Erdoğan'dan ABD'ye Afrin yanıtı
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Erdoğan, "Amerika’dan sözcü açıklama yapıyor. “Afrin’de kaygılıyız” diyor. Biz kaygılarımızı size ilettiğimiz zaman neredeydiniz? Gelin burada bu terör örgütlerini temizleyelim dediğiniz zaman neredeydiniz?" dedi.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Kadına şiddet başta olmak üzere bu konudaki tüm tartışmaları etraflıca değerlendirerek, görüşlerimizi kamuoyuyla paylaştık. İfrat ve tefrit noktasında yüce dinimizi karalamaya yönelik her türlü yanlış adıma karşı olduğumuz güçlü şekilde ifade ettik.
Artık çoğunluğu büyük şehirlerde yaşayan teknolojinin hayatın her alanını kuşattığı günümüz dünyasındaki Müslümanların sorunlarına cevap veremeyen görüşlerin Kuran-ı Kerim ve peygamberimiz sünneti ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirttik. Tabi bu tartışma esasen bizim işimiz olmamalıydı. Ama konuşması gerekenlerin sustuğu, susması gerekenlerin konuştuğu bir ortamda gönlümüz yüce dinimize saldırmak için pusuda bekleyenlerin değirmenine su taşıyan sorumsuzluklara rıza göstermedi. İnşallah önümüzdeki dönemde bu tartışma alimlerimiz, ariflerimiz tarafından yerli yerine oturtulacak, İslam adına bir kazanca dönüşecektir.
"BİZ KAYGILARIMIZI SİZE İLETTİĞİMİZ ZAMAN NEREDEYDİNİZ"
Buraya girerken etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3647’ye yükseldi. Amerika’dan sözcü açıklama yapıyor. “Afrin’de kaygılıyız” diyor. Biz kaygılarımızı size ilettiğimiz zaman neredeydiniz? Gelin burada bu terör örgütlerini temizleyelim dediğiniz zaman neredeydiniz? Siz terör örgütleriyle iş birliği yaparak DEAŞ’ı temizleyeceğinizi bize söylemiştiniz. “Gelin bunu beraber yapalım” dediğinizde bize inanmadınız. Buyurun şimdi PYD’sini de YPG’sini de bizim Mehmetçiğimiz Özgür Suriye Ordumuz nasıl halletti işte ortada.
"BİZİ ALDATMAYA KALKTINIZ"
Bir taraftan "stratejik ortağımızsınız" diyeceksiniz sonra teröristlerle işbirliği yapacaksınız. İşte gerçek ortada. Eğer bizimle stratejik ortaksak bize saygı duyacaksın ve bizimle beraber yürüyeceksin. Ve bizi aldatmaya kalktınız. Hep söylüyorum, 5 bin TIR, fazlası var azı yok buraya silah soktunuz. 2 bin kargo buraya mühimmat soktunuz. Biz sizden paramızla silah istedik bize vermediniz. Ama terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahı mühimmatı verdiniz. Bu nasıl ortaklık? Bu nasıl dayanışma?
"BÜTÜN O MÜHİMMAT DA YAVAŞ YAVAŞ BİZİM ELİMİZE GEÇİYOR"
Ve şimdi o açılan tüneller, o tünellerin içindeki silah mühimmat depoları. Aynı şekilde silah mühimmat evleri. Bak, bunların hepsini şimdi yıkıyoruz. Onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Ve bütün o mühimmat da şu anda yavaş yavaş bizim elimize geçiyor, geçecek.
'160 BİN İNSAN TOPRAKLARINA DÖNDÜ'
Türkiye sınırları ötesinden kendisine yönelen terör tehditlerine karşı artık tepkisiz kalmayacağını 24 Ağustos 2016 tarihinde başlattığı Fırat Kalkanı harekâtıyla ilan etmişti. Bundan önce de sınır ötesi operasyonlarımız olmuştu. Ama bunlar daha ziyade gir-çık şeklinde, nokta operasyonlar olarak cereyan etmişti. Fırat Kalkanı ile ilk defa belirli bir noktayı değil 2 bin kilometrekarelik bölgeyi, sorun olmaktan çıkararak bunları kontrolümüz altına aldık ve oranın güvenliğini de şu anda biz sağlıyoruz. Ve 160 bin insan topraklarına döndü. Bunun resmen sonuçlanması 216 gün sürmüş olsa da aslında ilk 100 günde bölgedeki DEAŞ ve PYD mensuplarından 3 bin kişi imha edilerek bu örgütler tamamen saf dışı bırakılmıştır.
