Ekrem İmamoğlu: Her iki koltuktan biri kadının olmalı
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, gazetecilerle buluştu.
Beylikdüzü'ndeki başarılı başkanlık geçmişiyle adından söz ettiren İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'na ilgi günden güne artıyor.
Bir grup gazeteciyle buluşan İmamoğlu projelerine dair açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet'ten Özlem Yüzak'ın haberi şöyle:
Soyunduğu işin zor olduğunun bilincinde. Genç, hırslı, azimli, her kesime doğru hitabet etmeyi biliyor. 350 bin nüfuslu Beylikdüzü’nde yarattığı değişim, önce yerel seçimde AKP’nin elinden alması ve İstanbul’un yeşil alanı en fazla ilçesi haline getirmesi, sanat ve kültürel faaliyetlere verdiği önem ve daha da önemlisi Beylikdüzü halkının ona duyduğu sevgi...
Ama önünde sadece 3 ay, 15 milyon nüfuslu bir megakent ve devasa sorunlar var. Üstelik yarışı iktidar güdümündeki medya tekeli yüzünden ekside başlıyor.
Peki İmamoğlu bu sorunları nasıl aşacak?
Bir grup gazeteci, kendisi de Beşiktaş Belediye Başkan aday adayı olan Gülseren Onanç’ın ofisinde İmamoğlu ile buluşup sohbet ettik. Önce kendini anlattı; Trabzonlu bir aileden gelmesini, sosyal demokrat düşünce ile üniversite yıllarında tanışmasını, kente “çevre dostu, tarihi ve kültürel dokusunu koruyarak bakmayı nasıl öğrendiğini”, siyasete atılmadan önce sürdürdüğü müteahhitlik mesleğinde bu dürtü ile hareket etmesini.
1990’ların başından beri Beylikdüzü’nde yaşıyor; “İlçenin varoluşuna ve geçirdiği sürece tamamen şahit oldum. 2008 yılında “şikayet etmeyi bırak, düzeltmeye bak” dedim ve siyasete atıldım” diye anlatıyor. Önce ilçe başkanlığı ardından belediye başkanlığı. Anlayacağınız 10 yılı aşkın bir süredir siyasetin içinde....
“İstanbul nasıl kurtulur? Bu sorunun yanıtı bende” diyor İmamoğlu ve ekliyor “İnsan eliyle bozulan, insan eliyle düzeltilebilir. Zamana ihtiyaç var. Ama bir yerde durdurmak bile önemli. İstanbul için bambaşka bir başlangıç dizayn edebiliriz...”
2030 vizyonu
Beylikdüzü’nde yaptıkları önemli. Ama biz bile tam bilmiyoruz ne yazık ki. “119 bin nüfusla belediye başkanlığını devraldım şimdi nüfus 350 bin. Kişi başına düşen yeşil alan sayısı 6 metrekare idi. Bugün 9.5 metre kare. 2030 hedefini şimdiden belirledik. Öngörülen nüfus 500 bin kişi, kişi başına yeşil alan 16,5 metrekare. Yaşam Vadisi adını verdiği, 1.2 milyon metrekarelik bir park. Türkiye’nin en büyük kütüphanelerinden birini kurması.
“İstanbul son 5 yıldır Ankara tarafından yönetiliyor. Çevre ve şehircilik Bakanlığı , İller Bankası TOKİ plan yapıyor” diyor.
‘Peki Bunu değiştirmek mümkün mü’ diye soruyoruz.
“Mümkün” diyor: “Şu soruyu sormakla işe başlamak gerek. İstanbul çok büyük bir rant. Hatta öyle ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi çok büyük bir bürokratik kaosun içinde. Bir odadaki dosya öteki odaya aktarılmıyor; bilgi paylaşılmıyor. Peki bu büyük rant İstanbul halkına yarıyor mu? Yaramıyor. Bunu halka anlatacağız işte.”
“Sorun Ankara ile bağımlılığa göz yummak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin fiyasko kentsel dönüşüm projesi Fikirtepe Projesini biliyorsunuz. “Ben yapacağım” diye soyundu beceremedi, TOKİ yapsın dedi; ona devretti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elindeki imkanlar büyük. İş zor biliyorum, ama bu bir mücadele süreci. Seçimi kazanırsam bu dönüşümü başaracağıma inanıyorum. Biz Beylikdüzü olarak İstanbul’da 2030 kent vizyonunu ortaya koyan tek ilçeyiz. İstanbul’un 2030 vizyonu var mı? Yok ne yazık ki...”
“Beylikdüzü CHP’li belediye cami yapamaz diye plan izni vermediler uzun süre ama aştım oraya camiyi inşa ettim. Adını da Kuvayı Milliye Camii koyduk. Önce seçmeninizi ikna edin. O kitle arkanızda durursa olur.”
U dönüşü gerek İmamoğlu’nun ısrarla vurguladığı gibi. Ama nasıl? “İstanbul’da müteahhit de dersini aldı. Çok konut yapmak, çok para kazanmak değil. Bunu acı derslerle öğrendi. İstanbul’da 1 milyon 600 bin konut stoku var” diyor.
“Ben büyük proje kavramını değiştireceğim” diyor: “Benim büyük projem çocuklar. Yani Türkiye’nin geleceği. İstanbul 0-4 yaş arası 1 milyon 170 bin çocuğu olan bir kent. 0-9 yaş derseniz bu sayı 2.5 milyona çıkıyor. Bunların yüzde 70’i fakir ailelerin çocukları. Bu çocukların ve eve hapsolmuş annelerin hayatına dokunmamız gerek. Dizi izleyen, aldığı yardım ile çocuğuna evde bakmaya çalışan kadınlar. Kreşler açmak, annelere eğitim vermek. Belediye olarak buna odaklanmalıyız.”
Hedef yüzde 51
“Hedef yüzde 51. Yani kabaca oyları yüzde 5 arttırmamız gerek. İmkansız değil bu. Örgüt arkamda, güçlü bir saha etkinliği ve sosyal medyayı çok iyi kullanma. Adaylığımın 13. günüdeyiz. 15 Ocak’ta başka bir yerde olacağım, şubat başında bambaşka bir yerde. Biliyorum billboardlar bana verilmeyecek, televizyonlar bana açılmayacak ama manevi bir tılsım hissediyorum. İnsanlar artık bir değişim istiyor.
Kentin en yoksulları uzun yıllardır kendilerini yönetenlere oy verenler. Onlara ulaşacağız. Etnik kimlik ve söylem asla kullanmayacağım bunu yaparken. Yaparsam İstanbul’a ihanet etmiş olurum. Güçlü bir İstanbul kent imajı olsa, hemşerilik olgusu bu kadar fazla olmaz. Beylikdüzü’nde bu tarz dernekler benden yer istediler ama onun yerine herkesi buluşturacak bir Medeniyetler Parkı açtım. Orada birbirleri ile etkileşim içinde faaliyetlerini sürdürüyorlar. ‘Hemşerilik’ kültüründen ‘Ben İstanbulluyum’ kültürüne geçiş gerek. Bunu en azından başlattım.”
İmamoğlu’na göre yerel yönetimlerde belediye meclislerinde kadınların sayısının artması son derece önemli ve teşvik edilmeli. “Cinsiyet eşitliğine dayalı bütçeleme için uluslararası sözleşmeye imza atmış bir ilçenin başkanıydım. Bunu İstanbul için yapabiliriz. Yapmalıyız. Her iki koltuktan biri kadının olmalı. 7 yaşındaki kızımın geleceği için bu dönüşümü gerçekleştirmek istiyorum” diyor.