Kılıçdaroğlu'na linç girişimi davasında skandal karar: 'Saldırgan Osman Sarıgün’ü tebrik etselerdi çok daha iyiydi'
Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP heyetine yönelik linç girişimine ilişkin açılan davanın yedinci ve karar duruşması Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
GERÇEK GÜNDEM -
Hakkari Çukurca'da şehit düşen Piyade Er Yener Kırıkçı'nın 21 Nisan 2019 Pazar günü Çubuk’un Akkuzulu Köyü'ndeki cenaze namazına katılan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyetine yönelik linç girişimine ilişkin davanın karar duruşuması Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Kılıçdaroğlu'na saldırının en net görüntüleri! İşte o provokatörler
Osman Sarıgün “basit yaralamadan” 2 yıl 1 ay hapis cezası verildi, hükmün açıklanması geri bırakıldı. Sarıgün, “suç işlemeye tahrikten” ile 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ayrıca yaşanan olay sırasında Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evin dışında “Yakın” diye bağıran sanık Sevim Gölyeri hakkında ise “hakaret” suçundan 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verildi. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde karar verildi.
Gölyeri hakkında ayrıca Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engellediği için de “hürriyeti tahdit” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi.
CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek linç girişimi davası hakkında açıklama yaptı:
Çubuk ilçemizde Genel Başkanımıza, milletvekillerimize yönelik bir linç girişimi gerçekleşti. Bu linç girişiminin arkasında kimlerin olduğu, kimlerin bunu planladığını ve organize ettiğini çok iyi biliyoruz. Bu linç girişimi planlı bir şekilde öldürmeye teşebbüstür. Bugün Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde sonuçlanan bu dava aslında ağır ceza mahkemesinde görülmeliydi, ama maalesef siyasallaşan yargı her geçen gün adaleti daha da çürütüyor.
“NE İLGİNÇTİR Kİ CEZALARIN ÇOK BÜYÜK BİR ÇOĞUNLUĞU ERTELENDİ”
Her zaman söylediğimiz gibi tek adam sisteminde maalesef yargı yürütmenin tahakkümü altına girmiştir. Onun için adalet tecelli etmiyor. Bugün dava sonuçlandı, çok trajikomik bir süreç, yargılananlar yaralamadan, mala zarar vermeden, hakaretten, tehditten, özgürlüğü engellemekten bazı suçlar bazı cezalar aldılar. Ne ilginçtir ki cezaların çok büyük bir çoğunluğu ertelendi, yani hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulandı. Yani istinafa gitmek artık mümkün değil bu suçlarla ilgili onun için burada zaten adalet tecelli etmedi.
“HUKUK HER ŞEYİ SONUNA KADAR TAKİP EDER, BU DOSYALAR BİR GÜN GELİR YENİDEN AÇILIR”
‘Ben pişman değilim’ diyen sanığın cezasını bile ertelediler. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruk sallayan Osman Sarıgün’ü tebrik etseler herhalde çok daha iyiydi. Hukuk her şeyi sonuna kadar takip eder, bu dosyalar bir gün gelir yeniden açılır, gerçeğin üzerini hiçbir güç erteleyemez. Burada yargılanan ve ceza alan sanıklardan öte bu işi planlayanların, azmettirenlerin, organize edenlerin bir gün mutlaka yargı önünde hesap vereceğini unutmayacağız. Bunun mutlaka takipçisi olacağız. Genel Başkanımız zaten suça sürüklenen çocuklar hakkında, suç tarihinde 18 yaşını bitirmemiş olan tüm sanıklar hakkında şikayetinden vazgeçti.
“1 YIL SONRA KÖYÜMÜZE ZİYARETE GELDİĞİNDE HİÇBİR ŞEY OLMADI BU OLAYIN ARKASINDAKİLER ÇIKARTILSIN’
Bugün sanıklardan biri de ilginç bir şey söyledi; ‘1 yıl sonra bizim köyümüze ziyarete geldiğinde hiçbir şey olmadı bu olayın arkasındakiler çıkartılsın’ dedi ama maalesef yargı bağımsız ve tarafsız olmadığı için gerçeğin üzerine gidilemiyor. Bir rejim halkın artık adalete inanmadığı noktaya gelmişse o rejim mahkûm olmuştur.
Yarın İstanbul’un iki kez seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu aleyhinde açılan davayı takip edeceğiz, perşembe günü İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu hakkında açılan başka bir davayı takip edeceğiz. Yine bugün Adana’da Aladağ’da yurt yangınında hayatını kaybeden çocukların davasını takip ediyoruz, Boğaziçi öğrencilerinin davası, Şanlıurfa’daki Suruç davası hepsini yakından takip ediyoruz CHP olarak. Adalet arıyoruz, 85 milyon adalete susadı, ilk seçimden sonra bu memleketteki tüm adaletsizlikleri adaletle ortadan kaldıracağız. Devletin temeli olan adaleti çürütenler devleti ve milleti gerçek bir beka sorunuyla karşı karşıya bıraktıklarının belki de farkında değiller.”
