Kılıçdaroğlu ‘zorbalar’, Peker, ‘El Nusra’ya silah yolladılar’ demişti: SADAT dosyasını kapatan savcı SBK’yı kurtarmış, Kavala’yı hapsetmişti
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "zorbalar" dediği ve Peker'in "El Nusra'ya silah yolladı" dediği SADAT'ın iç karışıklıklara sebebiyet verebileceği tartışılıyor. Geçmişte SADAT'ın araştırılmasının önüne geçen savcı Hasan Yılmaz ise Adalet Bakan Yardımcı'sıydı.
GERÇEK GÜNDEM - FURKAN KARABAY
Türkiye, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Beylikdüzü'ndeki genel müdürlük binasına gitmesinin ardından SADAT’ı (Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.) tartışıyor.
Kılıçdaroğlu’nun “Her türlü pisliğe karışmış zorbalar” olarak tanımladığı SADAT, geçen yıllarda da sık sık tartışma konusu oldu.
SADAT, 2016-2020 yılları arasında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Güvenlik ve Dış Politika Kurul üyesi görevinde bulunan emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu bir şirket. SADAT’ın temelini oluşturan ASSAM, ASDER gibi kuruluşlarda ise TSK’dan irtica nedeniyle ihraç edilen birçok eski asker görev yapıyor.
TARTIŞMALARIN GÖBEĞİNDE
SADAT geçen yıl, organize suç örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla yargılanan Sedat Peker’in iddialarıyla gündeme geldi. Peker, SADAT için “Benim üzerimden El Nusra’ya silah ve araç yolladı” dedi. Ardından gazeteci Caner Taşpınar, 15 Temmuz’dan sonraki yıllarda Harp Okulları mülakatlarına, SADAT bağlantılı isimlerin katıldığını taraflara teyit ettirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı seçimler öncesinde "zulmü artırma niyetinde olmak"la suçlayan Kılıçdaroğlu, dolaylı olarak SADAT’ın eğitim verdiği kişilerle seçim öncesinde iç karışıklıklara sebebiyet verilebileceğine dikkat çekti.
Nitekim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da geçen günlerde, “kaos planı yapılıyor” iddialarına karşı, “15 Temmuz'da yarım kalan işimizi tamamlayacağız” yanıtını verdi.
HDP İL BİNASINA SALDIRAN GENCER’İN SADAT’LA BAĞI VAR MI?
Kılıçdaroğlu’nun olası iç karışıklık planları üzerine işaret ettiği SADAT, geçen yıl İzmir'de HDP İl Başkanlığına yönelik saldırıda Deniz Poyraz’ın yaşamını yitirmesinin ardından başlayan davada da gündeme geldi.
Saldırgan Onur Gencer’in, Suriye’de elinde silahlarla çekilen fotoğrafları ortaya çıktı. Saldırıyla ilgili hazırlanan iddianamede; Gencer’in saldırının ardından Suriye'de görevli askeri personeli aradığının belirtilmesi dikkat çekiciydi. İddianamede, Suriye’de 45 güne yakın bir süre bulunan Gencer’in, SADAT tarafından eğitildiğine dair iddiaların da araştırıldığı belirtildi.
Deniz Poyraz’ın ailesinin avukatı Türkan Aslan Ağaç, Poyraz’ın öldürülmesiyle ilgili ilk duruşmaların görüldüğü dönemde yaptığı açıklamada, Gencer’in 7 Ocak 2020 ile 9 Şubat 2020 arası Suriye'de görevlendirildiği süre içinde, ilişki içerisinde olduğu kişilerin tespitine ilişkin talepte bulunduklarını ancak konuyla ilgili hiçbir işlem yapılmadığını açıkladı. Avukat Ağaç ayrıca, Gencer’in Suriye’de olduğu dönemde görüşme yaptığı ve asker olduğu belirtilen kişilerin olay hakkında bilgisine de başvurulmadığını söyledi.
SADAT HAKKINDA SUÇ DUYURUSU: “ANAYASAL DÜZENİ ORTADAN KALDIRMAYA YÖNELİK PLAN YAPMA”
SADAT şaibesinin olduğu birçok olayda mağdur vekilleri konunun yargı mensupları tarafından etraflıca araştırılmadığına dikkat çekiyordu.
SADAT ile ilgili yargıya bir başvuru daha vardı. Bu başvuru, Erdoğan’ın yeğeni tarafından tehdit edildiğini söyleyerek suç duyurusunda bulunan, kendisine karşı küfürlerini yayınladığı için tutuklanan Nuri Başkapan’a aitti.
Nuri Başkapan, “Paramiliter örgüt mensuplarına savaş eğitimi verdiği, saldırganlar yetiştirdiği, cumhuriyeti ortadan kaldırıp ‘Asrika’ devleti kurma idealinde olan SADAT” ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na, 10 Ocak 2020 tarihinde suç duyurusunda bulundu.
Yaptığı suç duyurusunu sosyal medya hesabından paylaşan Başkapan, SADAT’ın “anayasa ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik darbe planı yapmak”, “anayasal düzene karşı suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” ve “vatana ihanet” suçlarını işlediğini öne sürdü.
Suç duyurusu metninde şüpheli olarak Erdoğan’ın danışmanlığını da yapmış olan SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi vardı.
Suç duyurusunda, SADAT ve strateji merkezi olan ASSAM’ın 19-20 Aralık 2019 tarihlerinde, “Üçüncü İslam Birliği Kongresi” adı altında düzenlenen toplantıda, ismi ASRİKA, bayrağı dini motif ve yazılardan oluşan resmi dili Arapça olan ve eyaletlere bölünmüş, şeriat isimli anayasası olan yeni bir ülke ve yeni bir yönetim inşa edeceklerini” beyan ettikleri ifade edildi.
