Araştırmacı Gezici'den 3 büyük kenti kazandıracak öneriler
Gezici Araştırma Merkezi Başkanı Murat Gezici yerel yönetimleri analiz etti. Gezici yazısında adaylara ve partilere de önemli tavsiyelerde bulundu.
Gezici Araştırma Merkezi Başkanı Murat Gezici yerel yönetimleri analiz etti. Gezici yazısında adaylara ve partilere de önemli tavsiyelerde bulundu. Gezici hem adaylara hem de partilere İstanbul, Ankara ve İzmir'i kazanmak için neler yapılması gerektiğini belirtti.
Gezici'nin analizi şöyle;
iktidar ve Muhalefet Yerel yönetim sistemini değiştirmek çözüm üretmeli bu enkazı ele alma zamanı geldi
Türkiye nüfusunun % 82’si belediye sınırları içinde yaşamaktadır. Son büyükşehir yasası ile köy muhtarlıkları, mahalle muhtarlıklarına dönüştürülmüştür, ülkemizde yaklaşık 32000 mahalle, 15000 köy bulunmaktadır.
Bir mahalle 200 ilçeden veya belde den büyük olabiliyor örneğin Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Bağcılar mahallesi 100 bin civarında, Maltepe ilçesine bağlı Zümrütevler mahallesi 90 bin, Beylikdüzü ilçesine bağlı Adnan Kahveci mahallesi 80 bin, Ataşehir ilçesine bağlı içerenköy mahallesi 78 bin nüfusu olan mahaleler belediyelere büyük yük bu mahalaleri belediyeler yönetmekte zorlanıyor, muhtarların profilleri gerekse teknik bilgileri yetersiz kalıyor. Yerel yönetim seçim sistemide değişmeli, Belediye meclis üyeleri daha donanımlı ve başarılı özgeçmişi olan bireyler olmalı, Belediye meclis üyelerinin her mahallede en az iki temsilcisi olabilmeli, bunlar mahalleye ait sorunları belediyedeki meclis üyelerine aktarmalı, kent konseyinin yapısı güçlendirilip, belediye meclisinde alınan kararlar, kent Konseyi ile istişare edildikten sonra karara bağlanmalı, kent konseyi, muhtarlar ve mahalle temsilcileri birlikte çalışmalı. Gelişmiş ülkelerde bu şekilde çalışıyor bunu yapmazsak yolsuzluklar ve yerelde kamuda verimsizlik kartopu şeklinde büyüyecek.
YEREL SEÇİMLERE DOĞRU YÖNETİM Mİ,YÖNETİŞİM Mİ?
Yerel yönetimler, yerel halkın ortak ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş özerk ve demokratik yönetim birimleridir.
İL ÖZEL İDARELERİ YERİNE YİKOB'LAR
Uzun yıllara dayalı deneyimli bir teşkilat haline gelmiş olan il özel idareleri 6360 sayılı yasa ile kapatılmış olup yerine yine valiliğe bağlı olarak kurulan yatırım izleme ve koordinasyon merkezleri kurulmuştur. Buradaki temel sorun YİKOB’larla büyük şehirler arasındaki görev ve yetki dağılımının müphem olması özellikle merkezi idarenin görev ve yetkilerinin ildeki İzdüşümü olan yikoblarda muhalefet belediyeleri arasında zaman zaman sorun cıkabilmektedir. Aydın Büyükşehir örneğinde olduğu gibi ve İzmir büyükşehir örneğinde olduğu gibi eski İl Özel idarelerine ait menkul. Gayrimenkulun devri konusunda çıkan sıkıntılara rağmen İstanbul - Trabzon Büyükşehir Örneğin de özel idarelere ait Bütün mal mülk hiçbir kayıt olmaksızın Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmiştir önemli bir çifte standart burada görülmektedir
YERELDE KİM NE İŞ YAPAR?
