Sedat Peker'in ifşaları, SPK'nın suç duyurusu ve itiraflar: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan soruşturma
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Peker'in rüşvet-yolsuzluk ağında yer aldığını söylediği eski başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu hakkında rüşvet iddiaları gündeme gelen SPK'nın suç duyurusu ve Sineren'in açıklaması üzerine soruşturma başlattı.
GERÇEK GÜNDEM - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yaşayan Sedat Peker tarafından eski başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu hakkında rüşvet iddiaları gündeme gelen Sermaye Piyasası Kurulu’nun suç duyurusu hakkında harekete geçti. Başsavcılık, iddiaları Halk TV canlı yayınında doğrulayan Marka Yatırım Holding şirketinin patronu Mine Tozlu Sineren’in açıklamaları ve suç duyurusu üzerine soruşturma başlatıldığını duyurdu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, “Bir ulusal tv kanalında yer alan iddialara yönelik olarak SPK başkanlığı tarafından verilen ihbar dilekçesi üzerine maddi gerçeğin tüm yönleriyle ortaya çıkarılması amacıyla soruşturmaya başlanılmış olup TV kanalında bilgi paylaşan M.T.S dahil olmak üzere tüm taraflarla ilgili araştırma yapılması için gerekli talimatlar verilmiştir” denildi.
Mine Tozlu Sineren'in ifadeye çağrılarak elindeki bilgi ve belgelere göre soruşturma yapılacağı öğrenildi.
"GEÇ KALINDI"
Soruşturmanın ardından TELE 1’e konuşan Mine Tozlu Sineren şu ifadeleri kullandı:
“Ben daha önce şikayetlerde bulundum. Bütün iddiaları araştırmak için Başsavcılık tarafından talimat verildi. Benim zaten CİMER’e yaptığım suç duyuruları var. SPK’nın da var. Benimle başlamadı bu soruşturma, açıklamalardan sonra başladı. Daha önce başlaması gerekiyordu, geç kalındı” dedi
NE OLMUŞTU?
Sedat Peker, rüşvet-yolsuzluk ağında Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu, eski başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ve eşi Ünsal Ban’ın olduğunu duyurmuştu.
Marka Yatırım Holding AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mine Tozlu Sineren sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yaparak "Kamu gündeminde olan rüşvet zincirine dâhil olmadığım için, hakkımdaki iddialarla ilgili savunmam dahi alınmaksızın, SPK tarafından verilen cezaların muhatabıyım" ifadelerini kullanmıştı.
Sineren’in açıklaması şöyleydi:
"Son birkaç gündür kamuoyunun gündeminde olan konularla ilgili bir basın açıklaması yapma zorunluluğum hasıl olmuştur. Şöyle ki; gündemde konuşulan ve yaptığım açıklamalarda bahsettiğim, SPK ve diğer konularla alakalı yaşanan olumsuz süreçlerin tümü, Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Marka Yatırım Holding ile ilgili değil, Mine Tozlu Sineren'in şahsına yönelik eylemlerdir.
Bu eylemlerle ilgili SPK tarafından, şahsıma ispatlanmamış iddialar ile verilen cezalarla ilgili her hangi bir mahkeme kararı yahut bir yargılamanın varlığı söz konusu değildir. Verilen cezalar nedeniyle hakkımda yazılanları ve karalamaları hiçbir zaman kabul etmeyerek bu cezalarla ilgili itirazları SPK'ya bildirdiğimde herhangi bir dönüş alamadığım için dava yoluna gidilmiştir. SPK bir denetleme kurumudur. Yargılama Yüce Türk yargısına aittir!
Mine Tozlu Sineren olarak; Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Marka Yatırım Holding'i gözaltı pazarında bir şirketken yönetimini devralıp ana pazara çıkarttım. Bu süreçte her zaman yatırımcılarımı korumak öncelikli hedefimdi. Zira bu amaçla, şirketi büyütebilmek adına çeşitli birçok projeyi hayata geçirerek şirketin büyümesini sağladım.
Gelinen noktada; kamu gündeminde olan rüşvet zincirine dahil olmadığım için, hakkımdaki iddialarla ilgili savunmam dahi alınmaksızın, SPK tarafından verilen cezaların muhatabıyım. Açıklamalarımda adı geçen, gerek bulundukları konumu gerekse kurumun adını kullanarak kendilerine menfaat temini sağlayan kişilerin kendi çıkarları için Sermaye Piyasası Kurulu gibi bir mercii de zan altındadır. İnanıyorum ki tüm bu süreç yetkili mercilerin incelemeleri sonucu gerçek sorumluların ortaya çıkması ile aydınlanacak ve kurumun ismi bu yolsuzluk ve rüşvet sarmalından çıkacaktır.
Zira gerek bir vatandaş gerekse bir iş kadını olarak hiçbir devlet kurumuyla karşı karşıya olmam söz konusu olamaz. Gündemdeki bu olayda da konu, kurum adını kullanarak kendilerine haksız kazançlar sağlamayı adet edinmiş kişilerdir.
Marka Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı olmam nedeniyle içine çekilmeye çalışıldığım bu rüşvet ağını fark ettiğim an itibariyle kendimi ve tabii ki yatınmcılarımı korumak için gerek şahsım gerekse şirketim adına CİMER şikayeti dahil tüm hukuki yollara başvurduğumu ve ilerleyen süreçte gündeme gelebilecek mevcut yahut müstakbel tüm durumlar için de hukuk mücadelesinden geri durmayacağımı tüm kamuoyuna bildiririm."