Amirallere adeta savaş açtılar: Süleyman Soylu aynı davalarda hukuku 13 kez ayaklar altına aldı
“Biz yapalım hukuk arkamızdan gelsin” diyen Süleyman Soylu’nun başında olduğu İçişleri Bakanlığı’na bağlı kurumlar, emekli amirallerin korumaları hakkındaki kararlarını yok saydı. Soylu'ya bağlı birimler aynı davalarda 13 kez hukuku ayaklar altına aldı.
GERÇEK GÜNDEM - FURKAN KARABAY
AKP’nin 20 yıllık iktidar sürecinde çok sayıda insan hakları ihlaline, hukuk garabetlerine ve siyasi davalara imza atıldı. Son 20 yılda sahte deliller, gizli tanıklar, yalan beyanlarla yüzlerce isim hapis yatarken, hak ihlallerine her gün yenileri ekleniyor.
Fethullahçıların yargıyı sopa olarak kullandığı yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarına, sahte dokümanlar, gizli tanıklarla davalar açıldı, kumpaslar sonucu yüzlerce kişi hapis yattı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullahçılardan boşalan koltuklara iktidara yakın isimler getirilirken, kumpas davalara, insan hakları ihlallerine ve hukuka aykırı işlemlere aynı şekilde devam edildi.
HUKUK AYAKLAR ALTINA ALINMAYA DEVAM EDİLİYOR
Bu davalar arasında; kumpasa uğrayan TSK mensuplarına siper olanlardan emekli Oramiral Eşref Uğur Yiğit’in ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanları emekli Oramiraller Bülent Bostanoğlu’nun korumalarının defalarca ellerinden alınması vardı.
Yiğit ve Bostanoğlu, “Cemaat evindeki amiral”, “Montrö’nün tartışmaya açılması”, “Atatürk ilke ve devrimleri” konularında 4 Nisan’da yapılan açıklamada ismi bulunan emekli oramirallerdi.
“Biz yapalım hukuk arkamızdan gelsin” diyen Süleyman Soylu’nun başında olduğu İçişleri Bakanlığı’na bağlı kurumlar, emekli amirallerin korumaları hakkındaki mahkeme kararlarını yok saymaya devam etti. Emekli amiraller Yiğit hakkında mahkemenin özel koruma kararı 6’ıncı kez İçişleri Bakanlığı’na Merkez Koruma Komisyonu tarafından uygulanmadı. İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen, 3 Ekim’de Yiğit’e gönderdiği yazı ile korumasının elinden alındığını bildirdi.
Bostanoğlu için de mahkemenin verdiği özel koruma kararı da 7’nci kez uygulanmadı ve İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen tarafından, hukuksuzluğun belgesi iletildi.
DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLARININ KORUMALARI TEK TEK ALINMIŞTI
Emekli askerlerin yaptığı açıklamadan sonra, emekli Oramiral Eşref Uğur Yiğit’in ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanları emekli Oramiraller Bülent Bostanoğlu, Murat Bilgel’in özel korumaları İçişleri Bakanlığı tarafından alınmıştı.
Eşref Uğur Yiğit, özel koruma tedbirinin tekrar uygulanması için Merkez Koruma Komisyonu’nun kararının iptali amacıyla mahkemeye başvurmuştu. Ancak Merkez Koruma Komisyonu, 5 ayrı idare mahkemesi tarafından verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen özel koruma tedbirini uygulamamıştı.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Merkez Koruma Komisyonu, benzer hukuksuz işlemleri emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu için de uygulamıştı.
Canlı yayında, 15 Temmuz Fethullahçı darbe girişimine karşı açıklama yapan ilk komutan olan Bostanoğlu hakkında 6 kez verilen mahkeme kararları yerine getirilmemişti.
“BİR TEĞMEN KOMUTANLARI İÇİN ANCAK CANINI FEDA EDER”
Adeta savaş açılan ve mahkeme kararlarına rağmen korumaları defalarca ellerinden alınan komutanlar, geçmişte Fethullahçı kumpaslarla da karşı karşıya kalmışlardı.
