Ekrem İmamoğlu'ndan yeni anket açıklaması: Hiç bu kadar...

Ekrem İmamoğlu, NTV canlı yayınında 'Seçime Doğru Özel' programında Ahmed Arpat ve Simge Fıstıkoğlu'nun sorularını yanıtladı.

Ekrem İmamoğlu'ndan yeni anket açıklaması: Hiç bu kadar...

CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, “Anket firmaları konusunda hep bir tartışma olmuştur ama biz hep mağdur tarafında olan bir siyasi hareketiyiz. Sonuçları tam olarak söyleyemem ama hayatımın hiçbir zamanında anketlere bu kadar inanasım gelmemişti” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin bir beka sorunu olmadığını ifade eden İmamoğlu, “Bu söylemin toplumda karşılığı yok. Beka sorunu diye bir şey yok” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, İstanbul’un sorunlarına ve çözüm önerilerine dair de “En önemli sorunlar yoksulluk ve ulaşım. İstanbul'da deprem çok derin bir sorun. Bu şehrin açlık sınırı altında vatandaşı olmasın. Gıdaya erişim konusunda vatandaş büyük sorunlar yaşıyor. Bu şehrin yoksulu olmamalı. Gıda zinciri kuracağız, organik tarımı destekleyeceğiz. Gıda sorunu işbirliği yaparak çözebiliriz” diye konuştu.

Ekrem İmamoğlu, NTV canlı yayınında 'Seçime Doğru Özel' programında Ahmed Arpat ve Simge Fıstıkoğlu'nun sorularını yanıtladı.

Ahmed Arpat: Adaylık için isminizin ilk kez telaffuz edildiği dönemde, “İsmi çok bilinmiyor, Cumhuriyet Halk Partisi için dezavantaj olabilir” deniyordu. İsminizin açıklanmasıyla birlikte sahaya çıktınız, nasıl görüyorsunuz bilinilirlik sorunu hâlâ biz dezavantaj mı sizin için?

Aksine ben o günde tanıdıkça sevecekler demiştim. Bu özgüven değil. İnsanın hayatında biriktirdiklerinin verdiği bir güvence. Beylikdüzü Belediye Başkanı’yım, 20 küsur yıldır orada hayatım var. İş hayatımla birlikte 28-29 yıldır.

Örneğin 350 bin Beylikdüzülü beni İstanbul’a bildikleri gibi anlatacaklar dedim. Dostluklarım var zira. 6-7 yaşından beri insan biriktiriyorum. Hayatım boyunca herkes için iyi şeyler düşünmüş bir insanım. O dostluklarıma güveniyorum. Aileme güveniyorum. Çok yuvarlak bir hesapla başlarken ben 1 milyon insana güveniyordum İstanbul’da. İş hayatım var ticaret yaptım. İş insanlığım var.

Binlerce insana iş imkânı yaratmış bir geçmişim var. Köftecilik de yaptım, fırıncılık da yaptım, alışveriş de yaptım. Hiçbir zaman toplumdan kopmadığım için bu organik tarafın yansıyacağını düşünüyordum. Tahminimin üzerinde de oldu açıkçası...

İnsanlarla bire bir diyalog kurdukça bunu lokal olarak kendi ilçemde de yaşamıştım, evleri gezdikçe insanlar bana “Evet seni anlatmışlardı; geçmişte şöyle bir arkadaşın olmuş, ortağın olmuş” gibi referanslar bana çok yardımcı olmuştu. Toplumsal referans beni İstanbul’da çok hızlı tanıttı. Sağ olun ekranlarınızda bize yer veriyorsunuz ama yanlış anlamayın sizden reytingi daha yüksek toplumun. İnsanın insanı anlatması çok farklı.

Şu anda da güvencen ne derseniz, yeni tanıyanlar da anlatsın çünkü bu aynı zamanda benim bağımı çok kuvvetli hale getiriyor. Referansınız ve güvenceniz arttıkça sorumluluğumu da büyütüyor benim. Yaptığım her işte geri dönüp hesap vereceğim çok insan var. Bu benim görevime bakış açımın sağlam temellini tanımlıyor aslında. Ne güzel bir şey ki insan biriktirmişim ve beni doya doya anlatıyorlar. Bende o sorumlulukla yoluma devam ediyorum.

Simge Fıstıkoğlu: Cumhur İttifakı’nın adayı rakibiniz Binali Yıldırım da çok tanınan çok bilinen bir isim. Üstelik Ulaştırma Bakanlığı gibi icracı bir bakanlık koltuğunda mükerrer oturmuş bir isim. Bilinirlik farkı en azından yarışa başlarken bir dezavantaj oluşturdu mu sizce yoksa bir motivasyon kaynağı mı oldu?

Tabii yükselişte olmak güzeldir durağan olmaktan iyidir. Ama çok rakibimin hangi pozisyonda olduğuna bakmam. Sporculuk hayatımda da maçı kazanmak için sahaya çıkarım. Rakibimle ilgilenmem kendi formülüm vardır, dizilişim, taktiklerim bellidir, rakibime göre çok taktik üretmedim. İş yaşamımda da siyasi yaşamımda da hep böyle oldum. Benim en değerli muhatabım 1 6 milyon insan. Ama stratejik olarak baktığınızda durağanlıktan iyidir yükselişte olmak. Ben iyi bir yükseliş yaşadığımı görüyorum.

Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle;

Beka tartışması: Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığı eğer bir beka sorunu olarak görülecekse, bu Sayın Cumhurbaşkanı elini rahatlatır, yükünü hafifletir, ülke sorunlarına odaklanmasını sağlar. Çünkü siyasetinde böyle bir soluğa ihtiyacı var. Bu kadar yük çekilmez çünkü. Sayın Cumhurbaşkanının gerçekten çok yükü var. Niye bir kültür merkezini düşünsün ki, bir yeşil alanı neden düşünsün? Bunu düşünecek çok yetenekli insanlar var. En yetenekli isimlerden birisinin de ben olduğumu düşünüyorum. Dolayısıyla tam aksine konumu gereği bir beka sorunu görüyorsa ülke adına Sayın Cumhurbaşkanı’nın bence elini rahatlatacak bir iş olur Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesi. Kaldı ki böyle bir söylemin inanın toplumda bir karşılığı yok ve toplum üzülerek izliyor aslında. İstanbul’a sesleniyorum sadece bana oy verenlere seslenmek mümkün mü? Herkese sesleneceksiniz insanlar sizi dinleyecek. Keşke dinleme imkanları da olağanüstü derecede iyi olsa. Bu mümkün değil. Ama Sayın Cumhurbaşkanının erişimde hiçbir sorunu yok toplumun tamamına hitap etsinler. Şu anda beka sorunu diye bir şey yok. Vatanını, milletini seven ve bu milli sevgi konusunda her zaman söyledim hiç kimse benimle yarışamaz. Çünkü bende kimse ile yarışmam. Size hakaret olur sizin milli duygularınızı ölçmek. Dolayısıyla ben üstüme alınmıyorum tabiri caizse kime söylüyor diye dönüp arkama bakıyorum. Bu ülkede ğer öyle sorunları yaşıyorsa şu an ülkeyi yönetenler onlara yardımcı olacak bir tercih olurum. Zira önlerinde 4 buçuk seneye yakın bir iktidar süreleri var. Hep birbirinden farklı konular birbirine karıştırmamak lazım.

Anket sonuçları: Ben ölçmeyi seven bir insanım. İş hayatım da dahil siyasi yaşamımda da her zaman ölçmeyi, ölçtürmeyi yol haritasında neredesin, insanlar beğeniyor mu çok kıymet veren birisiyim bu alana. Nereden başladığınızı bilmezseniz nereye gideceğinizi de bilemezsiniz. Dolayısıyla oldukça tecrübeliyim bu konuda. Anket firmaları konusunda Türkiye’de hep bir tartışma olmuştur. Siyasi olarak baktığınızda da tartışmanın mağdur kesimiyiz aslında. Ben kendimi bu anlamda da güvencede tutmayı severim. İnandığım kuruluşlarla çalışmaya çaba gösteririm. Kaldı ki birbirini test eder pozisyonda da aslında farklı kurumlara birbirini sorgulatırım neticelerini. Günün sonunda da ben tabi kendi kaygılarını bilemem ama hayatım boyunca anketlere hiç bu kadar inanasım gelmemişti. Tam aksine ben de çok inanç besliyorum. Toplumda neyi görüyorsam, insanlarla göz göze geldiğimde, anlattığımın karşılığı nasıl bana yansıyorsa bugün anket sayfalarından önümüze dökülen rakamlar aynı şekilde. Ben bazen insanlarla fısıldaşıyorum. Bazen şu göğsüme kafasını koyup bir adamın dertleştiğini de hissettim, gözleri dolu dolu yaklaşıp fısıltılarla konuştuğunu da yaşadım. Fısıltılarla arayış içinde bir toplum var. Bu dediğiniz dip dalga olabilir ama ben onu hissediyorum. Bir değişim, yeni bir başlangıç arzusu çok üst seviyede var. Bunu karşılayacak tecrübeye de sahibiz. Kaldı ki sadece tek kişilik bir süreç değil bu yüzlerce binlerce ekibimiz var. Bu da yetmez 16 milyon insanı hazine olarak görüyoruz biz. Onların bize yansıması da çok değerli. İnanın sizlerde bizim içim çok değerlisiniz. Yaşadığınız bir kenti yarın yaşıyorken sizin fikrinizi almak bizim için çok önemli hale gelecek. Biz her boyutuyla hazırız. Bunu da hissettirdiğimiz zaman o dip dalgayı dalgadan ziyade kucaklaşmış bir pozisyon olarak görüyoruz.

İstanbul vaatleri: Belediye başkanlığı yapmamış biri bunları bilemez. Belediye başkanıyken kimi zaman baba kimi zaman oğul oluyorsunuz. "Yoksulluk benim işim değil" diyemem. Her konuda muhatap bir belediye yaratacağız.

En önemli sorunlar yoksulluk ve ulaşım. İstanbul'da deprem çok derin bir sorun. Bu şehrin açlık sınırı altında vatandaşı olmasın. Gıdaya erişim konusunda vatandaş büyük sorunlar yaşıyor. Bu şehrin yoksulu olmamalı. Gıda zinciri kuracağız, organik tarımı destekleyeceğiz. Gıda sorunu işbirliği yaparak çözebiliriz.

Etiketler
Ekrem İmamoğlu NTV Seçim Simge Fıstıkoğlu