26 Şubat-5 Mart 2018 Hak İhlalleri Raporu açıklandı

CHP Ankara Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Şenal Sarıhan haftalık hak ihlalleri raporunu basın ve kamuoyu ile paylaştı.

26 Şubat-5 Mart 2018 Hak İhlalleri Raporu açıklandı

Sarıhan'ın haftalık olarak açıkladığı raporda şu ifadeler yer aldı;

BM: TÜRKİYE’DE İŞKENCE ARTIYOR

OHAL sürecinde Türkiye’de yaşananlar ve işkence iddiaları BM gündemine girdi. BM İşkence Özel Raportörü Nils Melzer, Türkiye’de işkence iddialarının arttığını açıkladı. Melzer, gözaltında kaba dayak, elektrik şoku ve cinsel saldırı gibi işkence yöntemlerinin uygulandığını söyledi. Melzer, Türkiye’nin işkenceye karşı ciddi bir önlem almadığını savundu. Raportöre göre iddiaları araştıracak, failleri ortaya çıkaracak ve hesap soracak bir mekanizma oluşturulmazken, savcılar OHAL kapsamında gerçekleştirilen eylemler için cezasızlığı öngören KHK’leri gerekçe göstererek iddiaları incelemiyor veya takipsizlik veriyor.

NOBELLİ YAZARLARDAN ERDOĞAN’A MEKTUP

Türkiye’nin gidişatı konusunda endişesini dile getirenlerden bir diğeri ise Nobel ödüllü yazarlar oldu. Nobel ödülü sahibi 38 yazarın imzaladığı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hitaben yazılan açık mektupta ‘tutuklu yazarları serbest bırakıp hukukun üstünlüğüne geri dönene dek Türkiye’nin özgür dünyanın bir parçası olamayacağı’ belirtildi.

GÖZALTINDA İŞKENCE SONUCU ÖLEN GÖKHAN ÖĞRETMEN GÖREVİNE İADE EDİLDİ

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bir ihbar sonucu gözaltına alınan ve gördüğü işkence nedeniyle yaşamını kaybeden Gükhan Açıkkolu 1.5 yıl sonra göreve iade edildi. Gökhan öğretmen 13 gün gözaltında kaldı. Gözaltında işkenceyle öldürüldü iddia edildi, hainler mezarlığına gömülmek istendi. Diyanet, cenaze namazını kıldırmadı. Adli Tıp Kurumu raporunda Gökhan öğretmenin gördüğü işkence sonucu kalp krizi geçirdiği kaydedilmişti.

POLİSLERDEN “PALYAÇO” DAYAĞI

Çankırı’da uzun saçları nedeniyle polis tarafından 'Palyaçolar' diye lakap takılıp gözaltına alınan gençlerin darp edildiği ortaya çıktı. İzmir'de çalışan ve yılbaşı tatili nedeniyle memleketi Çankırı'ya giden Selim Akdoğan, arkadaşları ile şehir merkezinde gezdiği sırada polisler tarafından ‘'Palyaçolar gelin buraya, bu saçınız başınız ne lan' şeklinde hakarete maruz kaldıkları ardından gözaltına alınarak darp edildikleri öne sürüldü. Ters kelepçe ile gözaltına alınan gençler, Emniyette en az 10 polis tarafından küfürlerle dövüldüklerini belirtti.

HDP’Lİ İKİ VEKİLİN DAHA VEKİLLİĞİ DÜŞÜRÜLDÜ

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım ile Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan'ın haklarında kesinleşen cezalara ilişkin tezkereler okunarak vekillikleri düşürüldü.

HDP Grup Başkan Vekili Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım’ın vekilliği, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret suçunu işlediği iddiasıyla Muş 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 1 yıl 2 ay hapis cezası nedeniyle, İbrahim Ayhan’ın vekilliği "Örgüt propagandası" yaptığı gerekçesiyle verilen 1 yıl 3 ay hapis cezası nedeniyle düşürüldü.