Anayasamıza göre, üç düzey yerel yönetim birimi vardır;
KÖYLER,BELEDİYELER (Mahalle), İl özel daireler kapatıldı yerine yatırım izleme ve koordinasyon merkezleri kuruldu , son zamanlarda ,özel statülü Kalkınma ajansları da katılmıştır. Bölgesel ve yerel kalkınmaya yardımcı olur diyerek fakat buradaki yapı yeterli gelmediği bölgesel kalkınmaların oluşmadığı görülüyor yerel siyasi malzeme olarak iktidarda muhalefette kullanıyor yani katma değer ürün yok ve ar-ge merkezlerin olmadığı görülüyor.
2005 yılında belediye kanunu ile MAHALLE Belediyenin alt birimi olmuştur,bu nedenle Mahalle yerel bir demokratik kuruluş haline gelmiştir.
Köy ise tüzel kişiliği olan bağımsız demokratik bir kamu kurumudur, ayrı bütçesi vardır, muhtar ve ihtiyar heyeti her şeyden yetkilidir.
Belediyenin kaynakları nelerdir? Öz gelirler, Kamu gelirlerinden ayrılan paylar,
Belediyenin denetimi? Demokratik denetim, Hukuka uygunluk denetimi.
BÜYÜKŞEHİRLERİN YENİ KONUMU NEDİR?
Yeni büyükşehir yasası ile büyükşehir belediye sınırları bulunduğu ilin sınırlarını kapsayacak şekilde genişletilmiştir.vNüfusu 750 binin üzerindeki illerin tamamı büyükşehir olmuştur, köyler mahalle statüsü kazanmış, belde belediyeler de kaldırılarak görevler büyükşehre devredilmiştir.
YÖNETİM; Yönetim tarzı ne şekilde değişti?
Devletin yetkisi,yöresele mi bırakıldı?
YÖNETİM ile birlikte YÖNETİŞİM kavramı hayatımıza yeni giren kavram oldu, YÖNETİŞİM; Habitat II KONFERANSI SONRASINDA, hükümet, UNDP ve Yerel Gündem 21 Projesinin uygulanması konusunda bir anlaşma imzalayınca İyi yönetişim Kavramı ülkemizde de yerel yönetimlerin gündemine girmiş oldu. ve yaşanabilen ,sivil toplumların aktif olduğu, kent konseylerinin oluştuğu yönetim biçimi oluştu.
Kent konseyleri Türkiyenin gündemine nasıl oturdu? Neden kentkonseyleri siyasallaştı
Kent konseyi bazı belediyelerde, belediye yasası içinde, sınırları belli olmayan, belediyenin uzantısı olan yada muhalefet yapan yapı olarak görülebiliyor.
Oysa çıkan yasada, belediyeler, Kent konseyleri aldıkları kararları belediye gündemine alarak tartışmak zorundalar, yok sayamazlar. Kent konseyine üye olan kişiler siyasi kimlik taşımamalı siyasi partilere üye olmamalı, ne yazık ki iktidarda muhalefette kentkonseylerini siyasallaştırdılar sade vatandaş olmalı, gönüllü olarak ama gönlünce çalışmamalı,
Kent konseyinin uzantısı olarak, Akıllı şehircilik, endüstriyel tarım, eğitim, kadın, çocuk, engelli ve mülteci meclisleri olmalı bölgenin sosyo jeopolitik yapısına uygun komisyonlar kurulmalı
KENT,KIRSAL BİRLİKTE YÖNETİMİ NASIL PLANLANIYOR? ZORLUKLARI NELER?
Fiziki mesafeler farklı olduğu içiin eskiden belediye olan bir beldeyi,mahalle yaparsanız,erişimi,hizmeti ve ulaşımı nasıl sağlarsanız.
Kentleşme ile kır kültürü aynı ekonomik seviyede olmayan bölgelerde nasıl uygulanır.
Örn;istanbul’da yaşayıp denize ulaşamayan ,görmeyen insanlar mevcut, bu şekilde kentin kaynaklarından ve nimetlerinden sağlık,eğitim gibi nasıl faydalanabilir, bunun için kadın,çocuk konusuda ele alınabilir.
