Ensar Aytekin: Ayvalık'ta demir arama işin bahanesi
CHP Balıkesir Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Ensar Aytekin yazılı bir açıklama yaparak, geçtiğimiz gün Ayvalık’ta yaşanan ÇED toplantısı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Ayvalık Altınova’da denizde yapılmak istenen maden arama çalışmalarıyla ilgili esas amacın altın madeni olduğunu iddia eden CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin; Ayvalık’ta yaşanan olayların bir ÇED toplantısı tartışmasıyla sınırlı olmadığını, esas niyetlerinin denizden altın çıkarmak olduğunu belirtti.
CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’in açıklaması şöyle:
“Geçtiğimiz gün, Ayvalık Altınova’da bir ÇED toplantısı vardı. Genel Başkan Yardımcımız Gülizar Biçer Karaca ve Balıkesir Milletvekilimiz Fikret Şahin’le birlikte oradaydık. Doğasını korumak için direnen, bunu kendine görev bilen Ayvalıklılar ile bir arada bu ÇED toplantısına müdahale ettik. Ayvalıklılar ve Ayvalık severlerle birlikte bu toplantının yapılmasını doğaya yönelik bir katliam olarak gördüğümüz için müdahale ettik. Çevre Müdürü dahil olmak üzere gelen heyet, halkın tepkisinden dolayı burada toplantıyı yapamayacaklarına dair tutanak tutarken, maden arama şirketi yetkililerin toplantıyı düzenlemeleri için yaptığı baskıya şahit olduk. Ancak halkımızın ısrarlı kararları sonrası bu müdahale girişimi boşa çıkarıldı.
Altınova, Cenevizliler zamanında bir liman kenti olarak bilinir. Ayvalık’ın her yeri olduğu gibi Altınova’da tarihin içerisinden bize seslenen bir kenttir. Tarihteki ilk adı Ayazmend’dir. Yani Kutsal ve Şifa Kaynağı anlamına gelir. Şimdi birileri böylesi bir yerde denizin altında demir madeni aramaya çalışmaktadır. ÇED toplantısında vatandaşa ve milletvekillerine gösterilen tepki, bu aramanın yalnızca demir madeni için olmadığı iddialarını göstermiştir.”
BURADA ALTIN ARAYACAKLAR
CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, bu maden arama sürecinin işin bahanesi olduğunu, gerçek niyetlerinin deniz dibinden altın çıkarmak olduğunu ifade ederken önce dağları kel tepelere çevirdiler, sonra dereleri kuruttular, şimdi sıra denizlere geldi buna izin vermeyeceğiz, çünkü biz bu doğanın da vekilleriyiz, diyerek şöyle devam etti:
“Şirketle ilgili ufak bir araştırma yaptığımızda gördüğümüz şey bu şirketin yalnızca demir aramak için gelmediğidir. Canhıraş bir şekilde hele hele Ayvalık gibi bir yerde bu kadar inatlaşmak doğanın akışına aykırıdır. Belli ki demir arama işin sadece kılıfıdır. Zira denizden demir çıkarmanın maliyeti demir madeni rezerv alanlarından maden çıkarmaktan daha maliyetlidir. Ülkede bir çok demir madeni alanı varken inatla denizde demir arama niyeti temiz değildir. Burada aranan altındır. Bu sürecin içerisinde kim var kim yok herkes bilmelidir ki hepiniz gidersiniz, emekli olursunuz ama Ayvalık durur, Altınova durur. Üçbeş kuruş para kazanacağız diye, doğayı katletmek, katliama onay vermek vicdani sorumluluk taşır. Deniz yalnızca insanların girip yüzdüğü bir su kütlesi değildir. İçinde büyük yaşam alanları olan bir varlıktır. Denizin dibi balçık diyerek, kepçeyi vinç operatörünü gemiyi getirmek, en hafif tabiriyle aymazlıktır. Had bilmezliktir.
Kazdağlarını kel tepelere döndüren sömürgenlerin son durağı Ayvalık’ta denizi kurutmaya kalkmaktır. Buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu sorun yalnızca Ayvalık’ta yaşayanların sorunu da değil bir doğa sorunudur. Çevre hakkı sorunudur. Herkesin sağlıklı bir çevrede yaşaması anayasal bir haktır. Devlet bu hakkın korunması için tedbirler alır. Anayasada yazan bu ifadeler, Ayvalıklılar başta olmak üzere Ayvalık’a tatil için gelenleri, Ayvalık’ı kendinden bilenleri anayasal hakkı kullanmaya çağırmaktadır. Biz de o zaman bu hakkın kullanılması için çağrıyı yineliyoruz: Onlar yine gelecekler ve biz bu direnişi büyüteceğiz. O madeni burada aratmayacağız.