Akşener'den Erdoğan'a hodri meydan! Yiğitliğini göster bakalım

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle;

"Gün olur ölmeyi emredersin Mustafa Kemal gibi. Gün olur karda secde edersin. Gün olur şehrin ortasında kurşun yersin. Gün olur Sarıkamış’ta elin tetikte ölmeyi beklersin.21. yüzyılda askerimizin donarak şehit olması yüreklerimizi dağlıyor. YPG/PKK’lı teröristler Amerikan ve Suudi dolarlarıyla ısınırken. Uçaklarınız saraylarınız varken Mehmedimiz’i soğuktan koruyamıyorsanız yansın bizim davamız derim.

BİZİM KİTABIMIZDA HARAMLA GURUR YOKTUR

Dün rantiyecilerin ekibi şantiyede milletin evlatları da 1. Meclis’teydi. Bizim 3. Havalimanı gibi projelere itirazımız yok. Bu projeler hakkıyla yapıldığı takdirde destekliyoruz ama her aşa haram katma hastalığını yine açıkça görüyoruz. Bu inşaat benzerlerinden çok daha pahalıya yapıldı. İşin başında şartname değiştirildi. Teminatı milletin parası üzerinden devlet verdi. 3 yıllık ödemeyi de 25 sonraya ertelediler. Sonra da Cumhuriyetin gurur tablosu dediler. Bizim kitabımızda haramla gurur duymak yoktur.

OLUR DA BİR GÜN

"Geçtiğimiz günlerde EYT’de ilk turda vicdanı ile oy veren tüm vekillere teşekkür ediyorum. Ama ikinci turda yaşananlar ibretliktir. Bir fotoğraf vardı kararını değiştiren vekillerin mahcubiyeti yüzlerinden okunuyordu. Bunu vekillerimize yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Geçen de söylemiştim benden gelecek bir telefon ve vicdanınız arasında kalırsanız hiç tereddüt etmeden vicdanınızı seçin.

Milletimizin yararına bir öneri hangi partiden gelirse gelsin İYİ Parti destek verecek. Çünkü bizler kişisel kaprislerimiz için değil milletimiz için çalışacağız."

“TASARRUF YATIRIMDAN YAPILIYOR”

"Suçu başkalarına atsa da hepimiz biliyoruz ki suçlu kendileri. Önce dış güçler dedi sonra inkar etti. Dün Anıtkabir’de suçu yine dış güçlere attı. Kasayı boşalttı, yedek depoyu bile boşalttı.

Millet elektrik, doğalgaz parasını düşünüyor. Cep yanıyor, cüzdan yanıyor ne yapacaksın sen onu söyle. Karakoç’un da dediği gibi ‘Yoktan da vardan da öte bir var vardır.’ Erdoğan gizlemeye çalışsa da tablo ortada. Satışlar durdu, konkordatolar patladı. Şirketler işçi çıkararak ayakta durmaya çalışıyor. Çiftçinin mahsulü para etmiyor, maaşlar eridi gitti.

İktidar tasarrufa gideceğini açıkladı. Bütçeye bakıldığında en büyük tasarruf yatırımdan yapılıyor. Saraya harcayalım yatırımdan tasarruf yapalım. Sanılıyor ki devlet kemer sıkacak vatandaş harcamaya devam edecek kriz hafif sıyrıklarla atlatılacak. Ama durum hiç de öyle değil. Biz üzerimize düşeni yapıp uyarmış olalım günahı McKinsey’e kulak verenlerin boynuna olsun."

“ELİMİZDEKİ 2’YE 2 DAHA KATIP MİLLETİMİZE SUNACAĞIZ”

"Ekonomi Saraydaki bir oyuncak değildir. Herkes cebine gireni biliyor. Sen sarayda günde 2 trilyon harcarken vatandaşa “tasarruf yap” diyemezsin. Bir gün semt pazarına git, yüzünü kapatarak yere düşen meyveyi sebzeyi seçmeye çalışan anneyi gör.

Rant ofisine dönüşen belediyeleri ellerinden aldığımızda milletimiz görecek. Bunlar 2 aldığının birini cebine atıyorsa biz elimizdeki 2’ye 2 daha katıp milletimize sunacağız. Biz belediyeleri aldığımızda diyecekler ki “keşke iktidarda da İYİ Parti olsa.”

Şatafatın, saltanatın adını itibar koydular. Sokaklar kan ağlıyorken siz gülüyorsanız itibar yapamazsınız. İtibarın adı belli talimatla papazı, petro dolarlar için Suudi katillerin ellerini kollarını sallayarak gitmesine izin vermeyecektiniz. Kaşıkçı cinayeti bizzat Suudi yönetimin talimatıyla yapılmıştır. Bu cinayet için Türkiye bilerek seçilmiştir. Çünkü biliyorlar ki bu iş başka ülkede olsa hemen yakalar, konuştururlar. Bunlar sana hakaret ediyor anlamıyor musun?"

ÇİFTÇİYLE RESMEN DALGA GEÇİYOR

Aziz milletim; Bu hatalar hep senin cebine yansıyor. Sadece fındık üreticisi mi? Hayır. Hasat sezonunda, buğdayı bin liraya aldılar. Buğdayın dünya fiyatıysa, binbeşyüz liraya ulaştı.
Devlet, çiftçinin mahsulünü, resmen bedavaya kapattı. Toprak Mahsülleri Ofisi, bu yolla, çok büyük kar elde etti. Peki, bu kardan, çiftçimiz faydalanabildi mi? Tabii ki hayır. Onun yerine, Tarım Bakanı, eksik olmasın, lütfettiler, ve çiftçimize iki jest yaptılar. Birincisi, gelecek sene prim desteğini, kilo başına 5 kuruştan 10 kuruşa çıkardılar. Sormak isterim; Sen çiftçinin malını, 50 kuruş ucuza kapat, sonra “Seneye 5 kuruş fazla vericem” de.. Adalet mi bu? Sayın Bakan bir de dedi ki; Çiftçinin gübre desteğini, dönüm başına, 4 liradan, 8 liraya çıkardık. Bunlar resmen çiftçiyle dalga geçiyor.

