İzmir'i geleceğe kim taşır?
Ankara ve İstanbul adayını açıklayan CHP’de İzmir adayı merakla bekleniyor.
Cumhuriyet'ten Hakan Dirik'in hazırladığı "İzmir'i geleceğe kim taşır" yazı dizisinden bugünkü derleme haber şöyle:
İzmir’i yönetmeye talip olan CHP’liler elbette bu kadarla sınırlı değil. Listenin bu derece kalabalık olması, CHP’nin göstereceği adayın İzmirlilerin tercihlerinde kökten bir değişiklik olmazsa, aynı zamanda İzmir’in yeni belediye başkanı unvanını taşıyacak olmasından kaynaklanıyor. Görüşlerini aktardığımız isimler belki “kısa liste” olarak değerlendirilebilir.
Resmi olarak adaylık için partiye başvuran 9 CHP’li daha görev bekliyor. DİSK yöneticiliğinin ardından İzmir milletvekilliği de yapan Musa Çam, Karabağlar Belediye Başkanı Hasan Karabağ, İzmir Barosu Başkanı olarak görev yapan Aydın Özcan, eski İzmir milletvekillerinden Canan Arıtman, Bergama Belediye Başkanı olduğu dönemde bölgesindeki çevre mücadelesine verdiği destekle tanınan Sefa Taşkın, eski Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Kocaoğlu’nun sonradan mahkemelik olduğu ilk dönemdeki genel sekreteri Ersu Hızır, eski il başkanlarından Kemal Karataş, eski PM üyesi Seniye Nazik Işık, CHP üst yönetiminden “atama” bekliyor. Bu arada AKP’nin adayı Nihat Zeybekci’nin çoktan sahaya indiğini gören İzmirliler ise seçime 2 ay kala CHP’nin adayını belirlemesini...
‘Aşkla bağlıyım’
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, resmi başvuru yapmamış olsa da “karar masasındaki alternatifler” arasında yer alıyor. Son seçimlerde önce İstanbul’dan aday listelerine yazılsa da İzmir 1. bölge 1. sıraya gelerek milletvekili seçilen Özkan, Genel Başkan Yardımcısı olarak partide çalışması nedeniyle “yarışın içinde olmadığını”, ancak görev verilirse yerine getirmeye hazır olduğunu dile getiriyor.
İzmir’i “aşkla bağlı olduğu kent” olarak tanımlayan Özkan, şunları söylüyor: “İzmir gibi bir dünya markasını, Türkiye’nin gözbebeğini büyütmek, geliştirmek, onu Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılar hale getirmek en büyük isteğimiz ve dileğimizdir. Bu kentte bana dair bir görev düşerse başımın üstünde, ben bunu yerine getiririm. Ben aşkla bağlı olduğum kente hizmet etmekten asla geri durmam. Bizde, CHP’nin geleneklerinde bu tür görevlere aday olunmaz. Bu tür görevler bizim gibi genel başkan yardımcıları için takdir edilir. ‘Bunu siz yapacaksanız’ denir, öyle olur. O yüzden bu tür tartışmaların dışında aday olan arkadaşlara başarılar diliyorum. Kentin yönetimiyle ilgili görev verilirse, hazırız. Elbette ki yerine getiririz.”
AKP’yle başa çıkacak aday
Geçmişte CHP İzmir il başkanlığı, milletvekilliği, genel başkan yardımcısı görevlerini yürüten Alaattin Yüksel, ideal İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayının profilini şöyle çiziyor: “AKP adayıyla başa çıkabilecek siyasi birikime sahip, çalışkan, kentteki muhalif potansiyeli yani hayır blokunu tümüyle harekete geçirebilecek, sivil toplum kuruluşları sendika, meslek odaları, işçi ve işveren örgütleri, muhtarlar, gençler, kadınlar ve diğer siyasi partilerle birlikte mücadeleyi örgütleyebilecek biri aday olmalı.”
“Kendimde bu vasıfları görüyorum, o nedenle adayım” diyen Yüksel, aday profilini çizmeye şöyle devam ediyor:
“Siyasal baskılara ve zorbalıklara karşı direnebilecek, cesur, kararlı ve mücadeleci kişiliği ile direnişi örgütleyebilecek siyasal birikimde bir başkan olmalıdır.”
