Cenk Küpeli, Demokrat Parti'ye katıldı: 'Enginyurt siyasetin şov kısmını çok iyi yapıyor, benim ilgi alanım ise siyaset bilimi'

İş insanı Cenk Küpeli, CHP ile başladığı siyasi kariyerine Demokrat Parti ile devam etmeye karar verdi. Partiye katılmasının ardından Genel İdare Kurulu listesine giren Küpeli'nin siyasete olan ilgisi ise çok küçük yaşlarda başladı.

Cenk Küpeli, Demokrat Parti'ye katıldı: 'Enginyurt siyasetin şov kısmını çok iyi yapıyor, benim ilgi alanım ise siyaset bilimi'

2011 yılında CHP’den milletvekili adayı olan ve “Türkiye’nin en genç milletvekili adayı” olarak tanınan iş insanı Cenk Küpeli, sürpriz bir kararla Demokrat Parti saflarına katıldı. Uzun yıllardır siyasetin mutfağında olduğunu söyleyen Küpeli, gençlerin ve kadınların siyasette daha aktif olması gerektiğini aktardı. Siyasi duruşunun yanında uzun yıllar profesyonel olarak basketbol oynayan Küpeli, aynı zamanda Beşiktaş Kongre üyesi ve tüm hayatını Beşiktaş’ın maçlarına göre düzenliyor.

Geçtiğimiz haftalarda yapılan parti kurultayında Demokrat Parti’nin Genel İdare Kurulu listesine seçilen Küpeli; siyasi ideallerini, Türk siyasetine dair eleştirilerini ve Demokrat Parti’nin yol haritasını Gerçek Gündem’e anlattı.

SİYASETE İLGİSİ NE ZAMAN BAŞLADI?

Siyasete olan ilgisinin nasıl ve ne zaman başladığını sorduğumuz Küpeli; “2011 yılından da öteye dayanıyor aslında siyasete olan ilgim. Dedem Fikret Küpeli, Genel Kurmay 2. Başkanlığı görevinde bulundu ve sürekli dedemlerde olduğum için protokolü, devletin önemini öğrendim. Üniversite yıllarımda Büyük Gençlik Derneği Genel Başkanlığı görevinde bulundum ve gençlerin sözcüsü olarak siyasetçilerin arasındaydım. 2011 yılında da seçilme yaşının 25'e düşürülmesiyle CHP’den Ankara 2. bölge milletvekili adayı oldum. O dönem sıralamadan dolayı milletvekili seçilemedim ama saha çalışmasını, toplumun sorunlarını ve siyasetin önemini çok iyi anladım. Bu sürecin sonunda da yüksek lisans nedeniyle Amerika’ya gittim ve orada da siyaseti yakından takip ettim. Tabii tüm bu süreçler içerisinde ticaretime büyük önem verdim. Öncelikle ben güçlü olmalıydım ki çevremdekilere destek olabileyim ve kimseye ihtiyacım olmadan siyaset yapabileyim. İşte şu an tam bu noktadayım ve siyaset için hazırım. Herkesin hayalleri ve yapmak istedikleri vardır hayatta. Benim tüm hayallerim siyasetin içinde oldu hep, şimdi bunları gerçekleştirme ve toplum için çalışma zamanı. Benim için siyaseti cazip kılan, ait olduğum toplumun hayatlarını iyileştirme imkanıdır.” diyerek çok küçük yaşlardan beri siyasetin içinde olduğunu ve siyasetin ideali olduğunu aktardı.

HANGİ EKSİĞİ TAMAMLAMAYI VAAT EDİYOR?

“Türk siyasetinde ne eksik, siz neyi tamamlamayı vaat ederek siyaset yapmaya başladınız?” sorusuna Küpeli’nin yanıtı; “Türk siyasetinde çok fazla eksik var. En önemlisi de iletişimsizlik. Hepimiz ülkemiz için, toplum sorunlarına çözüm bulmak için siyaset yapıyorsak iletişim kanallarımızın açık olması lazım. Hükümetiyle muhalefetiyle aynı masada oturabilmeliyiz. Siyaseti kendi zenginliğimiz için değil toplum zenginliği için yapmalıyız. Kendini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kabul eden herkesin etnik köken, dil, din ve mezhep farklılıklarını ayrımcılık nedeni değil önemli bir değer olarak kabul etmeliyiz. Eğitim sistemimizi yenilemeli, tarım ve hayvancılığa büyük önem vererek yeniden kendi kendine yetebilen bir ülke olmalıyız. Kısaca çok sorunumuz var ve bir an önce çözülmesi gerekiyor bunların. Ben de çözümün bir parçası olmak için siyasetin içindeyim. Bunu yaparken de unutturulmaya, izleri silinmeye çalışılan Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunu takip etmekten vazgeçmeyeceğim.” oldu.

