Erdoğan'dan 'kaçak yapılaşma' açıklaması: Korkuyorum
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, CNN TÜRK-Kanal D ortak canlı yayınında Hande Fırat ve Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı.
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, CNN TÜRK-Kanal D ortak canlı yayınında Hande Fırat ve Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı.
Erdoğan, programda kaçak yapılaşma konusuna değinerek, "En son bir felaket yaşadık Kartal. 3 kat izin almış, 3 kat izni 8 kadar 10 kata çıkarmış. Bu tamamen kaçak yapılaşma. İstanbul'un da Türkiye'nin de değişik yerlerinde hepsinde buna benzer kaçak yapılaşmalar var. Bu kaçak yapılaşmalar bizi tehdit ediyor. İstanbul'un deprem bölgelerinde bu sıkıntılar var. Buralar deprem bölgesi, buralarda sıkıntılar var. Büyük depremde faturası ne olur belli değil. Ama ben bundan endişeliyim, korkuyorum" dedi.
"YOĞUN BİR ÇALIŞMA SÜRDÜRÜYORUM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN TÜRK-Kanal D ortak canlı yayınında konuştu. Erdoğan, sözlerine, seçim kampanyasıyla ilgili konuşarak başladı.
Erdoğan, "Erken başladığımız seçim kampanyası ile birlikte meydanlar şuan gayet iyi. Tüm bu meydanların yanında halkın özellikle şuanda seçimi hazmetmesi hangi konumda, genel itibariyle bunu da masaya yatırmak lazım. Gün geçtikçe bu kızışıyor. Vatandaşın özellikle verilen mesajları alması verilen mesajlar üzerinden istikamet belirlemesi, bir de ideolojik formatlama ile siyasi partileri değerlendirenler var. Beklentim milletin yatırımla değerlendirmesi. Benim aziz milletim, bu ülkeye en ufak bir yatırımı olmayanların ideolojik formatlamasına, bu tezgaha, bu tuzağa düşmemeli. Muğla'da önce Fethiye ilçesine uğradım, planda yoktu hemen haber gönderdim. Bodrum'da herhangi bir hazırlık yok, orada duvarın üzerine çıktık, toparlanmış olan Bodrumlu kardeşlerime seslenme fırsatı bulduk. Yoğun bir çalışmayla devam ediyoruz. Yoğun bir çalışma sürdürüyorum" diye konuştu.
"ENDİŞELİYİM, KORKUYORUM"
Erdoğan kaçak yapılaşma konusunun üzerinde özellikle durdu. Erdoğan bu konuyla ilgili gelen soruya şu yanıtı verdi:
Özellikle şehir planları büyük önem arz ediyor. Ne tür sıkıntılar çekiyorsak bakıyorsunuz plansızlıktan çekiyoruz. Bundan böyle bizim yerel yönetim anlayışımızda bunlar uzun vadeli ve kesinlikle hakkaniyete uygun şekilde hazırlanacak. Kaçak yapılar, plansızlıklar hakkaniyetle hazırlanmadığı için bedeller ödendi. Kesinlikle hakkaniyete uygun şekilde bu planlar uygulanacak. Bizde bir anlayış var. Her evde bir tane otomobil olurdu, şimdi yetmez iki olsun, üç olsun böyle bir anlayış var. Fazla otomobil anlayışı olunca da araç park etmede sıkıntı yaşanıyor. Dikey mimarinin getirdiği anlayışla onların altında otopark oluyor ancak daha önceki yapılaşmalarda apartman altında otopark yok. Sokağa otomobilini park ediyor. En ufak bir yangında itfaiyenin girmesini engelleyen durumlar. En son bir felaket yaşadık Kartal. 3 kat izin almış, 3 kat izni 8 kadar 10 kata çıkarmış. Bu tamamen kaçak yapılaşma. İstanbul'un da Türkiye'nin de değişik yerlerinde hepsinde buna benzer kaçak yapılaşmalar var. Bu kaçak yapılaşmalar bizi tehdit ediyor. İstanbul'un deprem bölgelerinde bu sıkıntılar var. Buralar deprem bölgesi, buralarda sıkıntılar var. Büyük depremde faturası ne olur belli değil. Ama ben bundan endişeliyim, korkuyorum. Kentsel dönüşüm dedik çalışma başlattık. Kentsel dönüşümde biz burada oturanlara kiralarını verelim, kendileri hemen kiraya geçsinler. Biz sonrasında burayı gönüllülük esasına göre yıkalım, TOKİ ile olmazsa müteahhit ile burada konutları yapalım ve bu konutlara kendilerini oturtalım. Başka yerlerde TOKİ konutları var buyursunlar orada otursunlar. Kentsel dönüşüm şehir güzelliğini de getirecek. Benzersiz şehirler anlayışı ile de tarihten gelen hikayelere uygun inşa edelim. Bunu yaparsak daha güzellik katacak. Sosyal belediyeciliği çok önemsiyorum. AK Parti belediyeciliği zaten tanımında bir sosyal belediyeciliktir. Dikey mimariden bir an önce sıyrılmak gerek. Bizim kültürümüzde yatay şehirleşmeyi görürsünüz. Süleymaniye'nin etrafı şu an yenileniyor. Aslına uygun olarak inşa edilecek. Bitince bambaşka olacak.