59'DAN 50'YE DÜŞTÜ

Daha önce de HDP’den Tuğba Hezer Öztürk, Leyla Zana, Nursel Aydoğan Faysal Sarıyıldız, Ferhat Encü, Besime Konca ve Figen Yüksekdağ’ın vekillikleri düşürülmüştü.

1 Kasım 2015’teki genel seçimde HDP 59 sandalye kazanmıştı. Ayhan ve Yıldırım’ın milletvekilliklerinin düşürülmesinin ardından HDP’nin sandalye sayısı 50’ye düştü.

HDP’nin dokuz milletvekili de tutuklu bulunuyor. Tutuklu vekiller de dikkate alındığında 59 sandalyeyle Meclis’e giren HDP’nin bugün yasama faaliyetlerine katılabilecek 43 milletvekili bulunuyor.

AHMET ALTAN’A MÜEBBETİN ARDINDAN BEŞ YIL 11 AY DAHA HAPİS

Yazar Ahmet Altan, ‘terör örgütü propagandası’ ve ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlarından yargılandığı davada beş yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Altan, ‘FETÖ’nün medya yapılanması’ davasında da akademisyen Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak’la birlikte ‘anayasayı ihlal’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

“İNADINA BARIŞ’ DA SUÇ OLDU

Hopa’da Ankara Gar katliamını protesto eden 11 kişi hakkında 2 yıl sonra dava açılıp 10 yıla kadar hapis istendi. Parke taşlarına yazılan slogan suç sayıldı.

Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara’da 100 kişinin öldüğü Gar katliamını, ilçe merkezinde protesto eden 11 kişi hakkında 2 yıl sonra dava açtı. Haklarında 10 yıla kadar hapis istenen eylemciler, yoldaki parke taşlarına sprey boyayla “İnadına barış” yazdıkları için kamu malına zarar vermekle de suçlandı.

HEKİME OHAL ZULMÜ

Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra devlet hastanesinde kadro gösterilerek atama bekleyen yüzlerce hekim, “güvenlik soruşturması”na takıldı. Hekimler mesleklerini neden yapamadıklarının yanıtını da öğrenemedi. Soru önergeleri ve meslek örgütlerinin talebine rağmen atanmayan hekim sayısı açıklanmıyor.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte çıkarılan 676 sayılı KHK’de yer alan “Kamu Personeline İlişkin Bazı Düzenlemeler” başlığı altında “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” şartı, yüzlerce genç doktoru mağdur etti.

UYGULAMA ANAYASAYA AYKIRI

Oysa Sağlık Bakanlığı’nın güvenlik soruşturması yapma yetkisi yokken söz konusu uygulama Anayasa’nın 48. maddesinde düzenlenen herkesin dilediği alanda çalışma hak ve hürriyetine sahip olduğuna ilişkin maddeye ve aynı zamanda Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen temel hak ve özgürlüklerin ölçüsüz biçimde sınırlandırılamayacağına ilişkin kurala da aykırılık oluşturuyor.

“OHAL’DEN İSTİFADE” : ŞEKER ÖZELLEŞTİRMESİNE KARŞI KAMPANYAYA İZİN VERİLMEDİ

Türkiye Şeker Fabrikası AŞ’ye ait 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesine itiraz amacıyla başlatılan imza kampanyasına katılım 1 milyonu geçti. Ancak Ankara Valiliği, insanların yoğun olarak bulunduğu yerlerde imza masası kurma talebini reddetti. Şeker- İş Sendikası, özelleştirmenin iptali için pancar ekiminin yapıldığı 64 ilde başlayan imza kampanyasını, Ankara’da Kızılay merkez, Yüksel Caddesi, Ulus, Sıhhiye gibi yerlere konulacak masalarda sürdürmek istedi. Ancak Ankara Valiliği ‘OHAL’ gerekçesiyle sendikanın talebini kabul etmedi.

BERKİN ELVAN DURUŞMASINDA GELENEKSEL HAFIZA PROBLEMİ

İstanbul Okmeydanı'nda polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın 5'inci duruşması görüldü.

