Deniz Poyraz davasında 4'üncü duruşma: 'Siyasi bir cinayet işlendi, organize bir olay'
HDP’de İzmir il binasına silahla girerek binada bulunan Deniz Poyraz'ı katleden Onur Gencer, yargılandığı davanın 4'üncü duruşması görüldü.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütüne, 17 Haziran 2021'de silahlı saldırı düzenleyen ve parti çalışanı Deniz Poyraz'ı katleden Onur Gencer'in yargılandığı davanın 3'ncü duruşması İzmir Bayraklı Adliyesi 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Duruşmaya, HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ile HDP milletvekilleri, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, İHD Onursal Başkanı Akın Birdal’ın yanı sıra Emek ve Demokrasi Güçleri, demokratik kitle örgütleri, sendika temsilcileri, kadın örgütleri, hukuk örgütleri siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Duruşma öncesi çok sayıda polis “güvenlik tedbirleri” gerekçesiyle adliye koridorunda bulundu. Katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime ve babası Abdüllillah Poyraz ile birlikte kardeşleri de duruşmaya katıldı.
Duruşma mahkeme heyetinin gelmesiyle başladı. Katil Onur Gencer tutulduğu cezaevinden duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
"ORGANİZE ÖRGÜTLÜ BİR OLAY"
Bianet'in aktardıklarına göre, ilk sözü alan Avukat Hamza Çiftçi, baroların bir önceki duruşmada katılma taleplerinin reddine ilişkin değerlendirme yaptı. Çiftçi, "Önceki celse katılma taleplerinin reddine ilişkin kararınız hatalıdır. Avukatlık Kanunun barolara insan haklarının savunma ve koruma görevi vermiştir. Sanığın eylemi sadece belli bir kişiye değil HDP yönetici ve üyeleri başta olmaz üzere demokrasiye yapılmıştır" dedi.
Siirt Barosu başkanı Avukat Kenan Bilge söz aldı. Davaya katılma talepleri olduğunu dile getirdi:
"Yaşanan cinayet sıradan bir adli vaka değildir. HDP ye üye olan ve destekleyen herkese karşı yapılmış bir saldırıdır, organize ve örgütlü bir olaydır. Urfa Barosu Başkanı Av. Metmet Velat İzol ise; 'Katilin sırtını dayadığı duvarın tuğlasının çekilerek, saldırının arka planı araştırılmalıdır. Sanığın bu kadar paraya boğulması, siah eğitimleri almış olması olayın sıradan bir cinayet olmadığını ortaya koymaktadır" diye konuştu.
"SANIK SALONDA HAZIR BULUNMALI"
İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel de saldırgan Onur Gencer'in duruşma salonuna getirilmemesi üzerine konuştu:
"Sanık SEGBİS ile katılmak gibi bir korkaklık içerisinde. Sorgusu henüz tamamlanmamış bir sanıktan söz ediyoruz. Yüz yüzelik ilkesi bunu gerektirir, siz sanığı burada hazır etmek zorundaydınız. Biz ara kararlarınızdan dönmeniz konusunda pek çok dilekçe vermemize rağmen siz bunlardan dönmek yerine talimatla dinlenen tanık sayısını arttırdınız. Bizim il il gezmemiz gerekmekte soru sorma hakkımızı kullanmamamız adına."
"SİYASİ BİR CİNAYET İŞLENDİ"
Dava avukatlarından Türkan Aslan Ağaç, 'Biz ara kararlarınızdan dönmeniz konusunda pek çok dilekçe vermemize rağmen siz bunlardan dönmek yerine talimatla dinlenen tanık sayısını arttırdınız. Bizim il il gezmemiz gerekmekte soru sorma hakkımızı kullanmamamız adına.
"Saldırı TBMM'de siyasi temsil yetkisi bulunan üçüncü büyük parti olan HDP binasına yapılmış, bir katliam için gidilmiş. Mahkemenizden gerçek bir yargılama yapmasını bekliyoruz. Bu dava normal bir dava değil, siyasi bir cinayet işlendi. Talimatla ifadesini alalım, sanık SEGBİS ile katılsın deme şansınız yok. Sizinle ile yüz yüze bir temas kurmam gerektiği gibi sanık ile yüz yüze gelmem lazım. Yanında kim var bilmiyorum, kiminle konuşuyor bilmiyoruz. Bu koşullarda sorularımızı sormamız mümkün değil. Gerekirse duruşmaya ara verilip sanığın salona getirilmesini talep ediyoruz.''
GENCER'İN AİLESİ TANIKLIKTAN ÇEKİLDİ
Katilin babası ve kardeşinin önceki duruşma salonda hazır olduğunu, ancak sonrasında tanıklıktan çekildiklerini öğrendiklerini ifade eden Aslan Ağaç, "Talimatla dinlenen tanıkların dosyada şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınması ve burada sanık sandalyesinde oturması gerekiyordu. Bunlar normal tanıklar değil sanıkla ilişkisi olan tanıklar. Elimde her birine ayrı soru var. Ben talimatla dinlenen tanıkları nereden bulup sorularımı soracağım. Siz bu imkanları elimizden aldınız. Herkes burada ama sanık nerede? Televizyon ekranında" dedi.