TEHLİKENİN FARKINDAMIYIZ?
— Nuri BAŞKAPAN (@NuriBaskapan_53) May 15, 2022
Önce @sedat_peker’in,Şimdi de
Sn @kilicdarogluk’un dikkat çektiği
Terör merkezi SADAT’la ilgili
Yaptığımız suçduyurusuna
Takipsizlik kararı veren
Terör başsavcı vk HY
Şuanda
Adalet Bk yard ve
Hakim ve savcıların
Atamalarından sorumlu
HSK 1.Daire Bşknı pic.twitter.com/WHpgUd8KKK
DOSYAYI KAPATAN İSİM BAKAN YARDIMCISI OLDU
Başkapan’ın SADAT’la ilgili suç duyurusu hakkında, 28 Şubat 2020’de dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeden “soruşturmaya yer olmadığına dair” karar verildi. Kararı veren isim son dönemde tartışma yaratan davalarda öne çıkan biri; şimdilerde Adalet Bakan Yardımcılığı koltuğunda oturan Hasan Yılmaz’dı.
SBK HAKKINDAKİ TARTIŞMALI KARARI VERMİŞLERDİ
Hasan Yılmaz’ın tartışmalı dosyalarından biri de şimdilerde Avusturya’da kara para aklama suçundan tutuklu bulunan ve Türkiye ile ABD tarafından iadesi istenen, SBK Holding’in sahibi Sezgin Baran Korkmaz soruşturmasıydı.
İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, Sezgin Baran Korkmaz ve 8 sanık hakkında, “Kara para aklama” suçlamasıyla, dava açılmıştı. Korkmaz'ın 5 yıla kadar hapsi isteniyordu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Eylül 2020’de, Korkmaz’ın da aralarında olduğu 14 kişi hakkında, malvarlıklarına el konulmasını talep etti. 10. Sulh Ceza Hâkimliği kabul etti, daha sonra Korkmaz hakkında yurt dışına çıkış yasağı çıkarıldı. 6 Kasım’da ise Korkmaz'ın malvarlıklarına el koyma kararı, şüphelilerin ve şirketlerinin banka hesapları üzerindeki tedbirlerin kaldırılması İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından talep edildi. Aynı gün İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği, SBK hakkındaki tedbir kararını kaldırdı. Ardından 17 Kasım’da, İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği Korkmaz hakkındaki yurt dışı yasağını bitiren kararı verdi.
Peker’in iddiasına göre 4 Aralık'ta İçişleri Bakanlığı'na gelen Korkmaz, Soylu’yla görüşmüş ve Soylu, “Hakkında tahkikat yapıldı, yurt dışına çık” demişti. 5 Aralık’ta da Korkmaz yurt dışına kaçmıştı.
Korkmaz’ın yurt dışına kaçışından iki hafta sonra, SBK’nin kaçışına izin veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından19 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
Korkmaz’ın, kararlarıyla yurt dışına kaçmasına dolaylı olarak sebep olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başında İrfan Fidan bulunuyordu. Yargı kulislerinde, “İstanbul Grubu” olarak adlandıran grubun başındaki isim olarak da nitelendirilen İrfan Fidan, SBK olayının ardından Yargıtay’da görevlendirilmiş, burada hiç dosya bakmadan Anayasa Mahkemesi (AYM) Üyeliğine atandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İrfan Fidan’ın AYM Üyeliğine atanmasına sert tepki gösterdi.
OSMAN KAVALA İDDİANAMESİNİ DE YAZMIŞTI
İrfan Fidan’ın İstanbul Başsavcısı olduğu dönemde vekilliğini ise şimdilerde anayasal düzeni kaldırmaya teşebbüs ve iç karışıklığa sebebiyet verecek eğitimleri vermekle suçlanan SADAT’ı soruşturmayan Hasan Yılmaz yapıyordu.
Hasan Yılmaz da SBK olayının ardından Erdoğan’ın kararıyla Adalet Bakanlığı’na atandı.
Hasan Yılmaz sadece SADAT ve SBK olaylarının baş aktörleri arasında değildi. Yılmaz, iş insanı Osman Kavala'nın "siyasal veya askerî casusluk" ile "Anayasayı ihlalden" suçlandığı iddianameyi de hazırlayan kişiydi.
Ayrıca Avrupa Parlamentosu, Gezi davası kararı sonrası aldığı kararda "Kavala hakkındaki ikinci iddianameyi yazan Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz'ın daha sonra Adalet Bakan Yardımcısı olarak atanmasından dolayı dehşete düştük” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye’de son dönemde yargı mensupları birçok tartışmalı karara imza atıyor. Bu yargı mensupları ayrıca iktidarın politikalarını destekleyen dosyalar hazırlarken, suç örgütleri ve kara para aklama vakalarıyla da tartışmaları kararları veriyor.
Sezgin Baran Korkmaz’dan Osman Kavala’ya, birçok davada tartışmalı kararlara imza atanlardan biri de Hasan Yılmaz’dı. Son dönemde Kemal Kılıçdaroğlu’nun kapısına gittiği SADAT’ın araştırılmasının önüne geçen isim de olan Hasan Yılmaz’ın şimdilerde Adalet Bakan Yardımcısı koltuğunda olması da yargının ve siyasetin iç içe geçtiğinin göstergesiydi.