Demokrat Parti'li Efe: Türkiye'nin önünü tıkayanlar, siyaseti geçim kapısı olarak gören siyasetçiler
Türk siyaseti hareketli günlerden geçerken, muhalefet partileri iktidar partisinin önüne geçti. Her gün büyüyen Millet İttifakı'nın 6'lı masa ile daha da güçlenmesi muhalif halka umut oldu.
Türk siyaseti, iktidar blokuna karşı bir araya gelen 6 muhalefet partisinin açıkladığı deklarasyon ile hareketli günler yaşamaya başladı. 28 Şubat’ta açıklanan “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” taslağı sonrası 6 partinin bir seçim ittifakı oluşturup oluşturmayacağı da gündemin ana maddelerinden biri oldu. Parti genel başkanları her ay bir araya gelerek ortaklıklarını perçinlerken, erken seçim tartışmalarının önüne geçmek için iktidar bloku da yeni bir seçim yasası önerisiyle sahaya çıktı. Türk siyasetinin hızla değişen gündemini ve ittifakın ortaklarından Demokrat Parti’nin yol haritasını Demokrat Parti Yerel Yönetim İşleri Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Nuri Efe ile konuştuk.
İTTİFAKIN 6 PARTİ OLMA İHTİMALİ
Seçim ittifakının 6 parti olma ihtimalini sorduğumuz Efe “Bu ittifak başlangıçta CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti ve Saadet Partisi olarak kurgulandı. 2018 yılındaki seçime de bu dört parti beraber girdik. Ancak o zaman amblemimizi koymadık, o zaman Genel Başkanımız İYİ Parti listelerinden Afyon milletvekili oldu. Bir iki arkadaşımız da listelerde ikinci sıra verildi ve onlar milletvekili olamadı ve onunla yetinmek zorunda kaldı. AKP’den ayrılan DEVA ve Gelecek Partileri şu an ittifak içinde olduğunu belirtmiyor. Bu altı partinin bir araya gelmesi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş için. Şu an Türkiye’de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. Şu an cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin de genel başkanı konumunda. Bu durum toplumda çok büyük sıkıntılara neden oldu. Bunu son 3 sene içinde hepimiz yaşayarak tecrübe ettik ve ediyoruz. Bedelini de hep birlikte ödüyoruz. Bu ucube sistemden kurtulmak için Türk siyasi tarihinde ilk defa farklı düşüncelerde, farklı fikir ve zihniyetlerde olan partiler bir araya geldi. Her şeyi bir kenara bıraktık ve ülke için, millet için, rejim için bir araya geldik. 6 aya yakın bir zaman diliminde her partiden bir arkadaşımız görevlendirildi ve çeşitli çalışmalar yapıldı. 6 parti ortak müştereklerde birleşti ve toplumun önüne bu ucube sistemden kurtulmak için bir alternatif koyduk ve bunun adına da “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” dedik. Onu da geçtiğimiz günlerde çok geniş bir katılımla 6 genel başkan imzaladı ve deklare etti. Bu tören toplumda bir umut yarattı. Bu umut da toplumda 6 partinin ittifak yaptığı ve seçime beraber girecekleri algısını doğurdu. Yani Bilkent Otel’de gerçekleşen toplantı, toplumda bu beklentiyi doğurdu. Zannedersem bu 6 partinin genel başkanı da bunu görüyor. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde bu ittifak daha da genişleyebilir. Önümüzdeki günlerde yeni çalışmalar olacak. 27 Mart’ta Ali Babacan Bey’in daveti ile bir toplantı yapılacak ve bu konular daha geniş olarak masaya yatırılarak konuşulacak. Toplumun önüne daha geniş bir iktidar alternatifi konulmaya çalışılacak. Bizim umudumuz ve temennimiz bu.” değerlendirmesini yaptı.