NEDEN DEMOKRAT PARTİ?

Yeniden aktif siyasette rol almak için Demokrat Parti’yi seçme nedenini sorduğumuz Küpeli; “Kendini tanımla deseniz sosyal demokratım derim. Yani bu 11 yıl içerisinde aslında değişen sadece parti ismi oldu. Demokrat Parti merkez bir parti ve bugüne kadar Türkiye siyasetine damga vuran birçok farklı özellikteki siyasetçiyi ülkemize kazandırmış.

Sorunuzun cevabı ise net olarak Gültekin Uysal. Genç ve donanımlı bir lider. Evimize, ofisimize gelerek bizleri onurlandırdı, beni ve çevremi inandırdı. Türkiye’nin geleceğinde muhakkak Gültekin Uysal önemli görevlerde bulunacaktır. Özellikle, 6 liderin oluşturduğu masada Cumhurbaşkanlığı’na aday olarak kendisinde karar kılınması en doğrusu olacaktır.” diyerek gönlündeki Cumhurbaşkanı adayının da Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal olduğunu ifade etti.

DEMOKRAT PARTİ’NİN KADROLARI

Partisinin kadrolarını yeterli bulup bulmadığını sorduğumuz Küpeli; “Demokrat Parti resmî olarak 403.000 üyeye sahip ve Türkiye’nin 5. en fazla üyeye sahip Partisi. Türkiye’nin en önemli siyasetçilerinin çıktığı bir parti Demokrat Parti. Geldiğimiz noktada hem iç çekişmeler hem dışarıdan engellemeler sonucunda parti pasif hale getirilmiş. İlk yapmamız gereken parti kadrolarında gençlere ve kadınlara yer açmaktır. Partinin ana kadrosunun kararı genel başkanın inisiyatifinde olduğu için yorum yapmam doğru olmaz ama tecrübe ile genç enerjiyi birleştirebilirsek kamuoyu hem kadromuzda bulunan donanımlı isimleri yakından tanıyacaktır, hem de demokrat partinin yeniden doğuşuna şahit olacaktır. Cemal Enginyurt siyasetin şov kısmını çok iyi yapıyor ama benim ilgi alanım siyasetin bilim yanı ve sorunlara çözüm üretme çabası. Ben ve arkadaşlarım bu konuda partimize katkı sağlayarak hem partimizi hem kendimizi kamuoyuna en doğru şekilde anlatacağız.” açıklamasını yaptı.

HDP’YE BAKIŞ AÇISI

Demokrat Parti’nin ve bireysel olarak kendisinin Türk siyasetinin tartışmalı partisi HDP’ye nasıl baktığını sorduğumuz Küpeli; “Bu soruya öncelikle kişisel cevap vermem gerekiyor çünkü parti yönetimi olarak henüz sadece bir toplantı yapma fırsatı bulduk. Kürt seçmenin siyasette etkisi büyük. Ortalama oy oranları yüzde 10’dan fazla. Kürtlerin tek muhatap olarak gördükleri ve güvendikleri, sorunlarını çözebileceklerine inandıkları partinin HDP olduğu da bir gerçek. Bizler, Demokrat Parti olarak Kürtlere daha çözüm odaklı ve benimseyici bir yaklaşım göstermeliyiz. Yıllardır sorunlar belli ve aynı muhataplar arasında çözümsüzlükle geçiştiriliyor. Biz daha katılımcı bir anlayışla bu sorunun çözümüne ortak olabiliriz. Bölücü düşünceye tabii ki geçit vermeyeceğiz. Tüm Kürtler’i de bölücü diye değerlendirmek yanlış olur. HDP’yi bu sürecin dışında tutmak yerine ülke menfaatine uygun şekilde çözüme ortak kılmanın siyaseten doğru bir karar olacağını düşünüyorum.” diyerek HDP’nin de siyasete dâhil olması gerektiğine işaret etti.