Polis Fatih Dalgalı'nın olası kastla öldürme suçlaması ile tutuksuz yargılandığı davada polisler tanık olarak dinlendi. 9 tanık polisten biri haricinde diğerleri izletilen görüntülerdeki kişileri çıkartamadıklarını ve olay gününe ilişkin hiçbir şey hatırlamadıklarını söylediler.

Duruşmada İstanbul Barosu'nun hak ihlallerini engellemek için hastanelerde görevlendirdiği avukatlar Kaan Kıvılcımer ve Onur Lengerli tanık olarak dinlendi. Kıvılcımer, olay günü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli olduğunu söyledi. Sabah 07.00'de Berkin Elvan'ın getirildiğini belirten Kıvılcımer, şuurunun yerinde olmadığını, tepki vermediğini ifade etti. Şuurunun açılması için Berkin Elvan'ın ellerini tuttuğunu söyleyen Kıvılcımer, “Hastanede ceplerinden patlayıcı çıktığı söylemleri yayıldı. Yanındaydık, öyle bir şey yoktu üstünde. Hastane polisine patlayıcı veya diğer şeyler neyse görmek istediğimizi söyledik. Göstermedi” dedi

BARIŞ AKADEMİSYENLERİ YİNE HAKİM KARŞISINDAYDI

İstanbul Üniversitesinden 3 barış imzacısı akademisyenin duruşması görüldü. Akademisyenlerin duruşmaya zorla getirilmesine karar verildi. 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki iddianamenin, tutanakların ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301 konusunda Adalet Bakanlığına yazılan yazı ve gelen cevabın istenmesine karar verdi. Birleştirme ve derhal beraat talepleri reddedildi.

KHK PROTESTOSUNA SALDIRI VE GÖZALTI

KHK’lere karşı Yüksel Caddesi’nde eylem yapan kamu çalışanları gözaltına alındı. Gözaltı işlemi yaplırken eyleme destek verenler saldırıya uğradı. Eylemlerinde 480 günü geride bırakan “Yüksel eylemcileri”nin polis tarafından gözaltına alındığı sırada bir grubun da saldırısına uğradı. Saldırganlar gözaltına alınmazken olay yerinden uzaklaştılar.

8 MART GÖZALTILARI

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü dolayısıyla pek çok yerde eylem ve etkinlikler düzenlendi. Ankara ve Çorlu'da düzenlenmek isteyen eylemlere polis sert bir şekilde “müdahale” ederken, onlarca kadın darbedilerek gözaltına alındı.

TRT’DEN 12 EYLÜL DÖNEMİ YASAKLARI

TRT’den darbe yıllarını anımsatan yasaklama. Onur Akın, Sıla, Nükhet Duru, Nazan Öncel gibi sanatçıların seslendirdiği 208 şarkı yasaklandı.

Sayıştay raporuna yansıyan tespitleri TRT KİT Alt Komisyonuna taşıyan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, yasaklanan program ve şarkıları sordu. TRT Yönetimi tarafından KİT Komisyonu üyelerine verilen yanıtta “Akıl Çıkmazı”, “Dört Duvar Özgürlük” isimli programların ve 142 Türkçe, 66 Kürtçe şarkı sözünün yasaklandığı ifade edildi.

ŞUBAT AYINDA GAZETECİLERE 23 YIL 18 AY HAPİS

Basın kuruluşlarına ve gazetecilere yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalar Şubat ayında da devam etti. Gazete Karınca'dan Hasan Özhan Dural'ın medyaya yansıyan haberlerden derlediği çeteleye göre, Şubat ayında en az 15 gazeteci gözaltına alındı 3 basın çalışanı tutuklandı.

Şubat ayında basına yönelik baskının boyutunu en net gösteren ise gazetecilere verilen hapis cezaları oldu. Gazeteciler Ahmet ve Mehmet Altan ile Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6 isme 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Yine aralarında Ahmet Altan’ın da olduğu 6 gazeteci toplam 23 yıl 18 ay hapis cezasına çarptırıldı.

