Orhan Bursalı: İstanbul iktidarın elinden alınabilir
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı köşe yazısında İstanbul'un muhalefetin yerel seçimlerde İstanbul'da zafer kazanabileceğini ifade etti.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı, bugünkü köşe yazısında yerel seçimleri değerlendirdi.
Orhan Bursalı'nın yazısı şöyle oldu:
CHP alırsa demedim, muhalefet alırsa diyorum.. Muhalefet bunu başardı Başkanlık Anayasası referandumunda: yüzde 51’e 49. Bu tekrarlanabilir.
Şüphesiz Başkanlık Anayasası’na hayır demekle hemen arkasından gelen RTE’nin Cumhurbaşkanlığına “hayır” demek aynı şey değildi İstanbul’da ve nitekim iki puan iktidar lehine oynadı.
Şimdi ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı oylanacak.
Bakıldığında muhalefetin şansının daha yüksek olduğunu söylemek mümkün. Nedenlerine gelince:
* Cumhurbaşkanlığı oylanmıyor.
* İktidarın ülkeyi sürüklediği derin ekonomik kriz ve sonuçları ortada ve ciddi bir ikaz almasının büyük zemini var.
* Cumhurbaşkanının kendi sözleriyle “İstanbul’a ihanet etmenin” bir karşılığı olması için muhalefet ciddi bir çalışma yapabilir.
* İktidarın yine toplumu germe politikasına başvurması, muhalefetin bir kez daha tıpkı anayasa oylamasında olduğu gibi ciddi bir karşılık vermesinin de koşullarını yaratıyor.
* AKP’nin adayı Binali Yıldırım, İstanbul’a yapılan ihanetlerin de ekonomik çöküşün de ortağıdır. Binali Bey, meydanlarda İstanbul’a yapılan ihanetlerin hesabının vermeye davet edilmeli...
Metrobüsler tavuk çiftlikleri
Ekrem İmamoğlu, her ne kadar tanınırlık açısından Binali Yıldırım ile kıyaslanmazsa da, bu açığı hızla kapatabilir. Ekrem Bey bir kamplaşmanın ismi olmadı, İstanbul seçmeni için bir uzlaşma insanı olabilir. AKP adayına kıyasla gençliği ve olgunluğu ile çoğunluğu kucaklayabilir.
İmamoğlu’nun İstanbul için Kent Anayasası ve kentin Ankara’dan değil İstanbul’dan yönetilmesi görüşleri doğrudur. Ankara’nın İstanbul’a tasallutu yıpratıcı, vahşice, kan emici, milyarlarca dolar rant devşirici...
İstanbul’un rantını iktidar yiyor, bu kentin yarattığı değer bu kente harcanabilseydi, İstanbullular bugünkü eziyeti çekmezlerdi.. Mesela iktidar hâlâ metrobüs ile övünüyor. Metrobüsler sabahları ve akşamları yıllardır işkencehanelere; kent insanlarının, tavukların kımıldayamadıkları tavuk çiftliklerine dönüşmüş durumda.. Bu sıkışıklık giderek günün diğer saatlerinde de insanları esir almaya başladı. Ve metrobüslerin sahibi Büyükşehir aval aval seyrediyor.
Metrobüs hattına paralel, yeraltında, büyük bir metro hattı planlanmalı ve bu hat dört beş yöne giden ağlarla örülmeli ve diğer metro hatlarıyla kolay ve hızla birleştirilmeli.. Hemen, beş yıllık bir dönem içinde!
Fakat metrobüslerle, İstanbul’u esir alan gökdelenlerdeki tavuk kümeslerine tıkılan insanlar arasında bir fark mı var?.. İnsan için değil, insanı ezmek için çalışan bir AKP iktidarı var İstanbul’da..
İmamoğlu’nun ayrıntılı İstanbul planlarını merakla bekliyorum...
Demokratik araç terk edilemez
Geçen Cumhurbaşkanlığı seçimleri akşamı CHP kötü bir sınav verdi ve insanları küstürdü. Bazıları hâlâ küslüğünü sürdürüyor.
Ama mesele CHP’nin ötesinde. İmamoğlu evet CHP’nin adayı ama muhalefetin adayı olarak görmek daha doğrudur. Bugün İstanbul’da AKP karşısında en çok oyu başka bir parti alsaydı, bu kez muhalefetin adayını çıkartacaktı.
Bu nedenle, Cumhurbaşkanlığı seçimine takılıp kalmayalım.
Mesele hem İstanbul hem de demokrasi.
İktidarı geriletmenin en önemli araçlarından biri önümüzde duruyor. Bu aracı kullanmalıyız, kullanmak zorundayız.
Tüm muhalefet yeniden sandık için seferber olmak durumunda...
Her açıdan adil olmayan seçim koşullarına.. artan iktidar baskısına.. seçim sandığı üzerindeki ağır baskılara rağmen...
Seçimler gibi hâlâ kullanılabilecek “demokratik hak ve araçları” terk etme, iktidara bırakma, seçimler üzerinde oynanabilecek oyunları açıklamaktan vazgeçme lüksü olmamalı muhalefetin...
Çağdaş tüm teknolojilerin kullanılarak, özellikle gençler seferber edilerek örgütlenecek ve toplumun tüm kanaat ve toplum önderleri ile bütünleşecek bir büyük kampanya ile..
İstanbul’un iktidarın elinden alınması başarılabilir.