Aziz Kocaoğlu'ndan 'gettolaşma' uyarısı
İZMİR'de, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü etkinlikleri kapsamındaki 'Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu'nun 42'ncisi, Şehir Plancıları Odası tarafından bu yıl Tarihi Havagazı Fabrikası'nda düzenlendi.
'Göç-mekan-siyaset' ana teması ile düzenlenen toplantıda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, artan göç olaylarına dikkat çekerek, önlem alınmaması halinde gettolaşmanın olacağını söyledi.
Şehir Plancıları Odası tarafından 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü kapsamında düzenlenen 'akademik toplantı' kolokyumda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Aziz Kocaoğlu, tarım ve hayvancılığa gerekli önemin verilmediğini söyledi. Kocaoğlu, "1950'li yıllarda tarım, hayvancılık tu kaka ilan edildi. Sanayi, kalkınma deyip, tarım ve hayvancılığı, sanayiyi geliştireceğiz diye öteledik. Tarımla uğraşan insanlar yatağını, yorganını alıp kente geldi. Bu siyasi süreç dayatmadır. Bu süreç böyle başladı. Sanayileşme devam edecekti. Ama şehirleşmeyi destekleyecek kaynak üretmeye, katma değer yaratmasına tarımla devam edecekti. Sonra gecekondulaşma oldu. Avrupa'nın 250 yılda gerçekleştirdiği sanayileşmeyi biz 40 senede halletmeye baktık" dedi.
Yaşanan göçler nedeniyle kentlerde birçok sorun yaşandığını vurgulayan Kocaoğlu, gettolaşma uyarısında bulunarak şunları söyledi:
"Hiçbir şehrimizde 'şunların semti' gibi yaklaşımlar olmadı. Anadolu'da hamur olmuş aynı kültürden insanlar geldiler. Şimdi Suriye'den, Afrika'dan, Afganistan'dan insanlar geliyor. Esas itibarıyla da Türkiye'de kalmak istemiyorlar. Gidemeyenler burada kalıyor. Denizlerde yaşadığımız faciaları hepimiz biliyoruz. Acilen çözüm üretilmezse bizim ülkemizde özellikle Suriyeli ve diğer göçmenlerin yaşadıkları yerlerde gettolaşma olacaktır. Bu kaçınılmazdır. Bu, büyük kentlerimizi tehdit eden önemli bir olaydır."
'ARTIK AÇTIĞIMIZ DAVALARI KAZANAMIYORUZ'
İzmir'de yasaya aykırı uygulamalar için dava açtıklarını, ancak özellikle 2011 yılından sonra açtıkları davaları kazanamadıklarını ifade eden Kocaoğlu, "Biz niye dava açıyoruz? Kazanma umudumuz yok. İzmir Büyükşehir Belediyesi Planlama Birimi Başkanı bu planlamaya karşı diye tarihe not düşmek için dava açıyoruz. Dava kazanma şansımız giderek sıfırlanıyor. İzmir için öngördüğüm planlama kentsel dönüşümdür. Bu politikasıyla İzmir'in 2050 yılına kadar bir karış arsa üretmeden kentsel dönüşümden gelecek konut artışıyla beraber doğacak talebi karşılayacak rezervi vardır. Kentsel dönüşüm, bina yıkıp yapmak değil. Rantsal dönüşüm değil" diye konuştu.
'TOPRAĞINI İŞLEMESİN DİYE PARA VERİLİYOR'
Türkiye'de siyasetin tam bir açmaz içerisinde olduğunu öne süren Aziz Kocaoğlu, kendisine kim kızarsa kızsın, gerçekleri konuşacağını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Neoliberal denilen sistem; ütmek, ütülmek üzerine konumlanmıştır. Ben X gelişmiş devletim, ihracat, ithalat üretiyorum. Benim param var. Üretmediğim için para veriliyor diye bir sistem olur mu? Bugün Türkiye'de toprağını kullanmayan adama para veriliyor. Böyle bir teşvik olur mu? Üretmeme teşviki. Ne yapıyorlar? Para satıyorlar, para kazanıyorlar. Mal satıyorlar, daha zenginleşiyorlar. Bu sistem bize uygun sistem değil. Bunun reklamını yapan ekonomistler doğru yapmıyorlar. 2000 yılında Türkiye'nin dış borcu 35 ila 45 milyar dolar civarındaydı, bugün 475 milyar dolar. Ne oldu? 'Biz finans krizine girdik' deniyor. Biz finans krizine girmiyoruz. Buz dağının görünen yüzü. Biz aslında üretememe krizine giriyoruz. Bizim krizimiz üretememe. Bu acı reçeteyi ölümüne tasarruf, kaynak yaratma ve üretme üzerine yok edebiliriz. Böyle yürümekten başka çaremiz yoktur."
İMAR BARIŞI'NA DEĞİNDİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İmar Barışı'na dair de görüşlerini paylaştı. Kocaoğlu, "Başkan olmak için çıkartılan imar affının doğru bir şey olmadığı konusuna girmeyeceğim. İmar düzenlemesini nasıl altüst ettiğini konuşmayacağım. Ne zamandır imar rüşvetini ne zaman verecekler diye düşünüyordum. Seçim bununla kazanılmıştır. Daha büyük problem var. Bu yerel seçimlerde muhalefet, iktidara çok ciddi geri adım attıracak, 'Ben ne yapıyorum, koltuk altımdan kayıyor' dedirtecek bir başarı elde etmediği zaman, 4,5 yıl sonraki başkanlık seçimini hayal bile edemiyorum. Birlik olacağız. Birbirimizin hatasına bakmayacağız. Bu cendereden başka türlü çıkmamız mümkün değil. Yerel seçimlerden sonra gelecek kriz bugüne kadar 1950'den beri yaşanan krizlerin en büyüğüdür. Bu dalga dalga gelecektir" dedi.
ÜNİVERSİTE PROGRAMDAN ÇEKİLDİ
Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Orhan Sarıaltun da, programı Dokuz Eylül Üniversitesi ile birlikte yaptıklarını, ancak üniversitesinin programdan çekildiğini belirterek, "Bu programı Üniversiteyle birlikte yapmıştık. Üniversite 'Oda bize desteğinden vazgeçmiştir' açıklaması yaptı. Aslında böyle bir şey yok. Ama bizim bu toplantımız için yer vermediler" dedi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Genel Başkanı Mehmet Emin Koramaz da "Kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile ihraç edilen akademisyenler bu programda var diye Dokuz Eylül Üniversitesi'nin kolokyumdan desteğini çekmesini ve mekanları kapatmasını kınıyorum. Bizim zamanımızda üniversiteler demokrasinin beşiği ve aydınlık geleceğin umuduydu. Bu kararın kendisi bile üniversitelerin ne durumu getirildiğini, YÖK nedeniyle nasıl siyasallaştığını, bilim ve özgür düşüncenin susturulduğunu göstermesi açısından önemlidir. Şimdiye kadar olduğu gibi bilim, teknik, barış, demokrasi, çok kültürlü bir toplumu zenginlik olarak kabul etmek için halkların kardeşliği için çalışan öğretim üyeleriyle omuz omuza durmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Kolokyum, 9 Kasım'a kadar devam edecek.