2023 SEÇİMLERİ

15 ay sonra yapılacak seçimleri ve Demokrat Parti’nin yol haritasını sorduğumuz Küpeli; “Çok sayıda anket inceliyorum ve matematiksel olarak Cumhurbaşkanı’nın değişeceği, AKP’nin gideceği net şekilde gözüküyor. Ama rehavete kapılmamak lazım. Cumhurbaşkanı adayının iyi belirlenmesi çok önemli. Kimseyi ötekileştirmeden siyasi bir yol izlememiz gerekiyor. Bu seçim hem partimiz açısından hem de Türkiye açısından büyük bir öneme sahip. Türkiye’de değişimi gerçekleştirecek olanlar da gençler ve kadınlar. Bizler parti olarak Genel Başkanımız Gültekin Uysal’ın Cumhurbaşkanı adayı olmasının Türkiye’nin geleceği için büyük bir fırsat olduğunun farkındayız. Bunu tüm partilere ve topluma anlatmak için de büyük bir çaba gösteriyoruz.” açıklamasını yaptı.

Partisinin baraj sorunu olup olmadığıyla ilgili de konuşan Küpeli; “Demokrat partinin baraj sorunu, bizim ortaya koyacağımız çalışmayla doğru orantılı olacaktır. Genç ve donanımlı bir lidere sahibiz. Gerisi bizlere düşüyor.” diyerek sorumluluk almaya hazır olduğunu ifade etti.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı savaş hakkında da açıklama yapan Küpeli; “Tabii ki hepimizin arzusu bu savaşın bir an önce son bulması. Özellikle bölgemizde gerçekleşiyor olması bizi daha fazla tedirgin ediyor. Ama bir gerçek var ki Türkiye olarak doğru bir politika izliyoruz. Her iki ülkeye de eşit mesafede duruyoruz ve özellikle Rus oligarkların ülkemize gelmeleri olası görünüyor. Yaz aylarında turizmin de ekonomiye canlılık katacağı bir gerçek. Tabii tüm bunlar geçici rahatlama sağlayabilir. Ülke olarak uzun vadeli çözümler ile hem ekonomimizi sağlamlaştırmalıyız hem de her ülkeyle ilişkilerimizi olumlu hale getirmeliyiz. Bunun yolu da siyasi değişimden geçiyor.” dedi.

BEŞİKTAŞ, FUTBOL VE SİYASET

Koyu bir Beşiktaş taraftarı ve Beşiktaş Kongre üyesi olan Küpeli; “Beşiktaş vazgeçilmezim. İş ve özel hayatımda tüm önceliklerimi Beşiktaş maçlarına göre düzenliyorum. Bu sene çok yüzümüz gülmedi ama takımın her geçen gün daha iyi olacağına inancım tam. Eski bir basketbolcu olarak basketbol maçlarını da yakından takip ediyorum. Her branşta başarılı bir Beşiktaş için ben de elimden gelen ne varsa yapmaya çalışıyorum.” dedi.

Türkiye’de her yere sızan siyasetin futbola da sızdığını söyleyen Küpeli; “Sadece futbola değil hayatın her alanına siyaset karışmış durumda. Ben maçlara gittiğimde yanımda oturanın siyasi kimliğini, etnik kökenini sormadan beraber üzülüyor beraber seviniyorum. Hayatımızın geneli de böyle olmalı. Ama siyaset her alana o kadar müdahale eder oldu ki her tezahüratta ya da takımlara uygulanan yaklaşımlarda bunu daha fazla hissediyoruz.” dedi.

Siyasetin sızdığı spor branşının sadece futbol olarak sınırlanmaması gerektiğini söyleyen Küpeli “Spor ve siyasetin tamamen ayrışması lazım. Öncelikle spor bakanımızın profesyonel bir sporcu geçmişi olması lazım. Branş federasyon başkanlarının siyasi yönlendirmelerle değil, delegelerin hür iradeleriyle seçilmesi lazım. Aynı federasyonların yöneticileri de partilerin gücüyle doğru orantılı değil, liyakat ve etkinliğine göre belirlenmeli.” diyerek çözüm önerilerini sıraladı.

Etiketler
Demokrat Parti