YEREL İYİ YÖNETİŞİM NASIL OLMALI?
Mahalleden başlayarak semtimizde yada kentimizde, bizleri ilgilendiren yerel işler konusunda önceden bilgilendirilmemiz, karar aşamasında ise görüşümüzün alınması, alınan kararların izlenebilir olması ve hesap sorabilmek demokratik süreci ifade eder,
İYİ YÖNETİŞİM İLKELERİ, Tutarlılık,hesap verebilirlik, saydamlık, katılımcılık ve yerindecilik,hukuka uygunluk, etkinlik ve oransallık, adillik,sorumluluk.
BELEDİYE BAŞKAN ADAYI NEDEN ADAY OLDUĞUNU NASIL ANLATACAK?
Aday, değerlerini, dünya görüşünü, vatandaşın beklenti ve sorunları hakkındaki teşhislerini ve bunların çözümü için neler yapacağını somut bir şekilde anlatabilmeli. Aday olmak istediği yerin yaşam kalitesi ve standartlarını yükselteceğini çerçevesi tanımlı gerçekçi projelerle ve bu projelerin finansmanını inandırıcı bir üslupla anlatabilmelidir.
Adayın süreç içinde neleri çözeceğini ve neyi nasıl yapacağını anlatması çok önemli görünmektedir. Belirlenecek adaya çok çalışan, önemli fikirler üreten, eyleme dönüştürülebilecek düşünceler üreten ve bunları projelendiren bir mutfak ve ekip ile hazırlanarak halka ulaşmalı.
Yerel sorunlar mevcut başkanların ve belediyenin yanlışları ile kendisinin ve partinin doğruları karşılaştırılmalı olarak anlatılmalıdır. İktidarın özünde doğru ve güzel görünen işlerinin vatandaşa dokunan ve onları mutlu eden yönüyle yapılmasının uygun olduğunu ama aynı işlerin daha ekonomik, daha faydalı, daha sürdürülebilir, daha verimli nasıl yapılabileceği anlatılmalıdır. Aday adayı veya aday her zaman neyi değiştirecek, nasıl değiştirecek, kimlerle değiştirecek? Sorularını kendisine sormalıdır. Muhtarlıklar ve belediyeler, halkın devletle ilişkisinde kendisine fiziken en yakın olan ve ayrıca yöneticilerini kendileri seçtikleri için sorunlarını en iyi anlamalarını ve en kısa zamanda çözüme kavuşturmalarını şart gördükleri kamu kuruluşlarıdır. Dolayısıyla adayın en büyük vurgusu varolan sorunları çözmeye vurgu olmalıdır..
İSTANBUL – ANKARA – İZMİR ADAYININ KAZANMASINI ETKİLEYECEK ANA UNSURLAR NELERDİR?
*Gençlere, yaşlılara, engellilere, kadınlara, işsizlere, yuva-kreş çağındaki çocuklara, dul ve yetimlere dokunabilen ve onlara yönelik projeler uygulamaya koyan, iş dünyası ile irtibatı olan, yapsa yapsa bu adam yapabilir diyebileceği, dinamik, enerjik başarılı görüntü sergileyecek bir profile ihtiyaç vardır. Bunun yanı sıra hükümetle çatışan bir birey değil, gerektiğinde hükümetle de iş yapabilir görüntüsü verebilen, siyaseten kirlenmemiş, kanaat önderleriyle irtibat kurabilen, STK’ların profillerine göre hareket edebilecek unsurlar gereklidir. İstanbul’un yaşam kalitesi, günlük hayatın zorlukları, ulaşım, güvenlik, denetim/zabıta konuları, çevre standartlarının düşmesi, park-bahçe-yeşil alanlar herkesimin ortak şikayet konularıdır. Halk ulaşılabilir aday, dokunulabilir, halkla içi çe olan bir aday arzuluyor. Sn. Kılıçdaroğlu’nun 2009’da İstanbul’da bu kadar başarılı olmasının en önemli nedeni halkın içinden, halka dokunan ve ulaşılabilir aday görüntüsüdür. Bu durum onu hızlı sürede tanınır kıldı ve sempati oluşturdu yarışa erken başlamış olsaydı kazanırdı
* Abraham Maslow’un Kuramı’na göre insanların ihtiyaçları sınırsızdır ve insan bir ihtiyacını giderdikten sonra başka bir ihtiyaç ortaya çıkar. Bir ihtiyacı giderme süreci içinde ise tamamıyla memnun olma/hoşnut olma durumu olası değildir. Bu esnada, giderilmemiş ihtiyaç kişi için büyük bir motivasyon kaynağıdır, bireyi güdüler ve birey neyi henüz elde etmemişse ona büyük ilgi gösterir. Fakat, ihtiyaç giderildikten sonra bu ihtiyaca yönelik motivasyon davranışlar üzerindeki belirleyici etkisini kaybeder (Maslow, 1943).
