Kılıçdaroğlu'ndan Et ve Süt Kurumu açıklaması: Kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını korumak için oradayım

CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. 8 Nisan Cuma günü Et ve Süt Kurumu'na giden Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili olarak, "Ben kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını korumak için oradayım." dedi.

Kılıçdaroğlu'ndan Et ve Süt Kurumu açıklaması: Kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını korumak için oradayım

GERÇEK GÜNDEM

"Bazı anketlerde kararsızlar olduğu söyleniyor. Kararlılığımızı, çözümlerimizi onlara anlatacaksınız. Sevgiyle, hoşgörüyle, kararlılıkla anlatacaksınız. Bunlar kararlı, bunlar çözümler konusunda hazırlar, ülkeyi artık teslim edebiliriz, var olan sorunların tek çözümü CHP diyeceklerdir. Niçin diyecekler? Memleketin iyi yönetilmediğini görüyorlar. Her kafadan bir sesin çıktığını görüyorlar. Bir bakanın söylediğini bir başka bakanın yalanladığını görüyorlar. İktidar olduğunda bütün Türkiye'yi kucaklayan, ayrıştırmayan, kavgalı bir dil yerine barışçıl bir dil kullanan bir iktidara ihtiyaç var. O iktidarın adı Millet İttifakı ve Cumhuriyet Halk Partisi'dir." diyerek sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satır başları şöyle:

Havuz medyası ne söylerse söylesin vatandaşımız neyin ne olduğunu biliyor. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde uzun süredir bir kişinin hegemonyasında yönetilen Türkiye'de 3 milyon 449 bin 344 ailenin, iş yerinin elektriği kesildi. Ortalama 3,5 milyon hanede elektrik yok. Vatandaş bunu yaşıyor, görüyor.

Elektrik ödenmiyor ama 1 milyon hanenin de doğal gazı kesildi kışın ortasında. İktidar sahipleri bunun ne kadar farkında. Her mağdurun yanında olmak bizim görevimiz.

İşsizlik... Talimat veriyorlar 'işsizlik azaldı' diye. Siz onu benim külahıma anlatın, ne azalması. Onlara göre Türkiye'de iş var ama işsizler iş beğenmiyorlar. Halka böyle söylüyorlar. Aldatmak istiyorlar halkı, kandırmak istiyorlar ama gerçekler öyle değil.

Şanlıurfa'da 60 temizlik işçisi ilanı için 53 bin 224 kişi başvuruyor. Hani beğenmiyorlardı?

Ergün Poyraz saldırıya uğradı, yoğun bakımda. Eşiyle tanıştım. Bugüne kadar saldırıya uğrayan gazeteciler dolayısıyla hapse giren oldu mu, olmadı. Ama bir tweet dolayısıyla öğrenciler, insanlar hapse atıldı. Ergün Poyraz'a şifalar diliyoruz.

ET VE SÜT KURUMU AÇIKLAMASI

Çocuğun yeterli beslenmesi evrensel bir haktır. Bir anne çocuğuna süt, et veremiyorsa ve bir kurumun başındaki kişi "Kuyrukları bitirmek için ete zam yapalım" diyorsa bunu sıradan bir basın toplantısı yaparak anlatırsanız bu böyle olmaz. Oraya gitmelisiniz. Onun önünde açıklamalısınız. Haksızlığın ne olduğunu söylemeli, yanlışları dillendirmelisiniz.

"Kılıçdaroğlu gitti kapılar kapandı..." diyorlar. Ben kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını korumak için oradayım. "Efendim bakandan randevu alsaydı" diyorlar. Benim muhattabım bakan değil, Et ve Süt Kurumu.

Rizeli kardeşlerime söylüyorum. Kesintisiz oy veriyorsunuz. Sizin alın terinizi başkalarına peşkeş çekiyorlar. Tonlarca kaçak çay geliyor.

Yönetemiyorlar. Yönetemeyen insanlar bir süre sonra gerekçe ararlar. Önce diyorlar ki, "Yöneteceğiz ama CHP yüzünden yönetemiyoruz." Ne yaptı CHP? Ya sen doğru dürüst kanun getirdin de biz karşı mı çıktık. Baktılar ki millet bunu yemiyor, "Efendim dış güçler yüzünden biz burayı iyi yönetemiyoruz..."

128 milyar doları toz et diyen dış güçler miydi? Onlar sanıyorlar ki kimse fark etmez. Attığınız her adımı biz takip ediyoruz.

KAŞIKÇI DAVASININ SUUDİ ARABİSTAN'A DEVREDİLMESİ

İstanbul'da Suudi Konsolosluğu'nda bir cinayet işlendi. Her şey açık ve ayan beyan meydanda. Erdoğan kalktı bir konuşma yaptı. Suudlar 'davayı bize devredin' dedi, Erdoğan 'devretmeyeceğiz' dedi. Konuşması şöyle:

"Bunlar insanları enayi zannediyorlar. Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir. Suçun işlendiği yer İstanbul olduğu için bunu İstanbul mahkemelerinin uluslararası hukuka göre yargılaması gerekir."

Doğru mu, doğru. Destek verdik. Ne oldu? Bu davayı aldı, Suudi Arabistan'a havale etti.

İstanbul'da, Türkiye'de işlenen bir cinayeti Türk milleti adına karar vermesi gereken mahkemenin itibarını Suudi Arabistan'a devrediyorsun. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir rezalet görülmedi. Enayi diyordu onlara, şimdi enayinin de kim olduğu ortaya çıktı. Sözünde durmayanın da kim olduğu ortaya çıktı.

SIĞINMACI MESELESİ

Sığınmacılar geldiler, Saray ve şürekası da onların korumacılığını yapıyor. 50 milyar dolar para aldılar, ne oldu? Hangi Suriyeli rahat. Adım gibi biliyorum 50 milyar dolar Suriyelilere verilmedi, onu da yediler.

Suriyeliler nereye gidiyor? Fakir mahallelere gidiyor. Jandarma, Göç İdaresi'ne güzelleme yapıyor. Bir tweet attım. Sorduğum sorular son derece basit. Sığınmacıların eski kimlik bilgileri elinizde mevcut mu, diye sordum. İçişleri Bakanlığı listeyi veriyor "50-100 kişiyi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapın" diyor. Ya sen bunları tanıyor musun? Bahçeli duyuyor mu bunları? Herhalde duyuyordur, bilmemesi mümkün değil.

Kaçına vatandaşlık verdiniz ve hangi güvenlik soruşturmalarından geçirdiniz? diye sordum. Cevap yok, hakaret var. Oysa benim sorduğum sorular, vatanını seven her vatandaşın sorması gereken sorular.

BAHÇELİ'YE 'ZAM' YANITI

Bahçeli bugünkü grup toplantısında, "Zamlar, hayat pahalılığı hepsi geçicidir, Müslümana karamsarlık haramdır" demiş. Yani İslam alemine fetva veriyor. Utanmasalar "Bize oy vermemek haramdır" diyecekler.