Kumpasçı yargı mensupları hakim karşısında: 'Tatar ve Saylan'ı katledenlerle yüz yüzeyiz'
Kumpas davaları yürüten hakim ve savcılar hakkında 83 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan dava Silivri'de başladı. Davaya katılma dilekçesi sunan Ali Türkşen, “Hiçbir suçun cezasız kalmayacağının kanıtıdır bu dava” dedi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Kafes Eylem Planı, Poyrazköy soruşturması ve amirallere suikast soruşturmalarında görev alan, aralarında FETÖ firarileri savcılar Zekeriya Öz, Fikret Seçen'in de olduğu 48 eski hakim ve savcı hakkında “gizliliği ihlal etme, iftira, suç delillerini yok etme, resmi belgede sahtecilik, suçluyu kayırma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma” suçlarından hapis cezası istemiyle açılan davanın görülmesine başlandı.
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısındaki salonda yapılan ilk duruşmaya dokuz tutuklu sanık getirildi. Davada Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türkan Saylan'ın ve Ali Tatar'ın ailesi de müştekiler arasında. Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen de davaya katılma dilekçesi sundu.
Sözcü'den Fırat Fıstık'ın haberine göre; “Bu davada, Türk hukuk tarihine, daha doğrusu hukuksuzluk tarihine geçen, sözde bir yargılamanın faillerinin ilk kez hesap verdiklerine şahit oluyoruz ve karanlık bir dönemin sorumluları ile ilk kez yüzleşme şansını da yakalamış durumdayız” diyen Türkşen, dilekçede şunları belirtti:
TATAR VE SAYLAN'I KATLEDENLERLE YÜZ YÜZEYİZ
Hiçbir suçun cezasız kalmayacağının kanıtıdır bu dava…Duruşma salonunda, rahmetli Ali Tatar, rahmetli Türkan Saylan ve nice masumu katledenlerle yüz yüzeyiz. İftira ile komplo ile ilmek ilmek ördükleri hukuksuzluk ağının parçası olmuş bir güruh var karşımızda.
Ruhsuz, efendilerine itaat eden ve hiçbir pişmanlık göstermeyen, vicdansızlar topluluğu. Sahte delil üreten, bizleri o sahte delillerle yargılatan, hukuksuzca özgürlüğümüzün kısıtlanmasına gerekçe gösterilen bir senaryonun baş aktörleri ile karşı karşıyayız.
İşledikleri suçlar sadece bize karşı değil; eşlerimize, çocuklarımıza, ailelerimize, kutsal saydığımız her türlü değere, özetle insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Delil yerleştirmeyi, imza sahteciliğini, dijital komploları, Türk Hukuk Tarihine mal eden bu kişileri bağımsız ve tarafsız bir şekilde yargılamalıyız.
UNUTMUYORUM, BARIŞMIYORUM, AFFETMİYORUM
Bizlere özel yetkili mahkemelerde tanınmayan adil yargılanma hakkını sonuna kadar kullanmalılar. Çünkü biz, bir dönemin zalimlerinden, mazlum yaratmamalıyız. Ama bu yargılama sonunda, kurguladıkları ya da alet oldukları komplonun bir parçası olarak hak ettikleri cezaları da almalılar. Bu dava bizlerin çocuklarımıza bırakacağı bir miras olacak. Hükmünüz, hiçbir zalimin cezasız kalmayacağının ilanı olmalı. Hak önünde, halk önünde, mahkemeniz önünde bu kişilerden şikayetçiyim. Ve onları unutmuyorum, barışmıyorum, affetmiyorum, helalleşmiyorum."
İDDİANAMEDEN
Poyrazköy davası olarak bilinen dosyada haksız yere gözaltı kararları verildiği, kumpas davalarında FETÖ'ye mensup kolluk görevlileriyle ortak hareket ettikleri belirtildi. Öz ve Seçen ile birlikte savcı Ercan Şafak, Mehmet Murat Yönder hakkında 22 yıldan 83'er yıla kadar hapis cezası isteniyor. Diğer şüpheliler hakkında da 2 yıldan 32 yıla kadar, değişen oranlarda hapis talep ediliyor. 92 kişi ve kuruluş, suçtan zarar gören sıfatıyla iddianamede yer aldı. Duruşmalar 25 Haziran'a kadar devam edecek.