Özgür Özel: Anayasanın arkasından dolaşıyorsunuz
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifine ilişkin konuştu.
CHP'li Özgür Özel, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifine ilişkin görüşlerini paylaştı.
İlgili kanun teklifine ilişkin olarak, "Bu kanun Adalet ve Kalkınma Partisinin ‘İzmir'de aday bulamıyoruz, iddialı aday bulamıyoruz, kazanacağına inanan aday bulamıyoruz’ kanunu. ‘Bir kanun çıkaralım ki o kanunda aday yapmayı ikna edemediğimiz, bütün baskımıza rağmen 'Görevimi kaybederim.' diyen 'E, Büyükşehir belediye başkanı olursun.' dediğimizde, 'Yok, kazanamayız, bu koltuktan da olurum.'’ diyen birini ikna kanunu arkadaşlar” ifadesini kullandı.
KANUNLAR KİŞİYE ÖZEL OLAMAZ
CHP’li Özel, TBMM Genel Kurulu’nda seçimlerde aday olmak için istifa eden oda ve borsa başkanları ile yöneticilerine seçilmemeleri durumunda geri dönüş hakkı tanıyan kanun teklifinin görüşmeleri sırasında söz aldı. Özel, “Bu ne biliyor musunuz? Meclislerin kanun çıkarırken uymaları gereken en temel özellik nedir? Kanunların genelliği ilkesi. Yani kanunlar kişiye özel olamaz, kanunlar belli bir amaca yönelik olarak belli bir zümreyi, belli bir kişiyi, onun geleceğini, belli bir partinin menfaatini kollayarak değil, genel düşünülerek hazırlanır. Başka neyin üzerine yemin ediyoruz biz? Anayasa'nın. Bu kanunu yapıyorsanız eğer kanun elbette Anayasa'ya uygun olacak, Anayasa'nın eşitlik ilkesini ihlal etmeyeceksiniz” dedi.
Özel, şunları kaydetti:
TABİPLER DURSUN DİŞ HEKİMLERİ DURSUN
“Şimdi, dönelim bakalım, sizin getirdiğiniz bu kanun teklifi bunların neresinde? Anayasa'nın 135'inci maddesi kamu kurumu niteliğinde meslek örgütlerinin kurulmasında görevlendiriyor Meclisi, Meclis de geçmişte bu görevi yapmış ve 17 tane kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü kurulmasıyla ilgili özel kanun çıkarmış. Siz bunlardan sadece ikisinin, hatta ilk teklifinizde birinin, Komisyonda genişleyerek TESK de dâhil olunca ikisinin kanununda değişiklik yapıyorsunuz. Oysa hepsi Anayasa'dan güç alıyor, Anayasa'dan ödevlendiriliyor, benzer ikiz kanunlar ama siz diyorsunuz ki: 15'i dursun. Örneğin, Türk Tabipleri dursun, Türkiye Ziraat Odaları dursun, Türk Dişhekimleri Birliği dursun, Türkiye Noterler Birliği dursun ama benim istediğim bir tanesi, Komisyonda da önerilen bir tanesiyle birlikte iki tanesini değiştirelim.’ Nerede kaldı eşitlik? Aynı kanunla, aynı anayasal dayanakla kurulmuş bu kurumların birinin yöneticisine başka muamele, öbürününkine başka. Birini aday yapacaksınız, seçilemezse dönecek; öbürü aday olacak, seçilemezse dönemeyecek aynı kanunla.
İKNA KANUNU
Şimdi, kanunların genelliği dedik ya, bakın, bu kanun böyle geçsin, bizim İzmir milletvekilleri de bu kanunu eline alsın, İzmir'e gitsin, gezsin, ‘Arkadaşlar, bu kanun ne kanunu?’ desinler. Bu kanun Adalet ve Kalkınma Partisinin ‘İzmir'de aday bulamıyoruz, iddialı aday bulamıyoruz, kazanacağına inanan aday bulamıyoruz’ kanunu. ‘Bir kanun çıkaralım ki o kanunda aday yapmayı ikna edemediğimiz, bütün baskımıza rağmen 'Görevimi kaybederim.' diyen 'E, Büyükşehir belediye başkanı olursun.' dediğimizde, 'Yok, kazanamayız, bu koltuktan da olurum.'’ diyen birini ikna kanunu arkadaşlar. Bunu bilmeyen var mı? Bu kanun İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayını bulamayan, ikna edemeyen, zorla ikna etse de kazanacağına inandıramadıklarını aday yapma kanunu. Nerede kaldı kanunların genelliği ilkesi? 2010'da ilgili yasağı, kısıtlamayı getirirken niye getirdiniz? Şimdi, o 2010 düzenlemesini revize ediyorsunuz ama tutanaklar unutmaz. 2010'daki teklifin bir genel gerekçesi var. Bakın ne demişsiniz o zaman bunu savunurken: ‘Kurumların teşkilat ve imkânlarının seçimlerde kullandığını, bu durumun haksız rekabete yol açtığını, milletvekili ya da belediye başkanı seçilmeyenlerin görevine devam etmesi hâlinde bulundukları kurumun siyasallaştırıldığını, temsil kabiliyetlerinin zayıflatıldığını, milletvekili seçilenlere yeni dönem kurulunu tanzim etme ve o kurumda varlığını devam ettirme imkânını sağladığı için’ Bunlar geri dönemesinler, bunlar istifa etsinler diye gerekçe yazmışsınız. Hani, sizin geçen sene mühürsüz oylar için o kararı aldırttığınız, partinizin temsilcisi olarak 16 Nisan gecesi görev yaptığınız Yüksek Seçim Kurulu var ya, o Yüksek Seçim Kurulu 14 Kasım günü verdiği 1048 sayılı kararda diyor ki: ‘Kanun koyucunun genel gerekçesinde de açıkça belirttiği gibi seçilemeyen sendika başkanları dahi bu genel gerekçenin ruhuna uygun olarak görevlerine dönemezler.’
ANAYASANIN ARKASINDAN DOLAŞIYORSUNUZ
Anayasa'nın 67'nci maddesinin ilgili fıkrası nal gibi orada duruyor, diyor ki: ‘Seçim Kanunu'nda değişiklik yaparsan bir yıldan önce yapılan seçimlere uygulanmaz.’ Esasen bu değişikliğin yeri neresi? Seçim Kanunu. Ama Anayasa'nın arkasından dolaşayım, bu Meclise birtakım verilmiş bazı sözleri başka yerlerden dolaşarak yutturayım diye ilgili odaların, borsaların kanununa gidiyorsunuz. Yapmış olduğunuz işin kendisi Seçim Kanunu'nda düzenlense apaçık belli ki bu seçime uygulanamaz. Sizin gelecek seçime kadar değil, 1 Aralık’a kadar zamanınız var. İzmir'de CHP'ye karşı rakip bulamadığınız, zorlayıp da ikna ettiğiniz adaya vereceğiniz güvencenin son tarihi 1 Aralık. O yüzden 1 Aralık’ta istifa ederken bu güvenceyi ona vermeniz lazım. Şimdi, 1 Aralık tarihine kadar emeklilikte yaşa takılan beklesin, ordu evlerine giremeyen uzman çavuşlar beklesin, türlü sıkıntılar çeken emekli, işçi, çiftçi beklesin, Meclisin gündemi çok yoğun, bunları yapamayız ileride inşallah ama belediye başkan adayımız kabul etmiyor, kazanacağına inanmıyor, göreve dönmek istiyor, onun için kanun yapıyoruz. Zil gibi çalarız, İzmir'de biz çalarız, demokrasiye inananlar oynar kardeşim.”