Temel Karamollaoğlu'ndan Erdoğan'a 'toplantı' sorusu: Paranız mı yoktu?
Temel Karamollaoğlu, gerçekleştirdiği basın toplantısında AKP iktidarını eleştirdi. Karamollaoğlu, "İnsanımız çarşı-pazara çıkamaz, evinde kombisini, lambasını yakamaz hale geldi!" sözleriyle ekonomik krizde gelinen durumu özetledi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, değerlendirme toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Temel Karamollaoğlu, AKP'li isimlerin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yemeğe davet edilmesine tepki gösterdi.
Karamollaoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, geçmiş dönemlerde AK Parti il başkanlığı ve milletvekilliği yapmış olanları Külliye'de yemeğe davet etti. Bu yemek hangi sıfat ve hangi haklarla organize edildi? Paranız mı yoktu, toplantıyı başka yerde yapmaya imkanınız mı yoktu." ifadelerini kullandı.
Temel Karamollaoğlu'nun açıklamasının satır başları şöyle oldu:
İnsanımızın öncelikli gündemi ekonomi. Herkesimi etkiliyor. Bir yerdeki sıkıntı öbür taraftaki başka problemleri tetikliyor.
Ekonomiden adalete, dış politikadan eğitime, tarımdan sağlığa; hemen her alanda büyük problemler ve derin kırılmalarla yüzleşiyoruz ve bunu her gün yaşıyoruz. Sebep-sonuç ilişkisini takip ettiğimizde; adalet konusunda yaşanan eksikliğin tüm problemlerimizin kaynağı olduğunu görüyoruz! Çünkü adalet; mülkün temelidir yani devletin temelidir.
ADANA'DA FURKAN VAKFI YÜRÜYÜŞÜNE POLİSİN SERT MÜDAHALESİ
İnsana yakışan kendisi veya yakınları zulme uğrarken "adalet nerede" diye haykırmak değil, kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın; bir haksızlık karşısında "önce adalet" diyebilmektir. Oradaki şiddeti görünce bu nasıl bir psikolojidir hakikaten insan anlayamıyor.
Anlaşılması da mümkün değil. Sebebi, gerekçesi ve içeriği nasıl olursa olsun en temel anayasal haklarını kullanan insanlar böyle bir şiddet uygulanmasını kabul etmemiz mümkün değil. Basın açıklaması, yürüyüş ve protesto gibi en temel anayasal haklarını kullanan insanlara şiddet uygulanması kabul edilemez..
Yere kapaklanmış, kendini korumaya çalışan bir insana hele de bir kadına vurulan coplar bu ülkede adalet kavramlarını yaralayan bir iz bırakmıştır. Coplayanın da coplananın da kılık kıyafetine takılı kalmıyoruz.
Jopla, biber gazı ve hatta plastik mermilerle; Furkan Vakfı mensuplarına karşı haddi aşanlar hakkında derhal işlem yapılmalıdır. Yere kapaklanmış, kendini korumaya çalışan bir insana, hele de bir kadına vurulan o joplar; sadece o kişiye değil, bu ülkede adalet ve vicdan kavramlarına vurulmuş, yaralamış ve bir iz bırakmıştır.
Adaletsizliğin adalet işliyor kanaati millete aşılanarak bu kadar zirve yaptığı bir dönem olmadı. Geçmişte kendilerine uygulanan mağduriyeti bizzat başkalarına yaşatıyorlar.
Bürokratlık yaptım, belediye başkanı ve milletvekili oldum. Aynı zamanda darbeleri de yaşadım, cezaevinde de yattım, üyesi olduğum partiler kapatıldı ama inanın; adaletsizliğin bu denli zirve yaptığı bir dönem olmadı bu ülkede desem yanlış olmaz. Bu iktidar, mahkemelerde beraat edenlerin haklarını vermezken, bazı ülke başkanlarının talebi ile suçluları serbest bırakıp, memleketlerine gitmelerine izin verildi. Bu çifte standardı kabullenmek mümkün değil.
İçişleri Bakanı başta olmak üzere, bu şiddetin uygulanmasına göz yuman ve bu talimatları verenlerin cezalandırılması gerekir! Bunun aması fakatı olmaz, olamaz! Hiçbir bahane ve gerekçe bu görüntüleri aklayamaz.
AKP'LİLERİN KÜLLİYE'DE YEMEĞE DAVET EDİLMESİ
Sayın Cumhurbaşkanı, geçmiş dönemlerde AK Parti il başkanlığı ve milletvekilliği yapmış olanları Külliye'de yemeğe davet etti. Bu yemek hangi sıfat ve hangi haklarla organize edildi? Paranız mı yoktu, toplantıyı başka yerde yapmaya imkanınız mı yoktu.
Akaryakıt fiyatları can yakıyor. Şehirlerarası otobüs biletlerine %20 bir zam daha yapıldı! Kırmızı et fiyatlarına %48 zam yapıldı. Ekmeğe, süte, patatese... Zam yapılmayan hiçbir ürün kalmadı.
EKONOMİK KRİZ
İnsanımız çarşı-pazara çıkamaz, evinde kombisini, lambasını yakamaz hale geldi! Ama "Gözlerinden ışıltı saçan Bakan" ise hamasi söylemlerde bulunmaya devam ediyor.
DIŞ POLİTİKA
Türkiye konumu itibariyle herhangi bir ülke değil. Dünyanın en stratejik konumundayız. Tarihi müktesebatımız, coğrafi konumumuz ve sorumluluklarımız gereği biz asla edilgen bir dış politika yürütemeyiz.
Hem geri bırakılmış ülkeler, hem İslam ülkeleri darmadağınık. Oysa bir tarağın dişleri gibi yan yana olmamız, birbirimizin dertleriyle dertlenmemiz gerekir.
AYRINTILAR GELİYOR...