kazansaydı diyen fesli Kadir’i ziyaret ediyor. Bunu özellikle söylüyorum, çünkü ben Ege çocuğuyum; bizler efeyiz. Yunan’ı Ege’den atan dedelerin torunlarıyız. Hiç kimse çıkıp da ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyen fesli Kadir’i ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanlığı’nı eleştirme hakkımızı kimse engelleyemez. Zeytini bitirecek olan yönetmelik hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hiçbir lafı yok. Kutsal meyve hakkında bir tek laf etmiyor. Onun derdi, Pakistan’a özel uçakla gitmek, onun derdi makam araçları ile uğraşmak, yoksullukla ve yolsuzlukla ilgili hiçbir şey söylememek. Tabi Kuran-ı Kerim’de bulunan zeytin ağaçları hakkında da zeytinin talanıyla ilgili hiçbir şeyden söz etmemek.
“TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ OLACAKTIR”
Anayasa’nın 56. maddesi açıkça diyor ki, ‘Devlet sağlıklı çevreyi oluşturmak, kurmak zorundadır.’ Anayasa açık, kanun açık, ulusal sözleşme açık ama bu yönetmelikle siz kanunu değiştiriyorsunuz. Yönetmelikle siz, Anayasa’yı değiştiriyorsunuz. İşte AKP’nin nitelikli yasama dediği, kuvvetler ayrılığı, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dediği nokta bu. Yönetmelikleri kanunların üzerine çıkar, ondan sonra memleketi yönet. Yok öyle bir şey. Türkiye hukuk devleti olacaktır. Demokrasi ve özgürlükler gelecektir. Anayasal özgürlükler kullanılacaktır. Bunun da çözümü demokratik parlamenter sistemdir. Millet İttifakı’nın iktidara gelmesidir.”