"ŞU AN ÇOCUKLAR ÇOCUKLUĞUNU YAŞAYAMIYOR"
Erdoğan kaçak yapılaşmayla ilgili sözlerine şöyle devam etti:
Akıllı şehir uygulamasıyla da teknolojiyi insanlarımıza getirelim. Eksikleri tespit ediyoruz. Komşular şuan birbirlerini tanıyor mu, tanımıyor. Şu an çocuklar çocukluğunu yaşayamıyor. Sitenin ortasında bir oyun parkı varsa bu onlar için en büyük zenginlik. Millet bahçeleri bizim tuttu. AK Partili belediyeler hemen başladılar. Bahçenin köşesinde 250-1000 metrekare millet kıraathaneleri yapılıyor.
Yatay şehirleşmeye öncelik verdik. Süleymaniye'nin etrafı şu anda yenileniyor. Tarihi eserler vs. Katar-Türkiye-KİPTAŞ işbirliği ile yıkılıp aslına uygun şekilde inşa edilecek. Bitince bambaşka olacak. Halk ile birlikte yönetim de bir diğer adım. Karar alınacaksa onlarla birlikte alınacak. İsraftan çok çok uzakta tasarruflu bir belediyecilik. Rüşvet ve suiistimalle değil. Manifestodaki 11 başlık içinde uyguladıklarımız var uygulayamadıklarımız var maalesef. Biz belediyelerimize sürekli uyarılarda bulunmuşuzdur.
"BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ OLARAK BİZ ÇÖP DAĞLARINI KALDIRDIK"
Erdoğan, 'Nasıl bir İstanbul hayaliniz var?' sorusu üzerine "1994 öncesi İstanbul malum yaşanır bir İstanbul değildi. 3Ç vardı; çöp, çukur, çamur. Bunlardan geçilmiyordu. Ben bot giyip Bağcılarda filan seçim kampanyası yaptım. Güngören'de seçim çalışması yaptım. Yukarıda Esenler tüm oralar çukurdan çamurdan geçilmiyordu. Biz oradaki seçimlerde beş ilçeyi kazandık ve oralar süratle değişmeye başladı. Oralar o günün eseridir. Bu başarı bir şeye inanmanın başarısıdır. Büyükşehir Belediyesi olarak biz çöp dağlarını kaldırdık. 1 yıl içinde neticeye vardık. Habitattaki toplantısı yapıldığında dünyanın en temiz şehri olarak İstanbul girdi, biz bunu başardık. Bizim temel felsefemizde temizlik vardır. Hava kirliliği felaketti. Geldiğimizde doğal gazın girdiği ev sayısı 50 bindi. Belediye Başkanlığını bıraktığımda 1 milyon 250 bin eve doğalgazı getirdik. Bu hava kirliliğinin azalmasını getirdi. Susuzluk... Çekilir gibi değildi. Bazıları küvetleri kullanıyordu. İSKİ o zamanlar tanker getiriyor, herkes kuyrukta. Sizler de arşivlerinize bakarsanız, o çamurların içinde o anneler bidonlarını doldururlar tekrar eve dönerlerdi. Böyle bir süreci yaşadık. Istranca'dan 140 km'den İstanbul'a su getirdik. Aynı şekilde 180 km'den de Ömerli'den getirdik. Boğaz'ın altından dev bir tünel yapalım dedik. Bunun içinden Renault araç ile o zamanlar Veysel Bey İSKİ müdürü idi, onunla oradan geçtik. Bu suyu halledelim dedik, onu hallettik. Isranca, Melen bunların gelişi ile birlikte, 2040'a kadar İstanbul'un su sorunu kalmadı. Şimdi ise 2050'ye kadar İstanbul'un su sorunu giderildi" dedi.
Erdoğan, "Şu anda bunların hepsi büyük oranda aşıldı. Dalçıklarıyla, kavşak düzenlemeleri, raylı sistemleriyle, metrobüsleriyle... İETT'nin İkarus denilen otobüsleri vardı. Göreve geldim, reklama girecek belki ama, halkıma ben bunları yasaklıyorum 'Mercedes alacağım' dedim ve Mercedes otobüsleri aldık. Şuanda İETT'nin 6000 civarında bu otobüsleri var. Göreve geldiğimizde İDO'nun 40 tane deniz otobüsü vardı. Şimdi bu sayı fevkalade artmış vaziyette. Deniz taşımacılığı bu şekilde yürüyor. Yapılacak anlatılacak çok şey var. İstanbul artık modern bir şehir olmanın başlıklarını yakalamış vaziyette. Alışveriş merkezleri vs.'ler bunlarda tabi arz-talep meselesi. Bir diğer taraftan İstanbul otelleriyle vs. çok ciddi bir potansiyel oluşturuyor. Rezidanslar devreye girmiş durumda. Uluslararası kongrelerde bunlar İstanbul'un önemini arttırıyor" ifadelerini kullandı.