Erdoğan'dan Kaşıkçı cinayetiyle ilgili flaş açıklamalar

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan grup toplantısında konuştu.

Konuşmadan satır başları şöyle;

Bizim fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız başkadır. Biz bir adım attığımızda muhataplarımızın buna 3-5 adımla karşılık vermesi sevginin işaretidir.

-Bundan sonra zaten durmak yok bütün açılışlarımızı Mart sonuna kadar devam ettireceğiz.

Erdoğan: 'Herkes kendi yoluna'

KAŞIKÇI CİNAYETİ

Üç kişilik ekip İstanbul'a gelip otele yerleşiyor ve başkonsolosluğa yerleşiyor. Başka bir ekip Belgrad ormanlarında keşif yapıyor.

-Kaşıkçı cinayeti ile ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapmak istiyorum. Hafıza tazelemesi yapalım. KAşıkçı ilk olarak 28 Eylül Cuma günü 11:50'de Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğuna gidiyor. Bu ziyaret için bir Suudi yetkililere haber veriliyor.

Erdoğan: İstiklal Marşı dışında bir and tanımıyoruz!

2 Ekim'de üçüncü ekip İstanbul'da bir otele yerleşiyor. Toplam 15 kişiden oluşan bu ekip sabah 09:50 ile 11:00 arasında ayrı ayrı gelip konsoloslukta buluşuyor. Önce konsolosluktaki kamera sistemindeki hard disk sökülüyor. Bu arada Kaşıkçı 11:50'de aranıp randevusu teyit ediliyor.

Bahçeli: İttifak bitmiştir

Artık Viyana Sözleşmesi de büyük ihtimalle masaya yatırılacak. Emniyet ve İstihbarat Birimlerimiz hadiseyi derinlemesine araştırırken izin sorun çıkardı.

Akşam saat 17.50'de resmi makamlara nişanlısı tarafından konsoloslukta zorla alıkonulduğuna dair başvuru yapılıyor. İlgili birimler tahkikat başlatıyor. Bölgedeki kameraların incelenmesi sonucu Kaşıkçı'nın çıkmadığı kesinlik kazanıyor. Diplomatik dokunulmazlıkları olduğu için fiili bir işlem yapılamıyor. Emniyet ve istihabarat birimlerimiz hadiseyi araştırmayı başlarken, savcılığımız da soruşturma açıyor. Araştırma ve soruşturma derinleştikçe çok ilginç bilgiler çıkıyor.

Cinayetin olduğu günün arefesinde 15 Suudi güvenlikçi, adli tıpçının ülkemize geldiği görülüyor.

Kıyafeti gözlüğü sakalıyla Kaşıkçı'ya benzetilmeye çalışılan kişi gece yarısından sonra Riyad'a gitti.

Bu arada konsolosluk yetkilileri Reuters'ı elçiliğe çağırarak lakayıt bir şekilde konsolosluğu gezdiriyor.

Meselenin üzerindeki sis bulutu kalkmaya başladıkça, diğer ülkeler de harekete geçti. Biz de sessiz kalmayacağımızı ifade ettik. Bununla birlikte hiç kimseyi haksız yere zan altında bırakmamak için araştırmaların sonucu bekledik. Görüşmeler yürüttük.

Yönetim adına yapılan açıklamada Kaşıkçı'nın arbede sonucunda öldüğü söylendi. Bunun üzerine bir telefon görüşmesi daha yaptık, cinayete karıştığı bildirilen 18 kişinin tutuklandığını bildirdi. Ülkemize de verilen listedeki kişilerin olaya karıştıkları tespit edilen kişilerle aynı olduğu görüldü.

Herşeyden önce bu cinayet Suudi Arabistan konsolosluğunda işlenmiştir ama unutulmamalıdır ki bu bina Türkiye topraklarının sınırları içindedir. Ayrıca böyle vahşi bir cinayetin soruşturulmasına Viyana Sözleşmesi de engel olmaz.

Şu ana kadar ortaya çıkan bilgiler Cemal Kaşıkçı'nın vahşi bir cinayete kurban gittiğini göstermektedir. Aynı hassasiyeti konunun tüm taraflarından bekliyoruz. Suudi Arabistan yönetimi cinayeti kabul ederek önemli bir adım atmıştır. Bundan sonra kendilerinden meselenin tüm sorumlularını açığa çıkarmalarını ve hukuk önüne çıkarılmalarını bekliyoruz. Cinayetin anlık bir olay olmadığını planlı bir cinayet olduğu görülüyor.

Bu 15 kişi niçin İstanbul'da toplanmışlardır? Bu kişiler kimden emir almışlardır? Başkonsolosluk binası neden hemen değil de günler sonra incelemeye açılmıştır? Cinayet ortadayken niçin tutarsız açıklamalar yapılmaktadır? Öldürüldüğü kabul edilen bir kişinin niçin cesedi hala ortada yoktur? Kaşıkçı'nın cesedinin bir yerli işbirlikçiye verildiği açıklanmıştır. Şimdi soruyorum bu yerli işbirlikçi kimdir? Hiç kimse tüm bu sorular cevaplanmadan meselenin üzerinin kapatılacağını beklemesin.

Güvenlik kuvvetlerimizin elindeki bilgiler meselenin planlı olduğuna zaten işaret ediyor.

Ben burada bir çağrı yapıyorum. Olayın cerayen ettiği yer İstanbul'dur dolayısıyla bunun bu 18 tutuklunun yargılanması teklifimdir.