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da şöyle konuştu:
“Bugün bir dava sonuçlandı ama sonuç tam bir komedi, bu olayı kim teşvik etti, kim tahrik etti bunun en önemli sorumlusu şu anda İçişleri makamında oturan Süleyman Soylu’dur. Süleyman Soylu bizzat halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiştir. Süleyman Soylu, CHP’li il başkanlarının, ilçe başkanlarının ve yetkililerin şehit cenazesine alınmasın diye kendi müsteşarlarına ve yetkililere emir veren kişidir. Bu davanın arkasında duranlar İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve iktidardır.
O insanları tahrik edenler, Kılıçdaroğlu’na linç girişimini yaptıranlar, Kılıçdaroğlu’nun bir evde saatlerce mahsur kalmasını sağlayanlar iktidar mensuplarıdır. Orada net olarak hatırlayalım, Genelkurmay Başkanı’nın, Milli Savunma Bakanı’nın, üst düzey bürokratların katıldığı bir yerde jandarma genelgesi doğrultusunda hiçbir tedbir alınmamıştır. Güvenlik koridoru oluşturulmamıştır. Eğer orada bazı gerekli karşılaşmalar olmasaydı ölümün gerçekleşeceği bir olayda Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Milli Eğitim müdürü ve Genel Başkan danışmanları saatlerce köy konağında oturmuşlar ondan sonra olay nihayete erdiğinde müdahale ediyormuş görüntüsü verdiler.
“KILIÇDAROĞLU’NA YUMRUKLA SALDIRAN KİŞİNİN AKP İKTİDARINA MENSUP KİŞİLER TARAFINDAN ELİ ÖPÜLÜP ONURLANDIRILMIŞTIR”
Olay gerçekleştikten sonra Kılıçdaroğlu’na yumrukla saldıran kişinin AKP iktidarına mensup kişiler tarafından eli öpülüp onurlandırılmıştır. Bugünkü bu davada buna benzer kişilerin iktidar tarafından desteklendiğinin açık göstergesidir. İnsanları kin ve düşmanlığa tahrik eden İçişleri Bakanı Soylu ve bu mahkeme kararı şunu söylüyor; ‘Her türlü karışıklıkta bizden yana olanların biz arkasında duracağız’ diyor. Ama biz de CHP olarak diyoruz ki hiçbir güç adaletin üstünde olamaz. Hiçbir güç demokrasinin üzerinde olmayacaktır, hiçbir güç Türkiye’nin adli makamlarını siyasete sonuna kadar alet edemeyecektir.
“DEVLETE VE MİLLETE KARŞI İŞLENEN BÜTÜN SUÇLARIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
CHP’nin Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kararlılığı ve arkasındaki yol arkadaşlarının mücadelesi buna engel olacaktır. Millet İttifakının nihai olarak iktidara gelmesinden sonra devlete ve millete karşı işlenen bütün suçların takipçisi olacağız. Bizzat Kılıçdaroğlu’nun öldürülmesi ile ilgili öldürün, vurun, yakın diyenler bugün davaları aldıkları cüzi cezalardan da erteleme verilerek, dışarıda elleri kolları serbestçe dolaşmaları sağlanmıştır. Soylu’nun yanında makinalı tüfeklerle Twitter hesaplarından; ‘Sen bize vur, öldür de biz vuralım, öldürelim’ diyen insanlar hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır.
“KILIÇDAROĞLU ‘SİZ DİK DURUN EĞRİ BELASINI BULACAK’ DİYOR, BİZ DİK DURACAĞIZ EĞRİYE BİR GÜN BELASINI BULDURACAĞIZ”
Bugün yargılananlar masum köylüler, birilerinin tahrikiyle, teşvikiyle, sırtlamasıyla orada linç girişiminde bulunmuşlardır, Genel Başkanı öldürmeye teşebbüs girişiminde bulunmuşlardır ama bugün dışardalar. Hiç kimse kuşku duymasın bu ülkede adalet tecelli edecek, Kemal Kılıçdaroğlu şöyle sesleniyor; ‘Siz dik durun eğri belasını bulacak’ diyor, biz dik duracağız eğriye bir gün belasını bulduracağız.”
*****
NE OLMUŞTU?
31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimler sonucu CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesini kazandı. Ancak, AKP’nin YSK’ya itirazları sonucu İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar verildi.
Türkiye siyasetinin giderek gerginleştirği dönemde Kılıçdaroğlu, 21 Nisan 2019 tarihinde er Yener Kırıkçı'nın Çubuk'taki cenaze törenine katıldı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, AKP yöneticileri, Ankara Valisi, Ankara İl Emniyet Müdürü, Ankara İl Jandarma Alay Komutanı ve Çubuk Kaymakamı’nın bulunduğu köyde linç girişimine uğrayan Kılıçdaroğlu ve yanındaki milletvekilleri önce bir eve sığındı, daha sonra zırhlı araçla köyden çıkarıldı.
Davada sanık olan bazı kişilere AKP’li avukatlar sahip çıktı. İlk duruşması 30 Kasım 2020'de yapılan davada toplam 68 sanık yargılanıyor.