171 GAZETECİ HALA TUTUKLU

Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ), şubat ayı raporunu açıkladı. Raporda, halen 171 gazeteci tutuklu olduğunun altı çizildi.

OHAL’DE CEZAEVLERİ: 1154 HASTA TUTUKLU VAR, 20 BİN TUTUKLU YERDE YATIYOR

İHD, cezaevlerinde 402'si ağır bin 154 hasta tutuklu olduğunu, 20 bin tutuklunun ise yerde yattığını açıkladı

Adalet Bakanlığı’nın 2 Kasım 2017'de verdiği bilgilere göre cezaevlerinde toplam 228 bin 993 tutuklu/hükümlü olduğunu kaydedilirken , AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında ise tutuklu/hükümlü sayısının 59 bin 429 olduğunu hatırlattı. Türkiye'de toplam 386 cezaevinin olduğunu ve kapasitesinin 208 bin 830 olduğu belirtilen raporda , Adalet Bakanlığı verilerine göre 20 bin tutuklunun yerlerde yattığını söyledi.

“BENİM BAŞÖRTÜLÜ BACIM “A NELER YAPILIYOR!

Mazlum-Der Adana Şubesi’nin hazırladığı raporu göre FETÖ şüphelisi olarak gözaltına alınan kadınlar, nezarethanelerde ‘başörtülerinin çıkartıldığını, sadece namaz kılmak istediklerinde veya avukatlarıyla görüştüklerinde takabildiklerini’ söylediler.

BAŞÖRTÜSÜ ‘AYAKKABI BAĞI’ GİBİ DEĞERLENDİRİLİYOR

Raporda kadınlara neden başörtülerinin verilmediğinin gerekçesi ise “Kendilerinin görevleri gereği yasal prosedürlere uyarak gözaltı gerçekleştirdiklerini, nezarethanede de kişilerin güvenliğini korumakla mükellef olduklarını, bundan dolayı ayakkabı bağı, kemer gibi kişinin kendisine veya başkasına veya başkasının kişiye zarar verebileceği giysileri çıkarttıkları gibi başörtüsünü de aynı gerekçe ile çıkarttırdıklarını söyledi.” İfadeleriyle yer aldı.

AKP’nin kutuplaştırma siyasetinde önemli bir enstrüman olan başörtüsü için dönemin başbakanı Erdoğan, Gezi olayları sırasında Kabataş’ta başörtülü bir kadına saldırdıkları iddiası üzerine “benim başörtülü bacılarıma saldırdılar” ifadelerini kullanmışlardı.

KADIN CİNAYETLERİ

Şubat ayında sadece 28 günde 47 kadın erkekler tarafından öldürüldü.

İŞ CİNAYETLERİ ŞUBAT AYINDA 123 İŞÇİNİN CANINI ALDI

1 hafta içerisinde 13 emekçi hayatını kaybetti. İSİG raporuna göre ise Şubat ayı boyunca ise en az 123 işçi yaşamını yitirdi. Ölenlerin ise sadece yüzde 4’ünün sendikalı olduğu açıklandı.

KAÇAK MADENDE İKİ İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ

Zonguldak’ın Kozlu ilçesindeki kaçak maden ocağında karbondioksit gazı sızıntısı nedeniyle iki işçi yaşamını yitirdi.

AYDINLARDAN ERDOĞAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Aralarında Hasan Cemal, Ferhat Tunç, Oya Baydar, Gencay Gürsoy, Taner Akçam ve Nesteren Davutoğlu'nun da bulunduğu aydınlar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Afrin'e yönelik düzenlediği Zeytin Dalı harekâtına karşı açıklamaları nedeniyle kendilerine "Hain" diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu.

Afrin harekatına ilişkin, aydınlar savaşın vahim sonuçlarını hatırlatarak sorunların barış içinde çözülmesi gerektiğine vurgu yaptıkları mektubu milletvekillerine göndermişti.

Etiketler
Ankara İnsan hakları Milletvekili TBMM