Mehmet Ocaktan'dan 'bu hallere düşmemeliydik' yazısı: 'Sanki gördüğümüz sadece bir rüyaydı'
Karar yazarı Mehmet Ocaktan, AKP'nin özgürlükleri kısıtlayarak ve icraatlarını dini söylemlerle topluma sunarak en büyük zararı dindarlara verdiğini yazdı.
Ocaktan, "AK Parti 2002 yılında iktidar yolculuğuna çıkarken destek verenler de fikri anlamda karşı olanlar da iyimser bir beklenti içindeydiler. Hakkaniyetle söylemek gerekirse AK Parti ekonomide, demokratik değerlerin öncelenmesinde bu beklentileri daha da güçlendirecek adımlar attı ve Türkiye’nin makus talihinin yenilmesi yönünde hepimizi umutlandırdı. Şimdi geriye dönüp baktığımızda o günlerde böyle bir umut baharının yaşanıp yaşanmadığından şüpheye düşüyoruz. Sanki hiç öyle umut dolu bir dönem yaşanmamıştı ya da gördüğümüz sadece bir rüyaydı… Elbette rüya değildi ve Türkiye AK parti iktidarıyla 2011’e kadar her alanda önemli mesafeler aldı. Ancak ne zaman ki AK Parti ortak aklı terk ederek bütün yetkilerin tek elde toplandığı otokratik bir hayale kapıldı, işte o zaman Türkiye de AK Parti de kaybetti." değerlendirmesini yaptı.
"Aslında AK Parti dini böylesine hoyratça kullanmasa, her icraatını dini söylemlerle topluma sunmasa, yani dinle siyaseti özdeşleştirmese kimse iktidarın yanlışlarının sorumluluğunu dine ve dindarlara yüklemeyecek ve mesele tamamen siyasi bir çerçevede değerlendirilecek." diye yazan Ocaktan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Mesela faiz konusunda “Nas var, nas…” deyip sonra da Türkiye’yi dünyanın faiz cenneti haline dönüştürürseniz, burada en büyük zararı dini değerlere ve dindarlara vermiş olursunuz.
Eğer Kaşıkçı dosyasının, Suud hanedanına devredilmesine hukuk adına itiraz eden ve adeta hukuk dersi niteliği taşıyan bir ‘muhalefet şerhi’ yazan 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir’in biletini kesip İstanbul’dan Maraş’a gönderirseniz, toplumda dindarların iktidarının adaletle hükmetmediği kanaatini yaygınlaştırırsınız.
Dinin ‘ahlak’ ve ‘edep’ üzerine bina edildiğini yok sayarak, kadınlara yönelik asla söylenmemesi gereken “o kelime”yi siyasetin söylem dili haline dönüştürürseniz, bu ülkede dindarların ahlakını sorgulatır hale getirirsiniz…