AKP'den Binali Yıldırım açıklaması: 'Doğru olmaz'

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal: "Meclis Başkanımız istifa etmeden konuşmak doğru olmaz"

AKP'den Binali Yıldırım açıklaması: 'Doğru olmaz'

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, CNN TÜRK Ankara temsilcisi Dicle Canova'nın sorularını yanıtladı.

"Meclis başkanlığı konusunda bir isim netleşmeye başladı mı?" sorusu üzerine Ünal şöyle yanıt verdi;

"Henüz meclis başkanımız (Binali Yıldırım) istifa etmedi. Ayın 18'inde Meclis başkanımız istifa ederse 19'unda bu soru gündeme gelir. Ancak bu o zaman konuşulur, etik olan da budur."

Ünal'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Sayın Cumhurbaşkanımızın ismini verdiği bir kampanya süreci aslında 'gönül belediyeciliği'. Aynı zamanda da AK Parti'nin 17 yıllık hikayesini de anlatıyor. Gönül belediyeciliğini de başlatan isim 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin ardından Recep Tayyip Erdoğan'dır. 1994 krizinde hükümet belediyelere bir ödenek göndermiyor, belediyelerinde kendi imkansızlıkları sonucunda ortaya çıkan bir İstanbul söz konusu. 1994'ten sonra halkın ve belediyelerin kendi imkanlarıyla gönül birliği yaparak ortaya çıkardığı yeni bir anlayış oluştu. 2004'ten sonra da bu AK Parti belediyeciliğine dönüştü. Biz de kampanyamıza başlarken gönül belediyeciliğini öne çıkardık. Kampanyamızı sadece insan odaklı değil, şehirde yaşayan bütün canlılara duyarlılık gösteren bir anlayışla başladık. Bütün canlılara duyarlılık ön planda.

MHP ile sahada iş birliği

MHP ile görüşmelerimizi yaptık. Sahada iş birliğinin nasıl olacağına ilişkin bir mutabakat hazırladık. Bu mutabakat liderlere sunulacak. Adana'da 46 bin kişinin katıldığı ortak mitingde de bunun bir örneğini gösterdik. Ortak mitinglerde sadece Türk bayrağı kullandık, Cumhur İttifakı müzikleri kullanıldı, her siyasi parti kendi kimliği ile katıldı. Sahada iş birliği ile ilgili hazırlanan klavuzu teşkilatlarımıza göndereceğiz.

'Saray ittifakı'

İki parti arasında yürütülen bir süreç. Karşılıklı iştişareler sonuçlanmadan bir ilk sayısı söylemek doğru olmaz. Ama genel başkanların talimatıyla bu çalışmalar devam ediyor. Çalışmaların ardından hangi illerde nasıl bir yol izleneceğine dair bilgi kamuoyuna verilecek.

Cumhur İttifakı sadece bir masa başı ittifakı değil. Cumhur İttifakı, 15 Temmuz gecesinin ardından milletin oluşturduğu ve Yenikapı ruhuyla da perçinlenmiş bir ittifaktır. Milletin bekasına dönük tehdit oluşturan durumlara dönük bir iş birliği söz konusu. Cumhur İttifakı 'Şurayı da kazanalım, burayı da kazanalım' düşüncesiyle kurulmuş bir ittifak değil. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde şehirler için harcanması gereken paraların terör örgütlerine gönderilmesinin sandıkta önünün kesilmesini istiyoruz. Bu süreçte ne sayın Devlet Bahçeli ne sayın Cumhurbaşkanımız asla bir siyasi pazarlık içerisinde olmadılar.

"AKP adayı çekilir mi?"

Hem AK Parti teşkilatları hem MHP teşkilatları ne yapıldığının, hangi gayeyle bunların yapıldığının bilincinde. Bizde arkadaşlarımız bir istikbal kaygısıyla, hırsla hareket etmezler. Gönül azimdir, hırs değil. CHP'ye baktığımızda kimlerin hangi motivasyonla istifa ettiğini görüyoruz.

"CHP'den DSP'ye geçişler tabloyu nasıl etkiler?"

Ben CHP'ye baktığımda iki şey görüyorum. CHP'nin söylem olarak ortaya koyduğu bir vitrin var, bir CHP'nin kulisi var. Yerel seçimlerle ilgili manifestolarında ortaya koydukları şeyle, kendi uyguladıkları siyaset arasında uçurum var. Kendi partisinin içerisindeki krizleri yönetemeyen, genel sekreterinin istifa etmek zorunda kaldığı, belediyelerinde ortaya çıkan yolsuzlukları kapatmaya çalışan bir CHP'nin sözlerini ciddiye almak zor. Bütün bunlara baktığınızda da bir çelişkiler yumağı ortaya çıkıyor.

DSP'ye geçişlere baktığımızda da rahmetli Bülent Ecevit, CHP içerisinde gerçekleştirmek istediği dönüşümü yapamadığı için ayrılmak ve DSP'yi kurmak zorunda kaldı. Ecevit'ten sonra da DSP, CHP içerisindeki kavgaların, istifaların ardından siyasetçilerin bir durağı haline geldi.

Tanzim satışları tartışması

Bir şeyi kıyas ederken, o iki şeyin mantığa uygun olması gerekiyor. Vatandaş tüp bulamadığ için, pirinç bulamadığı için sıraya giriyordu. Bugünse devlet bir imkan sağlıyor, 'Ben bunu sana doğrudan ulaştırıyorum' diyor. Bir kıtlıktan bir yokluktan kaynaklanmıyor, tam tersine tarladan çatala oluşan kumpasların önüne geçiyor. Devlet bu duruma müdahale ediyor ve vatandaşın doğrudan ürüne ulaşması sağlanıyor. CHP bugün 'Tarımı bitirdiniz' diyor, peki biz tarımı bitirdiysek dünyada nasıl 7. sıraya çıktık?

Etiketler
Mahir Ünal Binali Yıldırım