Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra anlattı: Biraz ümit verici bulduğum şey karara tepkilerdi
Gezi davasında müebbet hapse mahkum edilen iş insanı Osman Kaval'nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Ayşe Buğra, eşi Osman Kavala'ya Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesine ilişkin olarak, "Biraz ümit verici bulduğum, biraz teselli olarak gördüğüm, zannediyorum Osman Kavala'nın da teselli bulduğu şey, yargı sürecine ve 25 Nisan kararına gösterilen tepkilerdi" dedi.
Fox Tv'de İsmail Küçükkaya'nın programın katılan Ayşe Buğra, 4 buçuk yılı, "O kadar uzun, karmakarışık, son derece acayip bir süreçti... Ben bile bazen tarihleri, olayları karıştırıyorum" dedi.
T24'ün Kısa Dalga'dan aktardıklarına göre, Buğra şu ifadeleri kullandı:
"İddianameler hazırlandı, savcılar bir kere bile eşimi sorguya çekme zahmetine katlanmadılar. Gezi davası Kavala'nın tutuklanmasından 2.5 yıl sonra beraatle sonuçlandı. Beraat kararında delil diye sunulanların Emniyet'te Fethullaçı örgütlenmenin etkili olduğu dönemde kanuni olmayan yollarla toplanmış deliler olduğu söylendi, başka da somut delil olmadığı için beraatine karar verildi ama karardan sonra eşim tahliye edilmedi.
Casusluk suçlamasından beraat ve tahliye edilmiş durumda. Beraatten önce AİHM, eşimin tutukluluğunu AİHS'nin iki maddesini ihlal ettiğine hükmetti ve derhal tahliye edilmesini istedi. Eşim tahliye edilmedi.
BOZDAĞ'IN AÇIKLAMASINA YANIT
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Osman Kavala açıklamasına dair şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu demeci duymadan önce, cuma günü telefonlar almaya başladım. Mahallenin, semtin esnafından, zamanında babamla çalışmış gazetecilere kadar geniş çevreden insanlardı. Önce arayanlar, aman ne kadar sevindik, kutlama yapıyoruz diyorlardı. Geçmiş olsun, çok sevindik diyorlardı. Daha sonra arayanlar, ne kadar hayal kırıklığına uğradık dediler. Burada kast edilen şey biz artık hüküm verdik, tutuklu değil, dolayısıyla AİHM kararı geçerli değil demek istiyor. Daha önce AİHM kararı çıktıktan sonra, Kavala AİHM'nin incelediği hükümeti devirme teşebbüsü ve darbeye destek iddiasıyla ilgili suçlamalardan tahliye edildi ve 25 Nisan kararına kadar hükümeti devirme suçlamasından, yani hüküm giydiği tutuklamadan tutuklu değildi, casusluktan tutukluydu. Bu süre boyunca Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, arka arkaya hükümete derhal tahliye edin dedi. O sırada hükümetin cevabı, 'biz zaten tahliye ettik, başka suçtan tutuklu' oldu."
Bugün biraz ümit verici bulduğum, biraz teselli olarak gördüğüm, zannediyorum Osman Kavala'nın da teselli bulduğu şey, bu yargı sürecine ve 25 Nisan kararına gösterilen tepkilerdi. Toplumun her kesiminden her siyasi görüşe mensup insan bunu kabul edilemez bulduğunu ifade etti. Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül çok üzüldüklerini, çok üzücü karar olduğunu söylediler. Muhalefetin ötesinde insanlar da çok güçlü tepkiler verdi. Türkiye'de iç düşman, dış düşman göndermeleriyle biçimlenen bir ayrıştırıcı, bölücü söylem çok etkili. Böyle bir ortamda bu birleşmeyi görmek insana iyi geliyor."