Balyoz, Kafes, Poyrazköy, Askeri Casusluk gibi kumpas davaların yaşandığı dönemde, Orgeneral Işık Koşaner’in ardından dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit emekliliğini istemişti.
Emrinde olan askerlerin kumpaslarla tutuklanmasının ardından emekliliğini isteyen Yiğit, veda mesajında, “Komutanınız olarak, Atatürk ilke ve devrimlerinin rehberliğinde, cumhuriyetin temel değerlerine, bugüne kadar olduğu gibi sahip çıkarak, emir komuta yapısı içinde daima birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu ile birbirinize kenetlenmenizi, Bahriyemiz’in bu zorlukların üstesinden gelip, daha da güçleneceğine olan güvenle; var gücünüzle çalışmanızı, son bir kez emrediyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Kumpas davalarda yargılanan ve yaşamına son veren Yarbay Ali Tatar’ın da aralarında olduğu kişilerin kendisine suikast düzenleyeceği iddiası üzerine tanık olarak dinlenen Eşref Uğur Yiğit, “Bir teğmen komutanları için ancak canını feda eder” demişti.
Geçmişte kumpaslarda yargılanan TSK mensuplarına siper olan emekli Oramiral Eşref Uğur Yiğit, özel korumasının kaldırılmasının ardından ikamet ettiği Fenerbahçe Orduevi’nden çıkarılmıştı. Annesinin yanına yerleşen Yiğit, İçişleri Bakanlığı’na korumalarının alınması kararının iptal edilmesi için defalarca dava açmıştı. Ancak bakanlık her seferinde mahkeme kararını yok saymıştı.
MSB DE HUKUKU YOK SAYMIŞTI, AYM’Yİ TANIMAMIŞTI
Öte yandan 15 Temmuz Darbe girişimi sırasında Fethullahçıların ölüm listesinde olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Serdar Dülger hakkında da benzer bir süreç yaşanmıştı.
Milli Savunma Bakanlığı’nın bu işlemi yapma sebebi ise TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nde yer alan maddelerdi. O maddelerde, TSK mensupları ve emeklilerin, “siyasi konuşma, bölücülük, sarkıntılık, söz atma, propaganda yapma, TSK aleyhinde faaliyette bulunmama” gibi ifadeler yer alıyordu.
Ancak MSB, söz konusu idari işlemi Dülger’e bildirmedi ve savunmasını dahi almadan yasak kararı verdi. Dülger, sosyal tesislere alınmamasının sebebini ise CİMER’e yaptığı başvuru sonucunda öğrenmişti.
Hukuksuz işlem sonrası mahkemeye başvuran Dülger, savunmasının alınmadığını, işlemin kendisine bildirilmediğini belirterek, kararın iptalini talep etmişti. Ankara 11. İdare Mahkemesi de Dülger’i haklı buldu ve MSB’nin yasağını iptal etmişti.
MSB ise iptal kararı üzerine konuyu bir üst mahkemeye taşımıştı. Ankara 11. İdare Mahkemesi, Dülger hakkındaki yasağın hukuksuz olduğuna karar vermesine rağmen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi dikkat çeken bir hükme imza atmıştı. Anayasa Mahkemesi’nin, Genelkurmay Başkanı’na yönelik sözleri nedeniyle sosyal tesislere girişi yasaklanan TSK mensubu için “ifade özgürlüğü ihlali” kararı vermesine rağmen İstinaf Mahkemesi, Bakanlığı koruyan bir hüküm vermişti. Hakim Cengiz Aydemir başkanlığındaki heyet, Dülger’e söz konusu işlemin bildirilmesi ve savunmasının alınmasının gerekmediğini ifade etti. Kararda, MSB’nin hukuksuz işlemi AYM hükmüne rağmen “haklı” bulunmuştu.
İçişleri Bakanlığı mahkemeyi tanımadı: Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı’nı korumasız bıraktılar