AYM, Gezi Parkı eylemlerine bakışı değiştirdi: Ali İsmail Korkmaz kararında dikkat çeken görüş değişikliği
AYM, Ali İsmail Korkmaz kararında "Gezi Parkı olayları"nı tanımlarken bakanlık görüşündeki "hükümete karşı bir kalkışma ve şiddet eylemleri" ifadesine yer verdi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi Parkı eylemlerinde dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın ailesinin yaptığı başvuruda hak ihlali kararı verdi. Ancak kararda, AYM'nin Gezi eylemlerinin tanımlanmasıyla ilgili yaptığı içtihat değişikliği dikkat çekti. Daha önceki Gezi kararlarında eylemlere "gösteri yürüyüşü" diyen AYM, Ali İsmail Korkmaz kararında ise Gezi eylemlerini "hükümete karşı bir kalkışma" olarak gören Adalet Bakanlığı görüşünden alıntı yaparak anlattı. Bu görüş değişikliğinin perde arkasında ise kararı veren heyette eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'ın yer alması ve Osman Kavala'nın da sanığı olduğu Gezi Parkı davasında verilen mahkûmiyet kararı çıkmasının etkili olduğu belirtiliyor.
DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre, Anayasa Mahkemesi, Eskişehir'de Gezi Parkı eylemleri sırasında üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın henüz 19 yaşındayken polis ve beraberindeki siviller tarafından dövülerek öldürülmesine karşı yapılan bireysel başvuruyla ilgili kararını açıkladı. 26 Mayıs'ta kararını veren, ancak gerekçesini bugün Resmi Gazete'de yayımlayan AYM Birinci Bölüm, kasten yaralama suçundan sanıklardan polis Hüseyin Engin'e 7 ay 15 gün hapis cezası verilerek bu cezanın ertelenmesini "hak ihlali" olarak nitelendirdi. Bu nedenle Anayasa'da güvence altına alınan "eziyet yasağı" ilkesinin ihlal edildiğine hükmedildi. AYM kararında polisin yeniden yargılanmasını isterken aileye 67 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesini de kararlaştırdı.
Gerekçede, cezanın ertelenmesinin "kötü muamele" fiillerine karışan kamu görevlilerine hoşgörüyle yaklaşıldığı izlenim uyandırdığı, kötü muamelenin hoş görülmediği inancının zayıflamasına yol açtığı belirtildi. Bu durumun bu tür fiillere eğilimli görevlileri cesaretlendirebileceği savunulan kararda, "Bu durum hukuk devleti ile adalete olan güven ve inancı açıkça zedelemektedir" denildi.
AYM'DEN GEZİ PARKI'NDA GÖRÜŞ DEĞİŞİKLİĞİ
Ancak AYM Birinci Bölüm'ün kararına, Ali İsmail Korkmaz'ın öldürülmesine karşı verilen hak ihlali değil, Gezi eylemlerine yönelik AYM'nin yeni bakışı damgasını vurdu. DW Türkçe'nin incelediği Ali İsmail Korkmaz kararının ayrıntılarında AYM'nin Gezi eylemlerine bakışını "radikal" şekilde değiştirdiği görüldü.
Yüksek Mahkeme, geçmiş yıllarda Gezi Parkı eylemleriyle ilgili verdiği hak ihlali kararlarında "Gezi olayları"nı anlatırken daha nesnel bir dil kullanıyordu. Örneğin Özge Özgürengin ve Yonca Verdioğlu Şık gibi kararlarda, "Gezi Parkı olayları" başlığı altına yaşananlar özetlenirken "protesto eylemleri" tanımını kullanılmıştı. AYM, eylemlerin ayrıntılarını anlatırken de Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve Türk Tabipler Birliği'nin raporlarından yararlanmıştı. Bu kararlarda, Gezi eylemlerinin Gezi Parkı'na yapılmak istenen çevre düzenlemesine engel olmak amacıyla başladığına dikkat çekilmişti. Anayasa Mahkemesi'nin Özge Özgürengin kararında, "Gezi Parkı olayları, İstanbul Taksim Meydanı'nda bulunan Gezi Parkı'nda yapılmak istenen çevre ve imar düzenlemelerine engel olmak için 27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin Gezi Parkı'na girmesiyle başlamış ve Haziran - Temmuz aylarında yoğunlaşarak Türkiye'nin birçok iline yayılmış toplantı ve gösteri yürüyüşleridir" değerlendirmesi yapılmıştı.
Ancak Anayasa Mahkemesi, bu kez Ali İsmail Korkmaz kararında Gezi eylemleri anlatılırken davanın doğrudan tarafı olan bakanlık görüşüne yer verdi. Gezi olaylarını, davanın tarafı olan bakanlık görüşündeki "hükümete karşı bir kalkışma ve şiddet eylemleri şeklinde ülkeye yayıldığı" iddiasıyla anlatan AYM kararında, şu ifadeler kullanıldı:
"Bakanlık görüş yazısında; 2013 yılının Mayıs ayının sonunda başlayan Gezi Parkı olaylarının çok sayıda göstericinin katılımıyla hükûmete karşı bir kalkışma ve şiddet eylemleri şeklinde ülke geneline yayıldığı belirtilerek bu olaylarda birçok kamu malı ile özel mülke zarar verildiği, çok sayıda güvenlik görevlisinin ise yaralandığı açıklanmıştır."
AYM, kararında devamla bu olaylarda 34'ü Eskişehir'de olmak üzere toplamda 697 kolluk görevlisi yaralandığını, Adana'da bir polisin memuru yaşamını yitirdiğinden de bahsetti.
GEZİ EYLEMLERİ İÇTİHADI NEDEN DEĞİŞTİ?
Peki, AYM'nin Gezi eylemlerine bakışındaki içtihadının değişmesinin arka planında ne var?
Bu konuda iki önemli ayrıntı dikkat çekiyor. Yargı kulislerinde, Ali İsmail Korkmaz kararını veren AYM Birinci Bölüm heyetindeeski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'ın yer almasına işaret ediliyor. İrfan Fidan, başsavcı olarak görev yaparken Gezi Parkı soruşturmalarını yönetmiş, Osman Kavala hakkındaki Gezi davasının da açılması talebinde bulunmuştu.
İkinci etken ise AYM kararından bir ay önce 25 Nisan'da verilen Gezi Parkı davasındaki mahkûmiyet kararları. Bu davada Gezi Parkı eylemleri hükümeti devirmeye teşebbüs olarak görülürken Osman Kavala'ya "anayasal düzeni ihlale teşebbüs"ten ağırlaştırılmış müebbet, diğer sanıklara ise 18 yıl hapis cezası verilmişti. Bu kararlar, istinaf ve Yargıtay denetiminden geçtikten sonra AYM'ye taşınacak. AYM'nin bu görüşündeki değişikliğin, Gezi parkı davasına yönelik yapılacak bireysel başvuruyu etkilemesi bekleniyor.