PARTİYE YENİ KATILIMLAR
Geçtiğimiz günlerde kongresini yapan Demokrat Parti’ye yapılan yeni katılımları sorduğumuz Efe “Demokrat Parti bu ülkenin çimentosu. Diğer partiler gibi ideolojik bir parti değil. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, bir çiçek bahçesi gibi herkesi bünyesinde barındıran bir parti. Herkesin kendini ifade edebileceği, ne hissettiğini anlatabileceği bir çiçek bahçesi gibi bu ülkede çimento görevi yapan bir parti. Bizim misyonumuz bu, burası merkez sağ bir parti ve her kesimden bir insanın bulunabileceği bir parti. Herkese kucak açabilirsek, ayrı gayrı yapmazsak büyür ve iktidar alternatifi oluruz. Bu nedenle yaptığımız kongrede çeşitli partilerden 1200’ü geçkin insanımız partimize katıldı ve katılmalar da devam edecek. Bu arkadaşlarımız kendi çevresinde siyaseten önemli görevler yapmış insanlar. Belirli güçleri ve potansiyelleri var. Bu güç ve potansiyeli elbette partimize katacaklar, biz de bu şekilde iktidar alternatifi ya da iktidar olacağız.” dedi.
GENÇ VE KADINA BAKIŞ
Demokrat Parti’nin genç ve kadına bakışını sorduğumuz Efe “Bir siyasi partinin istediğiniz gibi bir kadın kolları teşkilatı yoksa, kadın yoksa ve genç yoksa o parti iktidar olamaz. Çünkü nüfusumuzun yüzde 50’si kadın. Tabii bizim şu anki kadın ve gençlik kollarımız faaliyet halinde ancak bana göre yeterli değil. Önümüzdeki günlerde Türkiye genelinde kadın ve gençlik kollarını ele alarak yeniden bir yapılanma sürecine gireceğiz. Daha fazla kadınımızın görev alması, daha fazla gencimizin partide etkin rol oynaması en büyük umudumuz.” değerlendirmesini yaptı.
DEMOKRAT PARTİ HANGİ SORUNU ÇÖZMEYE TALİP?
Demokrat Parti’nin ülkenin hangi sorununu çözmeye talip olduğunu sorduğumuz Efe “Bu ülkenin çok fazla bir sorunu yok. Bu ülkenin en büyük sorunu yönetim sorunudur. Ülke iyi idare edilemiyor. Biz Türkiye’nin her yerini geziyoruz ve gezdiğimiz il, ilçe ve kasabalarda gördüğümüz manzara şu ki; köylünün tarlasında yangın var. Köylü bu yangın içinde yanıyor, ektiğinin, biçtiğinin, emeğinin karşılığını alamıyor. Girdiler o kadar artmış ki köylünün başa çıkması mümkün değil. Ülke de bu nedenle sıkıntı yaşıyor; tarımda bu nedenle dışa bağımlı hale geldik. Geçmişte kendine yetebilen 7 ülkeden biri iken bugün ne acıdır ki saman ithal edilecek duruma düşüldü. Oysa ki bizim topraklarımıza taş eksen can biter, o kadar değerli topraklarımız var. Bir Çukurova vardır ki tüm Ortadoğu’yu besliyordu. Bu nedenle tarımı tekrar canlandırmamız gerek. Bu nedenle tarım politikalarımızla ilgili geniş kapsamlı çalışmalarımız var. Bir defa bunu çözeceğiz.
İkincisi; esnafımız aldığını satamıyor, sattığını yerine koyamıyor. Faturalarını, sigorta primlerini ödeyemez durumda. Esnaf da bu yangını söndürecek bir siyasi kadro arıyor. Geldiğimizde geçmiş dönemdeki esnaf itibarını yeniden kazandıracağız. Çünkü esnaf toplumun gözünde itibarsız duruma düşürüldü.
Üçüncüsü; yirmi milyonu geçkin hane var ve her hanede birer kadın var. Kimi anamız, kimi kardeşimiz, kimi teyzemiz ve her evde kaynayan bir mutfak var. O evdeki kadınlarımız ne zahmetlerle bulup buluşturup tencere kaynatmaya çalışıyor ki o mutfaklarda da yangın var. Kadınlar da mutfaktaki yangınları söndürecek birini arıyor. Kadınlar üç öğün tencere kaynatıyor ama et mi kaynıyor dert mi sen onu kadınlara sor. Biz bu yangını da söndüreceğimizi düşünüyoruz, bu yangının çözümü de Demokrat Parti ve Gültekin Uysal’dır.
