Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin CHP'nin dokuz maddelik yol haritasını açıkladı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin konuştu. Kılıçdaroğlu, ''CHP olarak bizler, Avrupa Birliği’ne tam üyeliği, hedeflerimiz arasında görüyoruz'' dedi ve dokuz maddelik yol haritasını aktardı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Maltepe Forum “Yeni Dönemde AB ve Türkiye” Toplantısının açılışı'nda konuştu.
AB üyeliğine ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, “CHP olarak bizler, Avrupa Birliği’ne tam üyeliği, hedeflerimiz arasında görüyoruz. Biz, Türkiye’nin Avrupa’nın bu yeniden inşa sürecinde rol alması, katkı sağlaması gerektiğine inanıyoruz. İçinden geçtiğimiz bu süreçte, Avrupa Birliği’nin yol haritasının kısaca şöyle olması gerektiğine inanıyoruz" dedi.
''UYGAR DÜNYANIN BİR PARÇASI OLMAK İSTİYORUZ''
Kılıçdaroğlu, ''Bu üyeliğin, aile bireylerini rahatsız etmeyecek başka bir boyutu daha var. Onu da şöyle tanımlıyor; ‘Üye ülkeler bağımsız, egemen milletler olarak kalırlar. Fakat egemenliklerini dünyada tek tek sahip olamayacakları gücü ve etkiyi kazanmak için bir araya gelirler.’ Biz de bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi koruyarak uygar dünyanın bir parçası olmak istiyoruz'' ifadelerine yer verdi.
''TÜRKİYE, BİR SIĞINMACI HAPİSHANESİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ''
''Bu toplantı, Avrupa’da birçok dengenin değiştiği bir dönemde gerçekleşiyor'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, bu savaşın Avrupa Birliği üzerinde yarattığı mülteci sorunu; bir öncesine gidersek Suriyeli sığınmacılar ve bunlara karşı takınılan tavır… Türkiye’nin imzaladığı geri kabul anlaşması ile ortaya çıkan dramatik sonuç. Yani Türkiye’nin 6 milyar avroluk bir mali yardım karşılığında bir sığınmacı hapishanesine dönüştürülmesi… Tüm bunlar Avrupa güvenliğini olumsuz yönde etki ediyor'' ifadelerini kullandı.
''BU SAVAŞIN EN KISA SÜREDE BİTMESİNİ DİLİYORUZ''
Kılıçdaroğlu, ''İnsanların yurtlarından ayrılmaları, hele bir savaş sonucu buna zorlanmaları her zaman kalıcı travmalara yol açar, bunu biliyoruz. Bu bakımdan öncelikle bu savaşın en kısa sürede bitmesini diliyoruz. 21. yüzyılın ilk çeyreğini bitirirken Avrupa’da böyle bir trajedinin yaşanması son derece üzücü. Bir başka pencereden baktığımızda Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, Avrupa güvenliğinin yeniden bir inşa sürecine doğru evirildiğini gösteriyor'' dedi.
''Biz, Türkiye’nin Avrupa’nın bu yeniden inşa sürecinde rol alması, katkı sağlaması gerektiğine inanıyoruz. İçinden geçtiğimiz bu süreçte, Avrupa Birliği’nin yol haritasının kısaca şöyle olması gerektiğine inanıyoruz'' dedi ve dokuz maddelik yol haritasını aktardı:
BİR; Vize serbestisi sürecinin hız kazanması gerekmektedir.
İKİ; Türkiye; Yeşil Mutabakatı, öncelikli hedef olarak belirlemelidir.
ÜÇ; 23. yargı ve temel haklar ve 24. adalet, özgürlük ve güvenlik… Bu fasıllara konulan blokaj kaldırılmalıdır. Bu konuda Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi muhalefetine karşı Türkiye’nin yalnız bir ülke olarak bırakılmaması gerekmektedir. Kuşkusuz bunun için Türkiye’nin yani bizim bu fasılların gereklerini yerine getirmemiz gerekir. Bunun da bilincindeyiz.
DÖRT; Terörle mücadele yasası, uluslararası hukuk normlarına göre yeniden şekillendirilmelidir.
BEŞ; Kamuda şeffaflık öncelenmeli; bunun için de gerekli alt yapı oluşturulmalıdır.
ALTI; Kişisel verilen korunması ve kişisel veriler ile ilgili kurulan kurulun tam yetkin ve bağımsız olması sağlanmalıdır.
YEDİ; Gümrük birliğinin modernizasyonu için Türkiye ve Avrupa Birliği karşılıklı olarak kendilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmelidir.
SEKİZ; Enerji güvenliği konusunda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yalnızlaştırılmasının önüne geçecek dış politika hamleleri yapılması gerekmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın güdümünde hareket etmemelidir. Haklı olarak sormamız gerekiyor, Doğu Akdeniz Doğalgaz Forumu’nda neden Türkiye yer almıyor? Türkiye, bu sorunun yanıtını almak zorundadır.
DOKUZ; Mülteci ya da sığınmacı konularında Türkiye, sığınmacıları tutmak zorunda olan bir ülke konumuna sokulmamalıdır. Biz Türkiye ile Avrupa Birliği’nin sığınmacılar sorununa ortak sorumluluk ve külfet paylaşımı üstlenerek yaklaşmalarını beklerdik.