'PATLAYICI VE KILIÇ ARTIKLARIN TEMİZLENMESİ İÇİN OPERASYONLARINA BİR MÜDDET DAHA DEVAM EDECEKLERDİR'
Afrin bölgesini, DEAŞ mensubu teröristlerden temizlemek için başlattığımız Zeytin Dalı harekâtında iki ay geçmeden şehir merkezini kontrol altına almış bulunuyoruz. Yine patlayıcı ve kılıç artıkların temizlenmesi için operasyonlarına bir müddet daha devam edeceklerdir. Orada herhangi bir endişeye mahal bırakmadan bu temizliğin yapılması gerekiyor. Şu anda ÖSO ve bizim oradaki askerlerimiz bu arama taramayı devam ettiriyor. Çünkü yarın orada herhangi bir sıkıntı yaşamamalıyız. Bunun için hassasiyetle bu süreç devam ediyor, edecek.
Türkiye Afrin’e operasyon başlayınca önce bir şaşkınlık yaşandı. Afrin’i hedef alabileceğimiz beklemiyordu. Terör örgütünü sürekli büyüten, kanlı çatışmaların havasını veren haberler yayılmaya çalışıldı. Batı ülkeleri bize “bir an önce operasyonu bitirin” mesajları veriyordu.
'ASLANLAR MEYDANA ÇIKINCA ÇAKALLARIN PAYINA KAÇMAK DÜŞER'
Biz onları kırmadık. Ricaları yerine getirelim istedik ve 2 ayda Afrin operasyonunun askeri safhasını bitirdik. Şunu unutmayın, aslanlar meydana çıkınca çakalların payına kaçmak düşer. PYD’li çakallar kuyruklarını kıstırıp kaçtılar. Güya bize karşı savaşmak için hazırladıkları mevzileri, korunakları gördünüz. Onlara mezar oldu. Sivillerin arkasına sığınarak ancak bu kadar dayanabildiler. Masum halka etmediklerini bırakmayanlar bizi sivillere zarar vermekle suçlamaya kalktılar. Tüm iftiraları çürüttük.
Şimdi bölgeyi oranın asli sahibi olan kardeşlerimiz için yeniden yaşanabilir hale getirmeye çalışıyoruz.
'ALLAH’IN BİZİMLE BİRLİKTE OLDUĞUNU BİLEREK ASLA KORKMAYACAĞIZ'
Bundan 103 yıl önce 18 Mart’ta Çanakkale’de verdiğimiz mesaj neyse Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonunda verdiğimiz mesaj aynıdır. Biz bu ülkeyi bu vatanı kimselere bırakmadık, bırakmayacağız. Hangi oyunu oynarlarsa oynasınlar, millet olarak birliğimizden beraberliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Hangi bedeli ödetirlerse ödetsinler. İnancımızın sembolü ezanımızı susturamayacak, bağımsızlığımızın sembolü bayrağımızı indiremeyecekler. Allah’ın bizimle birlikte olduğunu bilerek asla korkmayacağız. Yurdumuzun üstünde tüten en son ocak sönmeden Allah’ın izniyle bu ülkeye ne bir kimse el uzatabilir ne de bir kimse zincir vurabilir. İstiklalini tehdit edecek kim olursa olsun, çiğner geçeriz. 17-25 Aralık’ta çukur eylemlerinde 15 Temmuz’da Afrin’de işte yaptığımız budur.
Bazı gafiller ve hainler hala bu mücadeleyi karalamanın, lekelemenin gayreti içindeler. Onlara en güzel cevabı milletimizin kendisi veriyor. Kısa sürede ülkemizin dört bir yanını ziyaret etme imkanını buldum. Gittiğim yerde milletimizin kararlılıkla bu meseleye sahip çıktığına bizzat şahit olduk.