Sayın Bakan, iki katına çıkardım diye övündüğünüz gübre desteği, 2015 yılında zaten, 6 lira 60 kuruştu. Onu, mazot desteğiyle birleştirdiniz. Sonra, tekrar ayırıp, 4 liraya düşürdünüz. Şimdi de, 2 katına çıkardık diyorsunuz. İnsaf edin. İnsanda biraz utanma olur. Sorun bakalım çiftçiye, verdiğiniz destek, gübre masrafının ne kadarını karşılıyor? Kimse kimseyi kandırmasın. Çiftçinin hakkını, çiftçiye verin. Çiftçiye desteği şimdi verin ki, gelecek yıl hasat artsın. Televizyon kameralarını kapatmakta mahir olan, Soru sordu diye gazetecileri dışarı çıkarmakta mahir olan danışmanlarınıza söyleyin, biraz da, millet için kafa yorsunlar.

BÜTÇE TARIMI ÖLDÜRMEK İÇİN HAZIRLANMIŞ

Biz tarım diyoruz, üretim diyoruz, çiftçimiz diyoruz ama; 2019 bütçesi de, adeta tarımı öldürmek üzere hazırlanmış! Anayasamıza, ve Tarım Kanununa göre, zaten tarıma, Milli Gelirin yüzde 1’i oranında, destek vermek zorundasınız. Geçen yıl, 14 buçuk milyar lira destek verdiniz. Oysa, kanuna göre, 31 milyar lira vermeniz gerekiyordu. Yani çiftçiye vermeniz gereken desteğin, yüzde 40’ını veriyorsunuz. Çiftçiye gitmesi gereken desteğin %60’ını da, yandaş müteahhitlerinize aktarıyorsunuz. Yeni yılın bütçesinde daha fazla kısıyolar. 16 milyar liraya çıkardık diyorlar ama, yeni dönem için, kanunen, 44 milyar lira vermeleri gerekiyor. 28 milyar lira kısıp, üstüne de, artırdık diye hava atabilen tek iktidar, bunlarınki.

Ekonomi, saraydaki bir oyuncak değil. Bu gerçeği görmeden de, bu darboğazdan çıkmamız, mümkün değil. Buradan uyarıyorum; Milletin canı burnunda. Herkes, cebine gireni-çıkanı biliyor. Herkes, ne olup bittiğinin farkında. Lüks içinde, şatafatla yaşıyosun.. İsrafta sınır tanımıyosun.. Sonra da karşımıza geçip, 'sabredin' diyosun. Sen, 3 katrilyonluk uçakla gezerken, bize, 'sabredin' diyemezsin. Sen, sarayda günde 2 trilyon lira yerken, bize, 'sabır' diyemezsin. Bir gün tebdil-i kıyafet, bir pazara git. Tezgahların başında neler konuşuluyor, bir dinle. Halk Ekmek kuyruğuna gir. Esnafı gez. Dolmuşa bin, konuşulanları dinle. Bir gününü bu işe ayır da, milletin halini gör. Bakalım, ondan sonra da 'Kriz yok, Şahlanıyoruz' diyebilecek misin? Bakalım o zaman da, 'Bu emekliler, niye çift dikiş yapıyor' diye, dalga geçebilecek misin?

“ŞEHİT FIRAT ÇAKIROĞLU İLE KATİLİNİ BİR TUTAMAZSIN, TUTTURMAYIZ”

"Çalışana zam yapalım diyoruz ‘yük olur’ diyor. Vatandaşa enflasyon desteği diyoruz ‘yük olur’ diyor. EYT teklifi veriyoruz ‘yük olur’ diyor. Devletin de milletin de sırtındaki en ağır yük sensin, sizsiniz. Sıkışınca ‘Milliyiz’ derler ama bunların derdi Türk’ledir. Andımız meselesi de budur. İki üç yıl millilik pozu verip atı alıp üsküdarı geçtiler. Sonra da çıkıp Türkçülükle PKK aynıdır dediler. Dilleri öyle şişmiş ki borazan medya bir haftadır Türkçülüğe kin kusuyor. Aziz milletim bu günleri unutma.

Milliyetçiliği PKK ile bir tutmak ihanettir. Sınırları zorlama haddini aşma. Fırat Çakıroğlu ile onun katilini bir tutamazsın tutturmayız. Ama el hak sözlerinde katıldığım bir nokta var. Dedi ki “Ben milliyetçi değilim” biliyorduk zaten doğru söz ne denir? Biz senin cemaziyel evvelini de biliriz. Sen devleti topyekun FETÖ’ye teslim ettin. Bu milet FETÖ’ye teslim ettiğin devleti sokaktan topladı. Sen PKK ile masaya oturdun aziz şehitlerimiz bu devleti hendeklerden çıkardı getirdi."

"Onun dili dönmüyor diye “Türk’üm” demekten vazgeçmeyeceğiz. Onların hesabı başka diye biz bu vatanın Türkiye Cumhuriyeti olduğunu haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz. Mısır’dan dört parmak ithal etti. Rabia diyemiyorum çünkü o İsrail’de o Rabia’yı masaya bırakıp geldi."