SALONA GETİRİLME TALEBİNE RET
Duruşma savcısı söz alarak; Baroların katılma taleplerinin reddine karar verilmesi hususunda mütalaada bulundu ve "Diğer talepler için takdir mahkemenindir" dedi.
Salona getirilmesi talebinin oybirliği ile reddine karar verildi.
Diyarbakır Baro Başkanı Av. Nahit Eren, ''Maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını istemiyorsunuz bari usule sadık kalın. Katılma talebinin reddine ilişkin kararınıza karşı ancak hükümle birlikte itiraz edebiliyoruz bu sebeple adımızı tutanağa geçin" dedi.
MAHKEME HEYETİNE TEPKİ
Daha sonra söz alan Aslan Ağaç, "Yargılamaya ara verin biz de katılan vekilleri olarak yargılamaya nasıl devam edeceğimiz konusunda müzakerede bulunacağız" dedi:
''Mahkemenizin bu usulünü kabul etmiyoruz. Mahkemeniz tavrından endişe ediyoruz. Yargılamaya bu şekilde devam edilmesi mümkün değil.''
"HEYETİ REDDEDİYORUZ"
Aranın ardından Avukat Özkan Yücel devam etti: "Adalet arayışını engelleyecek bir tutum içerisindesiniz. Tarafların yetkilerini kısıtlayan tutumunuz yargılamayı bağımsız ve tarafsız olarak yürüteceğiniz konusunda endişelerimiz var. Bu yüzden öncelikle sizlerin yargılamadan çekilmenizi talep ediyoruz''
"Bu yüzden öncelikle sizlerin yargılamadan çekilmenizi talep ediyoruz. Heyetinizde bulunan her bir üyeyi ve heyetinizi reddediyoruz."
Avukat Türkan Aslan Ağaç, Avukat Özkan Yücel'in "çekilme ve heyetin reddi talebine katıldıklarını" söyledi:
"Sanık ülkücü olduğu için soruşturma aşamasında korundu. Kovuşturma aşamasındaki tutumunuz soruşturma süreci ile benzer. Mahkemenizin tarafsızlığı olmadığı öncelikle çekilmenizi sonrasında ise heyetinizi reddettiğimizi açıkça belirtiyoruz.''
İDDİANAMEDEN
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Onur Gencer'in 17 Haziran'da cinayeti işledikten sonra mesajlaşma uygulaması WhatsApp paylaşımlarında ve binadan çıkarken kullandığı ifadelerde suçunu itiraf ettiği yer almıştı.
İddianamede, "Olay öncesinde, olay anında ya da olay sonrasında sanığa yardım eden, sanığı azmettiren herhangi bir kişinin bulunamadığı, sanığın herhangi bir terör örgütü ya da üyesi ile olay öncesi veya sonrasında irtibatlı olduğuna dair delil elde edilemediği" belirtilmişti.
Ayrıca iddianamede Gencer'e 2016'da "anksiyete bozukluğu" ve "hafif depresif nöbet tanısı" teşhisi konulduğuna da yer verilmişti. HTS incelemesinde, 17 Haziran 2020-17 Haziran 2021 tarihleri arasında, olay yeri olan Şair Eşref Bulvarı bölgesinde, farklı tarihlerde sanığa ait toplamda 115 kez sinyalin tespit edildiği ve sanığın 24 kez belirtilen bölgeye gittiğinin belirlendiği ifade edilmişti. İddianamede Gencer'in emniyet ifadesine de yer verilmişti.
Gencer'in ilk olarak Bayraklı'da bir saldırı gerçekleştirmeyi planladığı ifadesinde, "Amacım PKK'ya zarar vermekti. PKK'ya destek veren aileleri araştırmaya başladım. Bayraklı'da kömür satışı yapan aileyi internetten buldum. Sosyal medyada örgütsel paylaşımlara destek veren ya da yorum yapan birkaç hesaptan büyük aile olacaklarını düşündüm. 31 Aralık 2020'de telefonla arayıp kömür almaya geleceğimi söyledim. Onlar da yılbaşı olduğundan erken kapatacaklarını söylediler. Gitseydim onlara saldırma fikrim vardı" denilmişti.
Onur Gencer'in, Ankara Makine ve Kimya Endüstrisi A.Ş'den (MKE) silah almayı düşündüğünü ancak prosedürün uzun olmasından ötürü Kemeraltı'ndan silah aldığını, silahı Ankara'dan temin etmesi durumunda, HDP Genel Merkezine saldırı yapmayı düşündüğünü de söylediği belirtilmişti.
Planlı bir saldırı yapmak için keşfe geldiğinde HDP İl Binası'nda yer alan telefon numaralarını aradığını ancak kimseye ulaşamadığını belirten Gencer'in, saldırıya olaydan bir gün önce karar verdiği de iddianamede yer bulmuştu.
Gencer'in, Poyraz'ı vurduktan sonra öldüğünden emin olmak için kafasına da ateş ettiği sözlerine iddianamede yer almıştı.
Gencer "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "İş yeri dokunulmazlığını ihlal etme", "Siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme" suçlarından 7 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.