CHP'li İbrahim Kaboğlu: Cumhurbaşkanı’nın yasaklardan muaf tutulması demokrasimizin özüne darbe
TBMM Anayasa Komisyonu CHP Sözcüsü Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, seçim kanununda yapılan ve CHP tarafından Anayasa mahkemesine taşınan kanun değişikliklerini değerlendirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grubu, AKP ve MHP tarafından hazırlanan ve kanunlaşan seçim mevzuatı değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
CHP, seçim kurullarını düzenleyen ve üç ay içerisinde yenilenmesini öngören maddeler ile cumhurbaşkanını propaganda yasakları dışında tutan maddenin iptalini istedi. CHP aynı zamanda esasa ilişkin karar verilinceye kadar yürürlüğün durdurulması kararı verilmesini talep etti.
CHP'Lİ İBRAHİM KABOĞLU'NDAN AÇIKLAMA
TBMM’de tartışmalı şekilde görüşülerek AKP+MHP oylarıyla geçen ve 06.04.2022’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7393 sayılı “Milletvekili Seçimi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” hakkında konuşan Anayasa Komisyonu sözcüsü İbrahim Kaboğlu, CHP olarak yurttaşlarımızın hukukunu, gerek komisyonda gerekse Genel Kurul’un her aşamasında savunmak adına yaptığımız itirazların dikkate alınmaması sonucu Kanunun ilgili 4 maddesine ilişkin başvurumuzun Anayasa Mahkemesi’nce ivedi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
"HİÇBİR İKTİDAR, SEÇİM KURULLARI OLUŞUMUNU DEĞİŞTİRMEMİŞTİ"
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Kanunun Anayasa’ya aykırılığına ilişkin olarak seçim kurullarının yapısıyla ilgili düzenlemenin 1950’den bu yana tam 72 yıldır uygulanmakta olduğunu vurgulayarak demokrasi tarihimizle neredeyse yaşıt bu kadim kuralı, darbe dönemleri dahil hiçbir iktidarın değiştirmediğini belirterek şöyle devam etti:
“Kanunun 5., 6. ve 12. maddeleriyle; çok partili yaşamımızın ilk yıllarından bugüne uygulanmış olan il ve ilçe seçim kurullarının başkanlarının ve üyelerinin kıdem esasına göre belirlenmesi kuralının yerine, kurul başkan ve üyelerinin birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından kura ile belirlenmesi ve halihazırda yaklaşık iki yıl görev süreleri bulunan kıdemli kurul başkan ve üyelerinin yerine (Anayasa’ya aykırı şekilde) kurayla belirlenecek yeni kurul başkan ve üyelerinin yerleştirilmesi öngörülmektedir.
Ayrıca, Ocak 2022’de yürürlükteki Kanun’a göre oluşmuş olan ve iki yıl görev yapması gereken seçim kurullarının lağvedilecek olması ise Anayasa’nın amir hükümlerini açıkça ihlal etmektedir. Anlaşılmaktadır ki, son yıllarda AKP teşkilatıyla organik ya da dolaylı bağı olduğu için yargıç yapılan kişilerin birkaç ay içinde kurayla seçim kurulu başkan ve üyelerinin olmasını ve böylece önümüzdeki seçimlerin partizanca gerçekleştirilmesi tasarlamaktadır. Bu bakımdan yaklaşık iki yıl görev süresi olan ve seçim hukukunu uygulayan kurulların lağvedilmesi, Anayasa madde 79’daki ‘seçimler, yargı organlarının genel yönetimi ve denetimi altında yapılır’ kuralına, madde 138’deki ‘mahkemelerin bağımsızlığı’ ilkesine ve madde 139’daki ‘hakimlik ve savcılık teminatlarına’ açıkça aykırıdır.” dedi.
"CUMHURBAŞKANI'NI SEÇİM YASAKLARINDAN BAĞIŞIK TUTMAK DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİNİ YOK SAYMAKTIR"
Kaboğlu son olarak, Kanunun 11’inci maddesi ile seçim yasaklarından parti genel başkanı olan Cumhurbaşkanı’nın muaf tutulmasının hiçbir biçimde meşru ve haklı bir nedene dayandırılamayacağını ve Anayasa’nın 67. maddesiyle bağdaşmayacağı gibi 2. maddesindeki demokratik hukuk devletinin gereklerine de uymamaktadır diyerek şöyle devam etti:
“Kanunun, seçim yasaklarına ilişkin maddesinde, parti genel başkanı ve aday olan yürütme yetkisini tek başına kullanan Cumhurbaşkanı’nın dahil edilmemiş olması, “tarafsız”, “eşit”, “serbest” ve “adil” seçim olanağını ortadan kaldırmaktadır. Bu durum, Devleti adeta “aday” konumuna taşımaktadır. Parlamenter rejimin geçerli olduğu dönemde Başbakan ve Bakanlar Kurulu’nun sahip olduğu tüm yetkilere bugün tek başına sahip konumda bulunan ve uygulamada parti genel başkanı olan Cumhurbaşkanı’nın bu yasaklardan bağışık tutulması, kabul edilebilir değildir. Ayrıca “Cumhurbaşkanı yardımcıları” da, Cumhurbaşkanı ile birlikte yasaklar kapsamına dahil edilmelidir.” dedi.