SEÇİM KAMPANYALARINDA GÖZ ÖNÜNE ALINMASI YARARLI OLACAK HUSUSLAR NELERDİR?
*Ak Parti, seçmeninden uzaklaştı. Ak Parti üst düzey teşkilatlarının sosyo ekonomik durumlarının değişmesi ve alt kitlesinde ayrışmaya gidildiği için eskisi gibi çimento görevinin sürmediği görülüyor. Ak Parti hükümetinde şuan ekonominin gidişatının kötü olması Ak Parti’nin tartışılır duruma soktuğu, seçmenin düşünmeye geçtiği dönemde seçmene temiz kirlenmemiş aday üzerinden gidilmesi önemli görünmektedir.
*Hangi siyasi partiden seçilmiş olursa olsun tüm hemşehrilere ayrım yapmadan hizmet götürüleceği ve bununla beraber işe alımda veya ihalelerde particilik yapılmayacağı teminat altında olmalıdır.
*Seçmen profili iyi tahlil edilerek yarısından fazlasının ortak değerleri öne çıkarılmalı ve bu değerlere sahip çıkılacağı teminat altında olmalıdır.
*Farklılıkların, ayrılıkların ayrımcılığa konu edilmeyeceği taahhüt edilmelidir. Hizmette temel ayrımın zengin-fakir, güçlü-güçsüz, küçük-büyük, yandaş-muhalif tanımlamalarına göre değil, hakeden-haketmeyen, doğru-yanlış şeklinde olacağı, zayıfın, güçsüzün, dezavantajlının, az olanın, ihtiyacı olanın pozitif ayrımcılık yapılarak sosyal adalet hedefinin gözetileceği teminat altında olmalıdır.
*Aday olunan ilin tarihini, coğrafyasını, kültürünü, mimarisini, folklorunu, sosyal değer ve yargılarını inceleyerek katılımcı bir sürece dayalı olarak ‘’Kent Vizyonu’’ tanımlamak gerekmektedir. Kent vizyonu toplumun tüm aktörlerinde heyecan uyandırmalı, aktif katılıma teşvik etmeli ve adayı bu vizyona ulaşmak için doğru kişi olarak göstermelidir.
*Kentin temel sorunları ( planlama, yeşil alan, çöp, hava kirliliği, atıklar, sanayileşme, toplu ulaşım, yasadışı yerleşimler, denetim v.b) analiz edilip çözüm yolları söz verilmelidir.
*Kentin bölge ve ülke ekonomisi içindeki sıralamasının olumlu yönde yükselmesi için hedefler koyulmalıdır.
*Kentin fiziksel, coğrafi, iklimsel, tarihi, insan gücü, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin değerlendirilmesine ilişkin projeler olmalıdır.
*Kırsal nüfusun ihtiyaç ve beklentileri önemsenmelidir.
*Çiftçi, esnaf, sanatkar, zenaatkar, tüccar, işçi, memur kesimlerine yönelik özel mesajlar üretilmelidir.
*Mesleki eğitim, beceri kazanma ve girişimcilik desteklenmelidir.