Gültekin Uysal: Türkiye'nin bir idrak tazelemesine ihtiyacı var
DP Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, 2019 bütçe görüşmeleri devam eden TBMM Genel Kurulu’nda konuştu.
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, 2019 bütçe görüşmeleri devam eden TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Türkiye’nin dış politikası ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak Türkiye’nin dış politikada istikametini kaybetmiş bir görüntü arz ettiğini ifade etti.
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
“Her dakika çatışmaların tetiklenebildiği bir coğrafyada yaşıyoruz”
“Bugün 3 bakanlığımızın bütçe görüşmelerinin sonundayız. Elbette zamanın elverdiği ölçüde geniş manada her bir bakanlıkla ilgili değerlendirme yapmak isterdim. Ama ben özellikle son 15 – 16 yıllık zaman dilimi içerisinde iç siyasetimizin de en önemli tartışma konularından birisi olan dış politikayla, Dışişleri Bakanlığımızla ilgili, Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili belirli değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bulunduğumuz coğrafya, her dakika çatışmaların tetiklenebildiği bir coğrafya. 2 tane çökmüş ülkeye komşu bir ülke olarak da zaman zaman millî güvenlik endişelerimizi pekiştirecek, katmerlendirecek pek çok hadise de bölgemizde cereyan etmekte.
Böyle bir dönem içerisinde zaman zaman sloganlara sıkışmış, zaman zaman romantizm, tarihi geçmiş vurguları içerisinde bir politika tercih ederek bugünlere kadar geldik.
“Ülkemiz, 3,5 milyonu aşan mülteciyi bağrına basmak mecburiyetinde kaldı”
Bugün özellikle Türkiye'nin kudret kapasitesini aşan amaç ve araç uyumu noktasında farklılık gözeten bir dış politik tercihle beraber özellikle Suriye krizinin derinleşmesiyle birlikte Türkiye, daha da derinleşen riskler ve meydan okumalarla da karşı karşıya kaldı. 3,5 milyonu aşan mülteciyi bağrına basmak mecburiyetinde kalması dolayısıyla da pek çok boyutuyla bu krizi yaşıyoruz.
“Avrupa Birliği’yle müzakere süreçlerimiz, sadece mülteciler parantezinde sıkıştı”
Mülteciler konusu başta olmak üzere dış politikamızda çok boyutlu, çok yönlü, çok merkezli değerlendirmeler yapma ihtiyacımız var. Avrupa Birliği’yle müzakere süreçlerimiz sadece mülteciler parantezinde sıkıştığı bir dönemde yaşıyoruz. Özellikle Suriye meselesinin ve Türk dış politikasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, ekonominin nitelikli insan gücü başta olmak üzere tüm milli güç unsurlarıyla beraber dış politikamızı desteklemesi, arkasına bu güç kuvvetlerini koyması gerekirdi.
“Bölgede daha çok ahbap çavuş ilişkileri içerisinde ilişkilerimizi tanzim ediyoruz”
Bugün dışarıdan ve içeriden baktığımızda "tehdidi ikaya muktedir olmak" diye dış politika için önemli bir referans, önemli bir prensip vardır. Geldiğimiz noktada, Türkiye'nin maalesef pek çok sözü yerde kalmıştır ve istikametini kaybetmiş bir görüntü arz etmektedir. Bölgede daha çok ahbap çavuş ilişkileri içerisinde ilişkilerimizi tanzim ederken maalesef Orta Doğu'da Katar'ın dışında belirli derinlikte ilişkilerimizi koruyabildiğimiz bir ülkenin kalmadığını da biliyoruz.
“Türkiye’nin kendi önceliklerini, endişelerini askeri düzeye indirmek noktasında bir çabası var”
Bir deli gömleği giydirme teşebbüsüyle, Mısır, İsrail, ABD ve Suudi Arabistan'ın önceliğinde bir hat oluştururken diğer tarafta da ideolojik ve mezhebi bir hat oluşturan İran kıskacı arasında maalesef Türkiye'nin de zaman zaman Rusya'ya, zaman zaman Rusya-İran iş birliğiyle kendi önceliklerini, endişelerini askeri düzeye indirmek noktasında bir çabası vardır.
“PKK uzantısı PYD örgütü, Suriye'de kendisine bir özerk alan elde etti”
Ben, AK Parti Hükümetinin on beş yıllık zaman dilimi içerisinde belki de en olumlu attığı adımın açılım olarak Suriye'yle yakalanmış derinlik olduğu kanaatindeydim. Yalnız, en kötü yanlış adımların da yine Suriye krizinin derinleşmesi noktasında bir rejim değiştirme hayaliyle oluşturduğumuz, ete kemiğe büründürdüğümüz Suriye siyaseti olduğu inancındayım.
Özellikle iktidar boşluğunun ortaya çıkması sonrası 30-40 yıla varan terörle mücadelemiz içerisinde PKK uzantısı PYD örgütünün Suriye'de kendisine bir özerk alan elde ettiğini, netice itibarıyla o uluslararası güçlerin nezdinde de -deyim yerindeyse- özel güvenlik şirketi hâline gelmiş, onların müttefiki olur hale geldiğini de kayıtlara geçmek istiyorum.
“ABD’nin PKK uzantısı PYD’yi desteklemesini kabul etmemiz mümkün değildir”
Birleşik Devletlerin bu manadaki PYD terör örgütüyle PKK uzantısı örgüt başta olmak üzere Türkiye gibi uzun yıllara dayanan müttefiklik ilişkisi içerisinde bir ülkeyi yok varsayarak bu ilişkiyi tercih ediyor olmasını da burada kabul etmediğimizi bir kez daha sizlerin huzurunda ifade etmek isterim.
Son söz olarak, rahmetle yad edeceğimiz Adalet Partisi’nin Dışişleri Bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil'in bugün yönetenlerin, yarınlarda da yönetmeye talip olanların kulağına küpe yapması gereken bir sözü var: "Eğer Orta Doğu'da masada oturmuyorsanız kendinizi menüde bulursunuz."
“Türkiye'nin bir idrak tazelemesine, doğru bir siyasal akılla dış politikasını ete kemiğe büründürmeye ihtiyaç vardır”
Türkiye maalesef kendisini yemek masasında menüde bulmuştur. Bu açıdan bütün bu tenkit ve eleştirilerimize rağmen Türkiye'nin bugün karşı karşıya kaldığı risklerin, meydan okumaların bilinci içerisinde, masada kendisine yer açmak adına El Bab, Afrin harekâtları, Fırat Kalkanı Harekâtı başta olmak üzere bütün bu süreçlerde Türkiye'nin elzem önceliklerini göz önünde bulundurarak bizler de olumlu beyanlarımızı, destek beyanlarımızı ifade ettik.
Bu açıdan şehitler vermek pahasına bu yanlışları telafi etme yolunda Türkiye ilerliyor. O açıdan Türkiye'nin bir idrak tazelemesine, doğru bir siyasal akılla dış politikasını ete kemiğe büründürmeye ihtiyaç vardır.”