Saray kaynaklarından flaş iddia: Tanzim satış için fon
Saray'da ekonomi ve tanzim satışlara bakan kişi AKP'nin tanzim satış için 800 milyon lira fon ayırdığını iddia etti.
Yeniçağ gazetesi yazarı, bir dönem Abdullah Gül'ün danışmanlığını yapan Ahmet Takan bugünkü köşesinde dikkat çeken bir iddiayı ortaya atı. Saray kaynaklarından aldığı bilgiyi aktaran Takan, tanzim satış için 800 milyon liralık fon ayrıldığını belirtti. Takan fondan geriye sadece 100 milyon lira kaldığını belirtti.
Takan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle;
Gerek muhalefet gerekse uzmanlar, tanzim satışların 31 Mart'tan sonra devam etmesinin imkânsız olduğunu söylüyor.
Peki, nasıl oluyor da toptancı halindeki fiyatlardan bile sebze ucuza satılıyor?.. Değirmenin suyu nereden geliyor. Saray'da bu işlere yakından bakan bir kaynaktan öğrendim. Sıkı durun!.. Mutfaktaki yangının 31 Mart'ı tehdit ettiğini gören iktidar, tanzim satışları için özel bir fon kurmuş. Kaynağımın aktardığına göre, proje tasarlanırken 800 milyon lira kaynak ayrılmış. Vee!.. Bu kaynağın 700 milyon lirası da şu gün itibarı ile bitmiş. Yani, geriye ucuz domates, biber, patlıcan için 100 milyon lira kalmış. Kalan para, 31 Mart'a kadar yeter mi?.. Yetmezse, hazineden yeni aktarmalar olur mu? Bilemem!.. Kaynağım da bu sorularıma net cevaplar veremedi.
Şimdi, 3 saat kuyrukta bekledikten sonra, aldığınız, 2 kilo domates, biber, patlıcana esasında ne kadar para ödediğinizi hesaplama işi de size kalıyor!..
Sürdürülebilir değil
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör'e göre, tanzim satışların sürdürülebilirliği mümkün değil. YENİÇAĞ'ın sorularını yanıtlayan Güngör, "tanzim satışlar anlaşıldı ki tamamıyla seçim yatırımı maalesef" dedi. Özden Güngör'ün şu sözlerine çok dikkat;
"Devlet şu anda 3 liraya aldığı patatesi 2 liraya veriyor. Bu ürünleri Mısır'dan, İran'dan, Azerbaycan'dan çeşitli ülkelerden getirtiyoruz, soğan ve patatesi. Getirdiklerimizi daha düşük fiyatla satıyorlar bu da devlet zararı anlamına geliyor. Getirdiğiniz ürünlerin nakliyesini devlet karşılıyor. İşçiliğini, elektrik, su, yer, devlet karşılıyor. Dışarıdan ithal ettikleri ürünleri, Tarım Kredi Kooperatifleri kanalıyla, ya da tüccarlardan aldıkları malları, masraf ödemeden devlet zararına, seçimde oy almak amacıyla ucuza veriyorlar. Bu şekilde sürdürülebilmesi mümkün değil. Patatesi, soğanı, 2 liradan, biberi 4 liradan örneğin. Bir kere bunların maliyeti bu kadar değil. Soğanın maliyeti 2 lira değil. Ne yapacak, ne yapıyor, bazı maddelere zam yapıyor. Bir açığını başka bir açıkla kapatıyor. Benzin ve mazota zam yapıyorlar, oradan aldıkları ÖTV ve KDV ile kapatıyor. Bunun altından kalkmamız mümkün değil. Tanzim satış mağazalarıyla ürün fiyatları düşmez. Tarımın sorunları çözülmeden, gıda fiyatları düşmez. Üreticinin sorunları çözülmeden gıda fiyatları düşmez. Tarım alanlarını koruyacaksınız kaçınılmaz olarak. Tarım alanları korunmuyor. Amacın dışına çıkarıyorsunuz. Mera alanlarını korumuyorsunuz, onu da amacın dışına çıkarıyorsun. Girdi maliyetleri yüksek üreticinin. Çiftçi zaten borç batağı içinde. Üreticinin Aralık 2018 sonu itibarıyla 102 milyar lira borcu var, bankalara borcu var. Para kazanamıyor, para kazanamayınca ya üretimden kopuyor, ya tarlasını satıyor. Seçim zamanına denk geldiyse borcu erteleniyor."
Özden Güngör, madalyonun diğer yüzüne de dikkat çekiyor;
"İktidar yetkililerinin söylediği; 'tanzim satış mağazalarını yaygınlaştıracağız ' diyorlar. Hatta bir kalem de ileriye gittiler, gübreyi, ilacı, tohumu da tanzim satış mağazaları kanalıyla satacağız dediler. Dışişleri Bakanı da bunu söyledi ama maalesef altı dolmuyor bu açıklamaların. Bir kere tohum, gübre, ilaç, mazot gibi girdilerde tamamıyla dışarıya bağlı durumdayız. Bu girdiler dışarıya bağlı. Tohumda dışarıya bağımlıyız. İlaçta yüzde 95'in üzerinde dışarıya bağımlıyız. Gübrede yüzde 80-90 dışarıya bağımlıyız. Mazotu dışarıdan getiriyoruz. Dolayısıyla bunları dolar ve Euro'yla alıyoruz. Bugün bir litre en ucuz ilaç 100-150 lira. 'Gübre, ilaç, tohum getirteceğim' sözleri gerçekçi değil. Türkiye'nin iç ve dış borcu var. Gelirimiz aşırı derecede fazla değil. Dolayısıyla tanzim satış mağazalarıyla bunları satamazsanız. Yönetmelikler, kanunlar yani mevzuat var kısacası. Diyor ki, 'zirai mücadele ilaçlarını belirli meslek grupları satar'. Buna göre sınav yapıyorsunuz, sınavdan geçerse ilaç bayisi olup, satış yapabiliyorsun. Bir taraftan sınav yapıyorsun, öbür taraftan ilaçları getirtemezsiniz ama belediye memurları ile mi satacaksınız?.. Bayilik açan insanlar ne olacak? Bu doğru bir yaklaşım değil, seçim için söylenmiş sözler."
Çadırın önünde çok zamanınız var. Şaka olmasın. 1 Nisan'ı ciddi ciddi düşünün!..