'BUNLARIN HAYATI MANEVRA'
Elbette görevlerimiz gereği bu konuyu her platformla dile getiriyoruz. Bundan daha tabi ne olabilir? Ama birileri niyeyse bundan rahatsız oluyor. Daha dün Afrin’e girilmesini asla doğru bulmuyoruz diyenlerin kim olduklarını çok iyi biliyoruz. Şimdi ne diyorlar? Ordumuzu tebrik ediyorlar. Öyle mi? Ne oldu? Hani Afrin’e girmemizi doğru bulmuyordunuz. Ne oldu şimdi size? Bunların hayatı manevra. Daha dün ‘PYD terör örgütü değildir’ diyenlerin kim oldukları malumdur.
Ey anamuhalefetin başı ve yanındakiler, siz PYD’yi terör örgütü değildir diyenler açıklamadınız mı? Yanındakiler bunu böyle açıklamadı mı? Biz PKK’nın bunların yan kuruluşu olduğunu açıkladığımız halde siz aksini söylediniz. Afrin’de PKK ile savaştık, PYD ile savaştık ve onların bütün o yandaşlarıyla savaştık.
Anamuhalefet MHP ile yaptığımız müşterek tavrı hazmedemedi.
Devekuşu misali kafalarını kuma sokuyorlar ama hakikatler gün gibi ortada. Bu ülkede artık emirleri başkalarından alanlar değil, sadece ve sadece milletinden alan bir hükümet var, bir ordu var, bir devlet var.
'ÇATLASANIZ DA PATLASANIZ DA TÜRKİYE’Yİ DURDURAMAYACAKSINIZ'
Buradan açıkça söylüyorum. Çatlasanız da patlasanız da Türkiye’yi durduramayacaksınız. 2023 hedeflerimize ulaşmamıza engel olamayacaksınız. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasının önünü kesemeyeceksiniz. 2053 ve 2071 vizyonlarımızın yükselişini engellemeyeceksiniz. Ok yaydan çıktı artık. Milletimizle birlikte olan büyük Türkiye yanında yer alır. Karşısında yer belirleyen ise kaderine razı olur. Önümüzdeki denklem işte bu kadar basittir.
'SEVR’DE BİZE ANADOLU’YU BİLE ÇOK GÖRENLERE CEVABIMIZI İSTİKLAL HARBİMİZLE VERMİŞTİK'
Eskiler yiğit düştüğü yerden kalkar derler. Biz de millet olarak umudunu bize bağlamış dostlarla birlikte çözümü kendi coğrafyamızda arıyoruz. Sevr’de bize Anadolu’yu bile çok görenlere cevabımızı İstiklal Harbimizle vermiştik. Şimdi Avrupa ile Ortadoğu ile Kuzey Afrika ile hatta Orta Asya ile kucaklamamızı çok görenlere cevap verme vaktidir.
Bu süreçte bize düşen dik duran, sağlam durmaktır. Milletimizin desteği arkamızda olduğu müddetçe Allah’ın izniyle biz bu saldırıların hepsinin de üstesinden geliriz.
'MESELE MİLLETİMİZİN VE DEVLETİMİZİN BEKASI MESELESİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR'
2019 seçimleri bu bakımdan çok önemlidir. Ülkemizin önünü kesmek isteyenler umutlarını 2019’a bağlamış durumdalar. Yeni yönetim sisteminin devreye girmesiyle işlerinin daha da zorlaşacağını bilenler 2019’a asılıyor. Gerçi siyasi ittifakların yolunu açarak bu konudaki hesapları da bozmuş bulunuyoruz. Asla rehavete kapılmadan, en küçük hataya yer vermeden çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız. Herhangi bir aksilik durumda kaybedenin biz değil Türkiye olacağını kesinlikle aklımızdan çıkarmamalıyız. Mesele milletimizin ve devletimizin bekasını meselesine dönüşmüştür. Şayet Türkiye önündeki bu engelleri aşar 2023 hedeflerine ulaşırsa işte ondan sonra gençlerimize gönül huzuruyla bırakabileceğimiz bir ülke inşa ettik demektir. O güne kadar durmak yok, gece gündüz çalışacağız.
Bizim gibi düşünmeyenleri ikna etmek, yanlış bilgileri düzeltmek için tüm imkânlarımızı kullanacağız.
AK Parti olarak sürekli kendimizi yenileme vasfımız olmasaydı bunca yıl ayakta kalamaz, bunca hizmeti millete kazandıramazdık. Bizim açımızdan 2019’un şifresi yenilenmedir, tazelenmedir. Biz yerimizde sayarsak CHP’nin durumuna düşeriz.