Özgür Özel: Bu iş Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaktır
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İş Bankası tartışmalarına ilişkin, "Yapılan iş Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaktır" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel, AKP'nin içtüzük değişikliklerini tartıştırarak iktidarının meşruiyetini bir kez daha tartışmaya açtığını ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İktidar partisi önerdiği içtüzük değişiklikleriyle 16 Nisan referandumunda söylediklerinin tersine şeyler istiyor, bu kendileri açısından meşruiyet tartışması yaratmaktadır. Siz 'başkanlık sistemi, katı kuvvetler ayrılığı, bakan yeminden sonra Meclis'e uğramayacak' dediniz. Bugün getirilen sistem, oy alınan yüzde 51'lik sistem değildir. Hibrit, karma bir sistem getirmeye çalışmaktadırlar. MYK'mızın konuya koyduğu teşhis şudur: 24 Haziranda her yönüyle uygulamaya geçen, bizim tek adam rejimi dediğimiz onların Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi dedikleri sistem, uygulandığı günden itibaren ekonomi ve dış politikada büyük savrulmalar, türbülanslar yaşatmaktadır. Meclis açılacak ve kendi sistemleri, yapmak istedikleri değişiklik ile Türkiye'nin önüne koydukları sistemin, rejimi tüm yönleriyle olduğu gibi yasama yönüyle de sakatladığının itirafıdır. Hibrit sistemle, 'biz yetkileri alalım, her şeyi yapalım, sakatladığımız yerlere de içtüzük üzerinden bazı düzenlemeler yapalım' Bunu kabul etmiyoruz. İçtüzüğün 37. maddesi neden değişir ? 1 Ekim'den sonra salı günü, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili düzenleme gelecek. AKP dışındaki 4 partiden birinin emeklilikte yaşa takılanlar teklifi gelecek. Bu madde değişirse, emeklilikte yaşa takılanların ümidi rafa kalkar. Kamu yararına gelecek her teklifin önü saray eliyle kesilmeye çalışılmaktadır. AK Parti, Meclise, milli iradeye ve parlamenter sisteme kast etmiş ve bir sakat doğum gerçekleştirerek, onun üzerinden bir yaklaşımda bulunuyor. Eğer bu içtüzük değişiklikleri istedikleri gibi olursa Meclis şuna dönecektir: Yok demesinler Meclisi, orada da bir Meclis varmış gibi yapma Meclisi. 600 vatan evladının kendi aralarında yasamacılık oynadığı bir Meclis."
'3 MİLYARLIK HEDİYE Mİ OLUR?'
Özgür Özel, Katar Şeyhi tarafından hediye edilen uçağa ilişkin şunları söyledi: "Vatandaşa 'Kemer sıkın. Bu milli seferberlik' derken Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir şey itiraf etti ve ‘Katar bu uçağı satıyordu. 500 civarındaydı. Uçakla biz de ilgilendik’ dedi. Eğer satın alınsaydı bu durum bir rezaletti. Ama Katar Şeyhi hediye etmiş, bu hediyeyi kabul etmek de bir felakettir. Erdoğan'a, milletin vicdanına soruyoruz. 'Borç alan emir alır' diyordun. Geri vermemek üzere 3 milyarlık hibe alan ne alır? Emirden daha öte neler alır? Bunun karşısında neyi verdin, neyi vereceksin? Katar'da askeri üs kurup da Mehmetçik'i yollamak, Mehmetçik'in canını ortaya koymak bu hesabın içinde midir? Borç alan emir alırsa, 3 milyarlık hibe alan ne almıştır, karşılığında ne vermiştir? Varlık Fonu'nun önemli bir kısmını Katarlılara verileceğinin söylentilerinin bu işlerde payı var mı? Bayram değil seyran değil Katar Şeyhi bize 3 milyarı neden verdi? 3 milyarlık hediye mi olur?"
'İŞ BANKASI'NI TARTIŞMAYA AÇMAK FETÖ'CÜ BİR AKIL'
Özgür Özel , İş Bankası tartışmalarını anımsatarak şu ifadeleri kullandı: "İş Bankası'nı tartışmaya açmak FETÖ'cü bir akıl, Kenan Evren'den miras ve Fetullah Gülen'in uzmanlık alanı. Ajandanızın olduğunu biliyoruz, o ajandanın bir yerinde İş Bankası olduğunu biliyoruz, o ajandanın Fetullahçılardan kaldığını da biliyoruz. Yapılan iş Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaktır. Aparsanız da köpürseniz de ortanızdan çatlasanız da Atatürk, 'İki büyük eserim var. Biri Türkiye Cumhuriyeti, diğer CHP.' demiş. Bize para pul bırakmamış ama itibar bırakmış. 'Türkiye'nin ilk ve en büyük bankasının yönetiminde benim şahsi hisselerim var, temsilini CHP'ye bırakıyorum' demiş. Biz bu itibarlı görevi, itibarlı şekilde yapıyoruz. Bir kuruş para almayız, paralar da vasiyete uygun olarak Türk Dil ve Türk Tarih kurumlarına gidiyor. "
TERÖR ÖRGÜTLERİNE JANDARMALIK GÖREVİ
Özgür Özel, Soçi zirvesine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Putin ağzıyla Türkiye Cumhuriyeti devletinin terör örgütleriyle masaya oturacağının itirafıdır. Bunu yutkunmadan, sıkılmadan dinleyen, o tercüme olduktan sonra gözleri büyümeyen herhalde bir tek Erdoğan vardır. Türkiye'nin terör örgütleriyle temasa zorlanması, ev ödevi olarak, 'sen bunları ikna edersin, bunlar çekilirler' demesi, kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Bu imkansız görevlileri, bu ağır sorumlulukları almaya iten tablonun öznesi, iktidarın cihatçıları koruma sevdasıdır. AK Parti'nin irili ufaklı cihatçı grupları, ideolojik nedenlerle koruması sevdasıdır. Putin, bu zafiyeti görmüştür. Putin maşayı tutmuştur ve üç tane eli kanlı, dünyanın en acımasız terör örgütüyle müzakere, mutabakat ve onların başına jandarmalık görevini de Türkiye'ye vermiştir. Bu görevi de Erdoğan'ın sırtına yüklemiştir."