Referandumda İzmir’de yüzde 69 hayır çıktığını, yerel seçimlerde hedefin yüzde 70’le büyükşehir ve 30 ilçenin tamamı olması gerektiğini belirtiyor Alaattin Yüksel.
Yaşadığımız ekonomik krizin seçimlerin hemen ardından çok daha derinleşeceğini, seçilecek adayın bunun getireceği yıkımlara hazırlıklı olması gerektiğini die getiriyor:
“Seçimden sonra ekonomik kriz çok daha fazla derinleşecek ve bu da siyasi zorbalığı katlayarak beraberinde getirecek. Bu hem işsizler ordusunun büyümesi, hem sosyal yıkım demek. Aynı zamanda 26 bin çalışanı ve 10 milyarlık hacmiyle kentin en büyük işletmesi olan İzmir Büyükşehir Belediyesi de kenti sıkıntıya sokmadan, doğru bir yönetim anlayışıyla bu krizi fırsata dönüştürerek atlatabilmeli. Kriz sürecinde halkımızla dayanışma içinde hareket edecek bir belediye başkanı olmalı.”
Adayın belirlenmesindeki gecikme nedeniyle oluşan kaotik ortamın moral bozukluğu yaratmaması gerektiğini dile getiren Yüksel, “Biz buradan yine en iyi çözümü bularak çıkmayı başaracağız. İzmir’de her zamanki başarımızı yakalayacağız. Bizim ana hedefimiz, bu totaliter, baskıcı rejimden kurtulmaktır.
Bunca baskının, zulmün hüküm sürdüğü, yoksulluğun tavan yaptığı bir süreçte yerel yönetim seçimlerini tek adam rejiminden Türkiye’yi kurtarma umuduna dönüştürmemiz gerekiyor. Sorun kimin belediye başkanı olacağında değildir, Türkiye’yi tek adam rejiminden nasıl kurtacağımızdadır. Yerel seçimleri bu anlamda fırsata çevirip gerçekten bağımsız, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatmaktır. Kısaca CHP’yi iktidara taşımaktır. Bu hedefe kilitlenmeliyiz. İçimizden hangi arkadaşımız genel başkan tarafından belirlenirse belirlensin, bu sorumluluk duygusuyla onun etrafında birleşip hep birlikte İzmir’de yüzde 70 hedefi için çalışmalıyız.”
Ateşten gömlek
Büyükşehir için neden aday olduğunu şu cümlelerle açıklıyor Yüksel: “Önümüzdeki sürecin çok zor olduğunun bilincindeyim. Aslında büyükşehir belediye başkanlığının ateşten gömlek giymek olduğunun farkındayım. Beni bu kararı almaya iten şey, tam da burada yatıyor. İnançlarımız doğrultusunda, yurtseverlik temelinde siyasetin içinde bulundum. Bugün de yine aynı duygular içinde, ülkenin bize ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Her zamanki sorumluluk duygusuyla hareket ediyorum. Gün hep birlikte omuz omuza mücadele, yeniden laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma günüdür. Bu süreçten atalarımız gibi topyekûn mücadeleyle karanlıktan aydınlığa çıkacağız.”
Kocaoğlu’nun yeniden adaylığını şöyle değerlendiriyor:
“Daha önce diğer aday adaylarıyla, kendimle ilgili sorular sorulduğunda, ‘Önde misiniz, ışık aldınız mı’ diye sorduklarında hep ‘Eşitlerden biriyim’ diye yanıtlamıştım. Bizim nihai hedefimize, asıl amacımıza uygun olanı da aday adayları arasında bir rekabet hissi yaratmadan, sorun oluşturmadan bu sürecin geçilmesi gerektiğine inandığım için böyle söyledim. Çünkü asıl önemli olan, aday belirlendikten sonra tüm aday adaylarının omuz omuza birlikte çalışabileceği iklimi bugünden yaratmaktır. Bunu da bozmamaktır. Aziz Başkan da dahil hepimiz eşitlerden birisiyiz. Hangi arkadaşımız aday olarak belirlenirse belirlensin daha çağdaş, daha gelişmiş, daha kalkınmış, daha yaşanabilir bir kent için, yeniden demokrasinin inşası için çalışacağız.” Yüksel, “Cumhuriyetin, demokrasinin ve özgürlüklerin kalesi konumundaki İzmir’in bu misyonu sürdürecek yöneticileri belirleyeceğinden kuşkum yok” diyor.