Dördüncüsü; emekli insanlarımız var ve rahat bir hayat sürmeyi hak ediyor. Bugün emekli maaşları 2500 liraya çıkarıldı. Emekli vatandaşımız maaşını çekiyor, eve geldiğinde ‘acaba bu para düştü mü?’ diye kendinden şüphe ediyor. Onlar da çağdaş ülkelerde yaşayan emekliler gibi yaşamak istiyor. Ona da çare olacağız.
Bir diğer konu; biraz önce söylediğiniz gibi Atatürk bu ülkeyi bu ülkenin gençlerine emanet etmiş. Bugün o gençler üniversiteyi bitirmiş, askerliğini yapmış, kahve köşelerine terk edilmiş, istikbali meçhul, üretmesi gereken parmaklar okeye taş çekiyor. Bu gençler anne-babalarının cebine koyacağı çay parasına bakıyor. Babalar da aslan gibi evladının cebine o parayı koyamamanın ezikliğini yaşıyor. Çocuğuna 40-50 lira çay parası veremeyen anne-babalar var. Bu sorunun da çözümü Demokrat Partidir.
Bir diğer sorun ise engelli vatandaşlarımızdır. Onlara maaş bağlamak yetmez, hepsinin insanca yaşaması ve topluma katılması lazım. İnsanca yaşama şartları oluşturulmalı ve tüm imkânlar seferber edilmeli. Hepsinin derdine çare olunması lazım. Bizim tüm plan ve projelerimiz hazır, toplumun önüne seçimde koyacağız. İktidar olduğumuzda tüm bu sorunları kademe kademe diğer ortaklarımızla beraber çözmeye talibiz. Biz inanıyoruz ki Türkiye değil 84 milyon insanı, 284 milyon insanı insanca yaşatabilecek kaynaklara sahiptir. Yeter ki bu ülke doğru idare edilsin.” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE’NİN NEYE İHTİYACI VAR?
“Türkiye’nin bana göre siyasetinin seviyesi son yıllarda çok düştü. Öncelikle ülkenin huzurunun, birliğinin sağlanabilmesi için siyasetin kalitesi ve seviyesi yükseltilmeli. Siyasetin siyaset esnaf ve tüccarlarının elinden kurtarılması lazım. Türkiye’de kendisi siyasete lazım olan siyasetçilerin çoğalması lazım. Ben olayı şöyle görüyorum; Türkiye’de iki çeşit siyasetçi var. Bunlardan ilki kendisi siyasete lazım olan siyasetçi tipi, ikincisi siyaset kendisine lazım olan siyasetçi tipi. Kendisi siyasete lazım olan siyasetçi; kendini yetiştirmiş, maddi manevi doyuma ulaşmış, yaşadığı yere faydalı işler yapmış, belli bir tecrübesi olan ve hiçbir şeye ihtiyacı olmayan siyasetçi. Tüm birikimini topluma aktararak faydalı işler yapan siyasetçidir. İkinci tip siyasetçi ise; hiçbir başarısı olmayan, hasbelkader bir partiye girerek bir yere gelmiş, siyaseti geçim kapısı ve devletin rantına ulaşma aracı olarak gören siyasetçi tipi. Toplum bugün bu siyasetçi tipinin bedelini ödüyor. Bugün yüzde 95 siyasete bu tipler hâkim. O nedenle bu ülkenin bir numaralı problemi bana göre Türkiye’nin önünü açması gereken siyaset ve siyaset kurumunun Türkiye’nin önünü tıkamasıdır. TBMM bugün 84 milyonun, toplumun aynası. Kısa ve öz olarak gerçek maalesef bu.” diyerek sözlerini sonlandırdı.