Söz Z kuşağında: 'İktidar, doğduğumdan beri beni yoksullaştırıyor’
İçinde bulunduğu Z kuşağının iktidardan samimiyet beklediğini belirten 17 yaşındaki Tuğberk, "Doğduğumdan beri yoksullaşıyorum" dedi.
Türkiye'de gelecek seçimlerin en önemli belirleyicilerinden biri olması beklenen Z kuşağı, 1997 ile 2012 yılları arasında dünyaya gelenleri temsil ediyor. 24 Haziran 2018'deki seçimlerde Z kuşağının toplam seçmen içindeki payı yüzde 7'yken, 2023'te bu oran en az yüzde 16 olacak.
Bu kuşağa ilişkin yapılan araştırmalarda genel olarak maddi olanaksızlıklar ön plana çıkıyor. Sokak röportajlarında en çok, "Telefonunu çıkar" ifadesiyle özdeşleşen ve AKP'li olduğunu söyleyen vatandaşlar ile gençler arasındaki tartışmalar dikkat çekiyor.
Gazete Duvar'dan Anıl Mert Özsoy'un haberine göre gençlerse, iktidarın onları yoksullaştırdığını düşünüyor.
İstanbul’da yaşayan ve bir Anadolu lisesinde eğitim alan 17 yaşındaki Tuğberk, aktif olarak siyasetin içerisinde yer alıyor. CHP Gençlik Kolları'nda politik mücadele veriyor: "Çocukluğumdan beri tarafım."
‘DEĞİŞİM İSTİYORUZ’
Tuğberk, içinde bulunduğu kuşağın yaşamak istediği toplumsal yapıyı şöyle konuşuyor:
“Bireylerin başkalarının özgürlüklerini kısıtlamayacak düzeyde kendi özgürlüklerini yaşayabildikleri topluma ihtiyacımız var. Sosyal demokrasiye inanıyorum, aktif olarak siyaset yapıyorum. Arkadaşlarım ve çevremdeki insanlar siyasetle çok ilgililer çünkü değişim istiyoruz. Ben çocukluğumdan beri tarafım.”
NİŞANTAŞI’NDAN ŞİŞLİ’YE: EKONOMİK KRİZ
Günümüz iktidarına dair eleştirilerde bulunan Tuğberk şunları aktarıyor:
“Seküler ve laik bir ülkede her şeyden önce dini; siyasete, ekonomiye, kültürel yaşama ve dış politikaya alet ediyorlar ama sabit bir politikaları yok; esen rüzgara göre hareket ediyorlar.
Çok yakın bir dönemde özellikle uluslararası ilişkilerde komşularla sıfır sorun politikası vardı. Her ülkeyle ne olursa olsun iyi anlaşmaya çalışıyorlardı. Ama şu an ekonomik sorunlar ve iç politikadaki tartışmalara göre pozisyon alıyorlar. Bu da hükümetin politikalarını ciddiye almamamızı sağlıyor. Belli ki ajandaları yok; ceplerini doldurmaya yönelik politika izliyorlar.”
Ekonomik krizden oldukça yoğun bir şekilde etkilendiğini söyleyen Tuğberk, şöyle konuştu:
“Mevcut ekonomik koşullar ailemin şirketini batırdı. Ailem tekstil firması sahibiydi, artan ihracat-ithalat fiyatlarından dolayı kazanç sağlayamaz olduk ve iflas ettik. Alım gücüm doğduğumdan beri düşüyor. Ailem ben doğduğumda Nişantaşı'nda oturuyormuş şu ansa Şişli’nin izbe bir köşesindeyiz çünkü yüksek kiraları kaldıramıyoruz. Benim kültürel etkinliklere katılma şansım, ailemin bana istediklerimi verme şansı azalıyor. İktidar, doğduğumdan beri beni yoksullaştırıyor.”
Z kuşağının dikkat çekici özelliklerinin başında özgürlük düşkünlüğü yer alıyor.
Tuğberk de özgürlüğün önemli bir mesele olduğunu vurguluyor ve iktidarın yaşam tarzına müdahale ettiğini ifade ediyor:
“Okulda ne yaptığımıza, ne söylediğimize, ne okuduğumuza karışılıyor. Örneğin, okulumuzun adeti gereği yönetimden bağımsız kendi istediği oyunları çıkartabilen bir tiyatro grubumuz vardı. Yakın dönemde yeni müdür, müdür yardımcısı ve öğretmenler atandı. Atanan yeni idare, okul tiyatrosunu sansürledi. Sahneye koymak istediğimiz eleştirel oyun yasaklandı.
Okul dergisinin farklı bölümlerinde üç sene yazdım. İdare, uygun görmediği yazılarımı sansürledi. Gerekçe olarak da Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bu dergiyi yayınlatmayacağı gösteriliyor. Bu sansür hayatın her alanında var. 1 Mayıs’ta nerede toplanacağımızdan nereye gideceğimize kadar karışılıyor. Tabii bunun dışında gazeteci ve yazarların hapiste olduğu bir ülkede düşünceye sansür her an hissediliyor.”